15 Yaş Altı Dijital Güvenlik Hamlesi Başlıyor
Çocukların kontrolsüz dijital mecralarda savunmasız bırakılmasına karşı kaleme aldığımız uyarıların ardından, Türkiye kapsamlı bir düzenlemeyi Meclis gündemine taşıdı
Diyarbakır’da kaleme aldığımız dijital tehlikelere ilişkin köşe yazımızın ardından oluşan yankı, yalnızca şehir sınırlarını aşmakla kalmadı; Ankara’da karar vericilerin dikkatini çeken güçlü bir toplumsal farkındalığa dönüştü. Bugün artık 15 yaş altı çocukların sosyal medya kullanımına yönelik kapsamlı bir düzenlemenin Meclis’e gelmesi, basit bir bürokratik adım değil; uzun süredir dillendirdiğimiz bir tehlikenin nihayet devlet politikası olarak karşılık bulmasıdır.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın Dijital Mecralar Komisyonu’nda yaptığı sunumda kullandığı şu cümle, aslında Türkiye’nin dijital alanda tarihi bir dönemece girdiğinin göstergesi:
“Bu düzenleme yasaklayıcı değil; denetleyici, yönlendirici ve koruyucu bir model olacak.”
Bu ifade sıradan bir açıklama değildir.
Bu ifade, yıllardır görmezden gelinen bir alanda artık rüzgârın yön değiştirdiğini anlatıyor.
Çocuklarımız, kontrolsüz dijital mecraların insafına terk edilmeyecek.
DİYARBAKIR’DAN YÜKSELEN UYARI: ÇOCUKLAR DİJİTAL DÜNYADA SAVUNMASIZ
Şehrimizde yaptığımız değerlendirmelerde uzmanların altını çizdiği bir gerçek vardı:
Dijital dünya, artık çocuklarımız için yalnızca bir eğlence alanı değil; risklerle dolu bir mayın tarlası hâline geldi.
Diyarbakır’daki bilişim uzmanları, bu gerçeği net bir biçimde ortaya koyarak şunu söyledi:
“Çocuklar her gün kontrolsüz bir biçimde dijital mecralara gömülüyor ve zamanla birer dijital bağımlıya dönüşüyor.”
Bu söz, durumu dramatize etmek için değil; gerçeği tüm çıplaklığıyla göstermek için kuruldu.
Çocukların kişisel sınırlarını fark edemediği, dijital bağımlılık eşiklerini aştığı, uygunsuz içeriklere karşı savunmasız bırakıldığı bir çağda yaşıyoruz.
Ve Diyarbakır’dan yükselen bu ses, Ankara’da yankılandı.
KİŞİSEL VERİLERİN TEHLİKESİ ÇOCUKLAR GÖRÜNMEZ BİR AĞA TAKILIYOR
Bugün 10 yaşındaki bir çocuğun bile elinde akıllı telefon var.
Ve o telefonla birlikte;
• kişisel verileri işleniyor,
• davranışsal profilleri çıkarılıyor,
• eğilimleri tahmin ediliyor,
• reklam ve içerik manipülasyonuna maruz kalıyor.
Kısacası, çocuklarımız dijital şirketlerin doğrudan hedefi.
Bu yalnızca “zararlı içerik” meselesi değildir.
Bu, gelecekte bireyin kimliğini, tercihini, psikolojisini etkileyebilecek ölçekte bir veri istismarı sorunudur.
YASAK YETMEZ DOĞRU MODEL ŞART
Uzmanların altını çizdiği en kritik nokta şu:
“Çocuğu sosyal medyadan tamamen koparmak mümkün değil; çözüm güvenli kullanım modelidir.”
Bugünün çocuğunu teknolojiden uzak tutmak, onu hayattan uzak tutmaktır.
Fakat dijital dünyaya kontrolsüz bırakmak da onu tehlikeye atmaktır.
İşte bu ikilem, yeni düzenlemenin neden gerekli olduğunu açıkça gösteriyor.
Yeni model;
• çocuğu dijitalden koparmıyor,
• ama dijitalin risklerinden koruyor,
• ebeveynleri sorumluluk sahibi yapıyor,
• platformları hesap verebilir hâle getiriyor.
Bu yaklaşım, modern dünyanın gerektirdiği bir çocuk politikasıdır.
DİJİTALİ ÜRETEN BİR NESİL YETİŞTİRMEK ZORUNDAYIZ
Bir çocuk dijitali yalnızca tüketiyorsa, gelecekte bağımlı bir kullanıcı olmaya mahkûmdur.
Ama dijitali üretiyorsa, geleceği şekillendirecek bir birey olur.
Bilişim uzmanlarının bu konudaki çıkarımı çok nettir:
“Teknolojiyi doğru yönlendiren çocuk, dijitale bağımlı olmaz; dijitali yönetir.”
Bu düzenlemenin perdedeki görünmez amacı da budur:
Çocukları dijital dünyanın pasif tüketicileri olmaktan çıkarıp, aktif üreticileri hâline getirmek.
MECLİS GÜNDEMİNDE TARİHİ BİR HAMLE
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın hazırladığı düzenleme Meclis’e geldiğinde, Türkiye dijital çağda çocuk koruma politikalarında yeni bir sayfa açacak.
