Merhaba!. Güncel Gazetesinin değerli okuyucuları, İlkyazımızda da ifade etiğimiz gibi, insan ve insana ait hikâyeleri yazacağız, konuşacağız ve bu konularda bilgi alışverişinde bulunacağız. Bugünkü konumuz; İNSAN …!? İnsanın yaradılış gayesi nedir !? Neden yaratılmıştır !? Nasıl yaratılmıştır !?...gibi binlerce soruları kendimize ve  bu konunun uzmanlarına sorabiliriz. Biz bugün inşallah insanın yaratılışına bir girizgah yapmaya çalışacağız. Akıl, vahi ve bilimin öncülüğünde, Allah’ın en büyük kitabı olan kâinat mucizesini okumaya çalışarak ve yine tedbiri elden bırakmadan en iyisini ALLAH bilir diyerek birlikte bu sorulara cevap bulmaya çalışacağız inşallah… Kâinatın yaratıcısı ve sâhibi olan Allah Teâlâ, kendi varlığının bilmesi, ibadet ve tâatte bulunması ve bir halife olarak yeryüzünü imar etmesi için mahlûkatın en şereflisi olan “insanı” yaratmayı murat etti. Allah’ın bu murattı ile insanoğlunun hikâyesi başlamış oldu. İnsanın yaratılış serencamı bütün semavi dinlerin kitaplarında hemen hemen aynı anlatılmaktadır. Kur’an-ı Kerîm’de de Hazret-i Âdem’in topraktan yaratılış safhaları şöyle beyan buyurulmaktadır: Toprak Safhası “Allah Âdem’i topraktan yarattı, sonra ona “ol” dedi, o da hemen oluverdi.” (Âl-i İmran, 59) Çamur Safhası “Allah yarattığı her şeyi en güzel şekilde yaratmış ve insanı yaratmaya da çamurdan başlamıştır.” (Secde, 7) Yapışkan Çamur Safhası “Şüphesiz Biz onları (Âdem ve neslini) yapışkan bir çamurdan yarattık.” (Saffât, 11) Havada Kurumuş Çamur Safhası “Andolsun Biz insanı, (havada) kurumuş bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık.” (Hicr, 26) Ateşte Pişmiş Çamur Safhası “Allah insanı, ateşte pişmiş çamura benzeyen bir balçıktan yarattı.” (Rahmân, 14) Hazret-i Âdem’den sonra onun sulbünden gelecek her bir insanın yaratılış serüveni ise âyet-i kerimede şöyle özetlenmektedir: “Sonra o nutfeyi, bir aleka (yapışkan ve döllenmiş yumurta) yaptık. Peşinden, o alekayı bir mudğa11 (bir çiğnem et) hâline getirdik; ardından bu bir çiğnem eti, kemiklere (iskelete) çevirdik; bu kemikleri etle kapladık. Sonra onu başka bir yaratışla (insan olarak) meydana getirdik. İşte yaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir.” (Mü’minûn,14). (1). Tıp ilmi, bu bilgilere ancak asrımızda ulaşabilmiştir. Kur’an-ı Kerîm’de ise; Cenap-ı Hak, insanın yaratılış safhalarını bin dört yüz sene evvel ilmî gerçeklerle bizlere bildirmektedir. Gizemlerle dolu olan insanoğlunun yaratılış hikâyesinin sadece girişini yapmaya çalıştık. Şimdilik bu gizemli hikâyeye bir virgül koyup inşallah gelecek yazılarımızda yine insanı ve insana ait hikâyeleri yazmaya devam edeceğiz. “İNSANDIR SANIYORDUM MUKADES YÜKE HAMAL HAMALLIK Kİ, SONUNDA, NE RÜTBE VAR, NE DE MAL.” N.F.Kısakürek. Selam ve dua ile.. (1). (Kaynak: Diyanet, Osman Nuri. vs mealler.).