Yasin GÜLER - Diyarbakır'ın tarih kokan semtlerinden biri olan Kurtişmailpaşa, artık halkın çaresizliği ve umutsuzluğunun sembolü haline gelmiş durumda. Eskiden nezih bir semt olan Kurtişmailpaşa, şimdi ise ihmal ve güvensizlikle özdeşleşmiş durumda. Bir zamanlar semtin gözbebeği olan ofisler, kütüphaneler ve yeşil alanlar, şimdi unutulmuşluk ve bakımsızlıkla dolu.

Kurtişmailpaşa 2. Sokak'ta, Fırat Anlı'nın kamusallaştırma girişimiyle birlikte, aralarında bulunan yeşil alanlar yok edilmiş ve yerlerinde bakımsız, bitmiş inşaat molozları birikmiş durumda. Ancak, Yenişehir Belediyesi'nin bu durumu görmemezlikten gelmesi, semt sakinlerinin çaresizliğini arttırmış durumda. Çünkü artık sokaklar, pislik ve atıklarla dolup taşarken, her geçen gün güvensizlik artıyor.

Akşam olunca ise sokaklar tamamen karanlığa gömülüyor. Uyuşturucu kullanımı, sokaklarda cirit atıyor ve asayiş adeta bir hayal olmuş durumda. Kolluk kuvvetlerinin ilgisizliği, semt sakinlerini adeta çaresizliğe sürüklüyor. Her bir binanın altında bir çay ocağı veya kıraathane bulunuyor, ancak bu mekanlar artık sadece gürültü ve uyuşturucu kokusuyla dolup taşıyor.

Semt sakinleri ise merak içinde; neden devletin buradan el çektiğini, neden buranın çay ocakları ve kıraathanelerle dolu olduğunu düşünüyorlar. Her gece uyuşturucu kokusunu çekmek zorunda mıyız? Sorularına cevap arıyorlar.

Mülki amirler, emniyet müdürü ve belediye başkanı, bir gece çıkıp bu sokaklarda dolaşırlarsa, hizmet için var olduklarına inanıyorlarsa gerçek durumu göreceklerdir. Ancak şu anki durumda, Kurtişmailpaşa semti sadece bir zamanlar nezih bir semt olduğunu hatırlatan eski fotoğraflarla avunuyor.