Bu düzenleme;
• sosyal medya platformlarına yeni yükümlülükler getirecek,
• ebeveyn ve eğitim kurumlarını sorumluluk sahibi yapacak,
• çocukların kişisel veri güvenliğini koruyacak,
• dijital bağımlılıkla mücadeleyi kurumsal bir çerçeveye taşıyacak.
Diyarbakır’dan yükselen sesin Ankara’da karşılık bulması tam da bu yüzden önemlidir.
Çünkü bu mesele yerel bir mesele değil; ulusal bir güvenlik meselesidir.
Toplumsal geleceğimizin meselesidir.
BU HAMLE SADECE BİR YASA DEĞİL, TOPLUMSAL BİR UYANIŞTIR
Bugün yapılan düzenleme, yalnızca hukuki bir değişiklik değildir;
Türkiye’nin dijital çağda çocuklarını koruma iradesidir.
Diyarbakır’dan yükselen uyarının Ankara’da karşılık bulması, toplum olarak doğru bir yolda olduğumuzu gösteriyor.
Çocuklarımızın dijital karanlıkta kaybolmaması için atılan her adım, geleceğimizi güvence altına alıyor.
15 Maddelik Dijital Güvenlik Rehberi
Çocuklar İçin Güvenli ve Kontrollü Sosyal Medya Kullanımı
1. Çocuğun İlk Telefon Yaşını Belirleyin
Her çocuk 10 yaşında telefon kullanmak zorunda değil. Aile, olgunluk düzeyine göre karar vermeli; gerekirse geciktirmeli.
2. Sosyal Medyaya Üyeliği 15 Yaş Altında Siz Açmayın
Pek çok platformun yaş sınırı 13 olsa da, bu sınır güvenlik için yeterli değildir. Çocuğun adına hesap açmak riski artırır.
3. Şeffaf Ekran Kullanımı Kuralı Getirin
Çocuklar ekranı kapamadan kullanmalı. “Gizli kullanım” davranışını ortadan kaldırmak için bu çok önemlidir.
4. Ekran Süresini Aile İçi Sözleşmeyle Belirleyin
Günlük 1–2 saatlik bir ekran süresi, hem bağımlılığı azaltır hem kullanım bilinci kazandırır.
5. Ebeveyn Denetimi Uygulamaları Kullanın
Apple ScreenTime, Google Family Link gibi araçlar; bildirimleri, uygulamaları, konumu ve süreleri kontrol etme imkânı sağlar.
6. Sosyal Medya Parolalarını Ebeveynle Paylaşma Kuralı
15 yaş altı çocuk için hesap açılacaksa şifre mutlaka ebeveynde olmalı.
Bu bir “güvensizlik” değil, bir “güvenlik protokolü”dür.
7. Çocuğa Dijital Ayak İzi Bilinci Kazandırın
Paylaştığı her fotoğrafın, her yorumun, her tıklamanın bir izi olduğunu öğretin.
“Bir kez paylaşılan artık çocuğun değil, internete aittir.”
8. Dijital Ortamda Yabancılarla İletişimi Kesin
Her mesaj masum değildir. Çocuklar sahte profilleri ayırt edemez.
Kurallar net olmalı: “Tanımadığın hiç kimseyle konuşma.”
9. Uygunsuz İçerikle Karşılaştığında Utanmasını Değil, Anlatmasını Sağlayın
Çocukların çoğu korktukları için ebeveynlerine söylemez.
Onu suçlamayın, konuşması için güvenli bir alan yaratın.
10. Oyunların ve Uygulamaların Gizlilik Ayarlarını Siz Yapın
Birçok oyun çocukların davranışsal verilerini toplar.
Oyun ve uygulama izinlerini kontrol etmek ebeveyn sorumluluğudur.
11. Evde “Telefonu Odaya Kapatarak Kullanma” Yasası Getirin
Telefon yatak odasına girmemeli.
Bu kural hem mahremiyet ihlallerini azaltır hem uyku düzenini korur.
12. Aile İçi Dijital Rol Modeli Olun
Çocukların ekran alışkanlığı, ebeveynlerin davranışıyla şekillenir.
Siz sürekli telefona bakıyorsanız, çocuktan aksi beklenemez.
13. İnternette Karşılaşabileceği Tehlikeleri Yaşına Uygun Dille Açıklayın
Çocuğa her şeyi anlatmak gerekmez; ama tehlikenin varlığını bilmelidir.
Siber zorbalık, kişisel veri hırsızlığı, manipülasyon konularını basit örneklerle açıklayın.
14. Dijital Yerine Fiziksel Etkinlikleri Teşvik Edin
Spor, sanat, müzik, doğa yürüyüşleri…
Çocuk ne kadar üretir ve sosyalleşirse dijital bağımlılık o kadar azalır.
15. Dijital Becerilere Yatırım Yapın: Kodlama, Tasarım, Robotik
Çocuğun dijitali üretim aracı olarak görmesi, hem özgüven kazandırır hem bağımlılığı azaltır.
Başlangıç için basit robot kitleri, çizim uygulamaları veya temel kodlama platformları yeterlidir.