Yerel seçimlerde iyi bir performans sergilemek isteyen CHP, CHP’li belediye başkanın olmadığı 41 ilde çalışma başlattı. Çalışmalar kapsamında Diyarbakır’ı ziyaret eden CHP heyeti, ziyaret sonucu CHP lideri Kılıçdaroğlu’na rapor sunacak.   Salih YEŞİL DİYARBAKIR - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, Çorum Milletvekili Tufan Köse ve İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, yerel yönetimlere ilişkin çalışma ziyaretinde bulunmak üzere 2 günlük ziyaret için Diyarbakır’a geldi. Ziyarete ilişkin CHP Diyarbakır İl binasında basın toplantısı düzenleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Kaya, belediye başkanı çıkaramadıkları 41 ilde geniş kapsamlı çalışma başlattığını, bu kapsamda milletvekillerinin ülke geneline dağıldığını belirtti. Diyarbakır’a yaptıkları ziyaret kapsamında halkla ve sivil toplum örgütleri ile bir araya geleceklerini ve beklentilerini alacaklarını dile getiren CHP Genel Başkan Yardımcısı, ziyaret sonucunda bir yol haritası çıkaracaklarını, hazırladıkları raporları 21 Ekim'de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na sunacaklarını, ardından da 24 Ekim'de toplanacak Parti Meclisi'nde ele alacaklarını kaydederek, Diyarbakır'da ilk gözlemledikleri konunun, ekonomik krizden büyük ölçüde olumsuz etkilenme olduğunu vurguladı. ‘EŞİT KOŞULLARDA BİR YARIŞ OLMAYACAK’ Hükümetin görevden aldığı muhtarlara da değinen Yıldırım Kaya, "Eğer siz halkın seçtiklerini görevden alıyorsanız, bunun anlamı 'Ben saha temizliği yapıyorum, bu saha temizliği ile sizin çıkaracağının adayların önünü kesmek istiyorum' demektir. Bu haksızlıktır, adaletsizliktir, eşit koşullarda bir yarışın olamayacağını göstermektedir. Hala Diyarbakır Belediyesi başta olmak üzere yüze yakın belediyeyi kayyım yönetmektedir. Halkın iradesini siz cezaevine tıkarsanız, halkın önüne koyduğunuz sandığın sonuçlarına katlanmayacağınızı bugünden ilan ederseniz, siz hem Türkiye'yi hem dünya kamuoyuna adil bir seçim yapmayacağınızı ilan ediyorsunuz demektir.” diye konuştu. ‘TÜRKİYE’Yİ DÜNYAYA İZAH EDEMEZSİNİZ’ Önümüzdeki yerel seçimlere yönelik değerlendirmelerde bulunan Kaya, Diyarbakırlı seçmenlerinin iradelerinin CHP’den yana olmasını istediklerini ifade ederek, "Biz iradelerinin CHP adaylarından yana olmalarını isteriz ama sandık iradesi kişinin en doğal hakkıdır. Kişinin en özgür olduğu alan, perdenin arkasına gidip, oyunu kullandığı alandır. Hiç kimse şöyle düşünmesin: 'Ben seçiyorum, bunlar görevden alıyor'. Biz seçelim, görevden alan bunu Türkiye'ye ve dünyaya izah edemez." şeklinde konuştu. ‘ADALET DİYARBAKIR’DA BAŞKA ANKARA’DA BAŞKA MI? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın HDP’li adayların kazanacağı belediyelere kayyum atama sinyali vermesini sert bir dille eleştiren Kaya, aday olacaklardaki niteliklerden birinin de savcılıklardan alınan iyi hal kağıtları olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: “Bu iyi hal kağıtları Erdoğan'ın denetim altına aldığı hakimler, savcılar tarafından veriliyor. Eğer bu hakimler ve savcılar herhangi bir yurttaşımızın müracaatında herhangi bir olaya karışmadığının, bir terör eyleminde bulunmadığının belgesini veriyorsa, o yurttaşımız aday olabilir. Aday oldu, seçildi, seçildikten sonra bir belediye başkanı ya da milletvekilinin ya da muhtarın bu ülkenin temeline dinamit koyuyorsa, bu ülkeyi bölmek ve parçalamak istiyorsa, bu ülkenin geleceğini karartıyor ve bunu eyleme dönüştürmüşse, bunu yargı yoluyla denetlersiniz. Yargının vereceği karardan sonra da siz eğer muhtarsa mührünü alırsınız, belediye başkanı ise görevden alırsınız. Ama mahkeme kararıyla bunu yaparsınız. AKP'lilerde istifa ettirdikten sonra belediye meclisi toplanıp, kendi arasından bir başkan seçiyor. Peki, Diyarbakır'da adalet başka, Ankara'da başka mı, Van'da adalet başka, Balıkesir'de başka mı? Daha bir ay olmadı, Ordu Belediye Başkanını tehdit edip istifa ettirdiler. AKP'den seçilen belediye başkanın bile iki ay sonra istifa ettirilmeyeceğini hiç kimse garanti edemez." ‘KORUCULUĞUN KALDIRILMASINDAN YANAYIZ’ Kaya, muhtar ve korucuların görevden alınmalarına dair bir soruyu şöyle yanıtladı: "Biz CHP olarak koruculuk sisteminin kaldırılmasından yanayız. Eğer Kürt sorunu çözülecekse, bunu koruculuk sistemi ile çözme şansı yok. Koruculuk sisteminin mutlaka devlet güvencesi altında istihdamının sağlanması, ama silahlarının alınarak kaldırılması lazım. Bizim askerimiz, polisimiz var ama bunlar yetmiyor, bir beldede, bir köyde aşirete ikiye bölüp, bir tarafı korucu yapıp bir tarafı da yurttaş yapmaya kimsenin hakkı yok. Koruculuk sistemi mutlaka ortadan kaldırılmalı. Eğer kendi atadıklarını görevden almaya başlarsanız, bunun sonu gelmez. Ne olursa olsun, hiçbir seçilmiş vatandaş, yargı kararı olmadan görevden alınamaz. Eğer muhtarlar hakkında bir yargı kararı varsa ve kesinleşmiş ise tabii ki muhtarlar görevden alınabilir. Ama şu ana kadar görevden alınan hiçbir muhtar hakkında bir yargı kararı bize ulaşmadı. Varsa bunu kamuoyuna açıklasınlar, biz de adaletin kestiği parmak acımaz diyelim. Ama böyle bir durum yok."