Bugun...


Yasin Güler

facebook-paylas
Hakikatin Sesi Susturulmak İsteniyorsa…
Tarih: 20-11-2025 00:01:00 Güncelleme: 20-11-2025 00:01:00


 

İmam–Cemaat İlişkilerinde “Hak Konuşma” Çatlağı

İddia şu: “Hak konuşuyorum.”
Gerçek şu: Hak konuşanla başı hoş olmayan bir imam profili…

Bu soru sadece bir cami duvarının içini değil, toplumun tamamını ilgilendiriyor:

Hak konuştuğunu iddia eden imam, hak konuşan cemaati neden istemez?

Belki de cevabı aramak için önce şu gerçeği kabul etmek gerekiyor:
Hakikat, herkes için aynı ölçüde rahatlatıcı değildir.
Bazıları için hakikat; ışık, adalet ve duruluğun adresiyken…
Bazıları için koltuk, makam, etki alanı ve “cami içi iktidar” açısından tehdit demektir.

Hakikatin Ayak Sesleri Rahatsız Eder

İmam minberden “adalet” diye bağırır…
Ama saflarda biri çıkar, aynı adaleti imamın tutumlarına uyarlayınca imamın huzuru kaçar.
Çünkü hakikati anlatmak kolaydır; hakikatin merkezine kendini koymak zordur.

Cemaat içinden birisi çıkar ve sorar:
“Hocam, söylediğinizle yaptığınız örtüşüyor mu?”

İşte o anda imamın hakikati değil, konforu konuşmaya başlar.
Konfor bozulmasın diye hakikati konuşan cemaat “uygunsuz” ilan edilir.

Hakikat Mevzusu Cesaret İster – Herkesin Göze Alacağı Bir Bedel Değil

Hakikatin bedeli vardır:
Yalnızlık…
Dışlanma…
İtildiğin kapılar…
Menfaat çevrelerinin seni etrafından uzaklaştırması…

Bazı imamlar bu bedeli ödememek için “hakikat”i sadece minberden, kimseye dokunmayacak şekilde anlatır.
Ama cemaatten biri çıkar ve meseleyi somutlaştırır:

“Hocam, hutbede adaletten bahsettiniz. Peki filanca olayda neden adalet işletilmedi?”

İşte o anda imam kendini iki seçenek arasında bulur:

Ya hakikate sadık kalacak…
Ya da düzenini koruyacak…

Birçoğu ikincisini seçer.

Hakikat Konuşanı Dışlamak Bir Yöntemdir

Bugün camilerde sessiz bir gerçeklik dolaşıyor:
Eleştiren cemaat makbul değildir.
Sorgulayan cemaat tehlikeli bulunur.
Hakikati hatırlatan cemaat dışlanır.

Bazı imamlar, kendi otoritesini korumak için cemaatten sadece tek tip insan ister:

Soran değil, duyan…
Düşünen değil, itaat eden…
Muhakeme eden değil, susan…

Böyle bir ortamda hakikatin söz hakkı yoktur.

Oysa Cami Hakikatin Evi Olmalıydı

Cami, suskunluğun değil;
hakikatin konuşulduğu yerdir.

İmam, makamın değil;
adaletin sesi olmalıdır.

Cemaat ise korkarak değil;
soru sorarak, eleştirerek ve uyararak safta yer almalıdır.

Ama hakikati eline alıp “bana dokunma” diyen imamlar,
cemaatten aynı hakikati bekleyince rahatsız olurlar.
Çünkü hakikat, kendi menfaatlerine dokunduğunda “fazla gerçek” olur.

Şeyh Edebali’nin Hatırlattığı: “Nereye Gittiğini Unutma!”

Şeyh Edebali’nin o bilge nasihatini hatırlayalım:
“Nereden geldiğini unutma ki nereye gideceğini unutmayasın.”

Cemaat, imamına nereden geldiğini hatırlatmakla mükelleftir.
İmam ise cemaatine nereye gideceğini söylemekle sorumludur.

Bu denge bozulduğunda, cami ruhunu kaybeder; imam yolunu şaşırır, cemaat istikametini yitirir.

Ve şimdi söz, hem imama hem cemaate:
Nereye gittiğini unutma!
Unutursan, konuştuğun hakikat değil; susturduğun gerçekler olur.

Son Söz: Hakikat Susturulmaz, Sadece Geciktirilir

Hakikati konuşan cemaati saf dışı etmek, hakikati yok etmez.
Sadece erteler.

Hakikat bir gün mutlaka konuşur:
Ya cemaatin dilinden…
Ya çocukların gözünden…
Ya toplumun vicdanından…

Ve o gün geldiğinde hiçbir imam, hiçbir makam, hiçbir düzen bu sesin önünde duramaz.

Hakikati susturan değil, hakikati büyüten imam ve cemaat ilişkisi kurulması dileğiyle…



Bu yazı 91 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI