Bugun...



BASIN OLMAZSA DÜZEN OLMAZ

Temel hak ve özgürlüklerin olmazsa olmazı, düşünce özgürlüğüdür. Düşünce özgürlüğü, insan onurunu, maddi ve manevi...

facebook-paylas
Tarih: 22-10-2019 05:11


Temel hak ve özgürlüklerin olmazsa olmazı, düşünce özgürlüğüdür. Düşünce özgürlüğü, insan onurunu, maddi ve manevi varlığını geliştirme temel hakkına dayanmaktadır. Düşünce özgürlüğü, özgür bir birey olmanın ve özgür bir topluma sahip olmanın en önemli öğelerinden birini teşkil etmektedir. Çünkü düşüncelerini özgürce açıklamaktan yoksun kılınan bireylerden oluşan bir toplumun sosyal, kültürel, politik ve ekonomik alanlarda ilerlemesi mümkün değildir. Özgür bir biçimde düşüncenin oluşmasına, yaşanmasına, açıklanmasına izin verilmeyen bir toplumda, bireylerden değil, ancak tek tip ve devletin istediği gibi programlanmış makinelerden söz edilebilir. Böyle bir sistem ise, bir kısır döngü şeklinde, sorgulamayan, yanlışların düzeltilemediği ve bu yüzden de bir grubun keyfiyeti çerçevesinde işleyen bir devlet mekanizmasının işlenmesine yol açacaktır. Düşünce özgürlüğünün sınırlarının geniş olmasının toplumu kaosa sürükleyeceği, düzene tehlike yaratacağı kaygısı; bireyler ve yargı tarafından sıkça dile getirilmektedir. Tüm dünyada görülen, düşünce özgürlüğünün olması ve olmaması taraftarları arasındaki derin tartışma ülkemiz için de geçerlidir. Bu tartışmalar özünde düşünce özgürlüğünün sınırlarının nereye kadar olması gerektiği noktasında birleşmektedir. Sınırın çizilmesi noktasında ise, hukuk devreye girmektedir. Düşünce özgürlüğü teorik olarak, düşüncelere ve bilgilere ulaşma, haber alma, bilgi edinme, düşüncelerinden ötürü kınanmama kanaat özgürlüğü ve düşüncelerini açıklama, yayma ve başkalarına aşılama ifade özgürlüğü gibi üç temel öğeden oluşur. Düşünce özgürlüğü, kişinin serbestçe fikirler edinebilme, edindiği fikir ve kanaatlerden ötürü kınanmama ve bunları bütün meşru yollardan yararlanarak dışa vurabilme imkan ve serbestliğidir. Temel hak ve özgürlükler arasında, etkileşim ve bağımlılık ilişkisi vardır. Düşünce özgürlüğünün, bu bağlamda özel bir yeri vardır. Bu özgürlük, diğer birçok özgürlüğün kullanılmasının ön şartıdır. Düşünce özgürlüğünün olmaması, diğer özgürlüklerin de tehdit altında olduğuna bir göstergedir.  Zira düşünce özgürlüğü, demokratik bir devlet düzeninin olmazsa olmaz koşuludur. İnsanın bilme ve öğrenme ihtiyacını karşılayan bilgi ve belgelere ulaşabilme hakkı, esas itibariyle düşünce ve kanaatlerin serbestçe değişimi sayesinde gerçekleşebilir. Bunun için, başta eğitim olmak üzere kitle iletişim ve özel haberleşme alanlarında serbestliğin sağlanması gerekmektedir. Çünkü düşünce ve kanaat akışı engellendiği zaman, ifade özgürlüğü şekli bir özgürlük olmaktan öteye gidemeyecektir. Basın, radyo ve televizyon araçlarının haber verme özgürlüklerinin, bundan yararlanan kişiler açısından anlamı, haber ve düşünce alma özgürlüğüdür. Dolayısıyla yazılı basına yönelik tedbirler, kitap toplatılması, radyo ve televizyonlar için yapılan frekans sınırlamaları, bunlardan yararlanacak kişilerin haber alma özgürlüklerini engelleyici özellik taşımaktadır. Kişilerin olaylar, olgular ve kavramlar konusunda sağlıklı bir fikir oluşturabilmesi, doğru tercihler yapabilmesi için gerekli olan bilgi ve belgelere ulaşabilme, haber alabilme, serbestçe öğrenebilme ve haberleşebilme özgürlükleri olmalıdır. Bu hakların olmadığı bir ortamda sağlıklı, bağımsız ve özgür şekilde düşünceler oluşmayacağından, düşünce özgürlüğünün varlığından da bahsedilemeyecektir. Demokratik bir sistemde, eleştirinin özgür olması ve teşvik edilmesi gerekir. Üzerinde ne kadar çok kişinin uzlaştığı konusundan bağımsız olarak, her konuda kişilerin eleştirilerini dile getirebilmeleri gereklidir. Özellikle devlet yönetiminde bulunanların, halkın temsilcisi oldukları ve bu vekâlet ilişkisinin kamu görevlilerine yüklediği sorumluluklar düşünüldüğünde, eleştiriye daha açık olmaları gerekir. Ancak bu biçimde halk tarafından düzeltilmesi gerekenler ifade edilebilecek ve gerçek bir demokrasiden söz edilebilecektir. Aksi takdirde demokratik bir biçimde eleştiri yoluyla sıkıntılarını dile getiremeyen kişiler, daha sert yöntemlerle görünür olmak ihtiyacı hissedebileceklerdir. Buna bağlı olarak söylenebilir ki, düşünce özgürlüğü ve eleştiri hakkı daha fazla istikrar ve daha az şiddet ortaya çıkaracaktır. Vatandaşların en önemli ve etkili sözcüsü, basındır. Bu nedenle, özgürlükçü demokrasilerde basının en önemli kamusal görevinin, tüm kamusal yaşamın denetlenmesine ve eleştirilmesine hizmet etmek olduğu kabul edilir.



Bu haber 55 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Genel Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI YUKARI