Bugun...



RAMAZAN’DA ŞATAFATLI İFTAR SOFRALARINA SON VERELİM!

Ramazan ayının gelmesiyle birlikte yeniden iftar sofraları düzenlenecek. Davet edilen kesim genelde zengin ve muhtaç olmayan kişiler....

facebook-paylas
Tarih: 07-05-2019 06:16

RAMAZAN’DA ŞATAFATLI İFTAR SOFRALARINA SON VERELİM!

Ramazan ayının gelmesiyle birlikte yeniden iftar sofraları düzenlenecek. Davet edilen kesim genelde zengin ve muhtaç olmayan kişiler. Bu iftar sofralarında hem yemekler israf oluyor, hem de yoksul kesime faydası olmuyor. Toplu iftar sofralarına harcanan paralarla yoksul ve yardıma muhtaç ailelerin bir aylık gıda ihtiyacı karşılanabiliyor.   Seyfettin EKEN-Yağmur ENSARİ- İrfan GÖZEN DİYARBAKIR - İftar sofralarında yapılan israfa vurgu yapan Sivil toplum kuruluşları, dernekler, din adamları ile vatandaşlar, bu konudaki görüşlerini gazetemize açıkladı. Ramazanın ruhuna halel getiren masraflı sofralara dikkat çeken Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Burhan İşliyen; “Ramazan, Allah’ın ikram ettiği nimetleri fakir fukara, yoksullarla bölüşebildiğimiz aydır. Ramazan’ın tamamında sahur ve iftar sofralarımız Ramazan’ın ruhuna uygun şekilde düzenlenmelidir. Dolayısıyla Ramazan ayında çok masraflı iftar sofraları Ramazan’ı ruhundan uzaklaştırıyor. Ramazan gösterişli sofralarda bir araya geleceğimiz bir ay olmamalıdır. Zenginin zengini, varlıklı olanın varlıklı olanı davet ettiği, fakirin yine tek başına kaldığı bir Ramazan geçirmekten şiddetle kaçınmak gerekir. Ramazan ayının bir paylaşma ayı, bir infak ayı olduğu unutmamalıdır” dedi.   “İFTAR SOFRALARINDA GÖSTERİŞTEN UZAK DURALIM” Önder İmam Hatipler Derneği Başkan Yardımcısı Kasım Akgönül ise, “Ben burada bir hususa dikkat çekmek istiyorum. Özellikle Ramazan Ayı’nda bu ayın manevi atmosferini zedeleyecek ve bu mübarek ayı dinimizin emrettiği şekil dışında daha çok zengin ve gösterişli iftar sofraları şeklinde geçirmeye çalışan kesimlere karşı da uyanık olmalıyız. Yine Ramazan ayında Müslüman kardeşlerimizin ve İslami sivil toplum kuruluşları, dernek ve vakıflarımızın vereceği iftar yemekleri de zengin ve gösterişli olmaktan uzak olmalıdır. Bazen verilen iftar yemekleri kişi başına 50 veya 70 TL değerinde oluyor ki buda günümüz şartlarında ülkemizde milyonları bulan asgari ücret ile bile geçinmeye muhtaç aileler varken bu tür iftar sofraları israfa kaçmaktadır. Bu hususu göz önünde bulundurduğumuzda şayet israfa kaçacak şekilde olursa bunun yerine fakir ve muhtaçlara gıda yardımı şeklinde yardımcı olursak belki bu türden ailelerimizin haftalık ve hatta aylık ihtiyaçlarını karşılamış oluruz” diye konuştu. “SOFRALARIMIZDA FAKİRLERE YER VERELİM” HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanı Osman Aktaş da,“On bir ayın sultanı Ramazan ayına girmiş bulunmaktayız. Oruç mideyi aç bırakmak değil, fakir ve yoksulu hatırlamaktır. Nefsi tezkiye edip halden anlamak ve bulamayanlarla hemhal olmaktır. Oruç paylaşmak ve anlamaktır.  İkram ve paylaşmanın zirve yaptığı bu ayın bereketinden, feyzinden faydalanmak suretiyle çeşitli aktiviteler yapılmalı, sofralarında yiyecek bir şeyleri olmayanları hatırlamalı, uhuvvet ve kardeşlik duyguları perçinlenmelidir. Orucun ruhuna uygun davranarak israftan kaçınılmalı, gereksiz harcamalardan sakınılmalıdır. Unutulmamalıdır ki çöpe giden ekmek ve yiyecekler; hakları gasp edilmiş fakir ve miskinlerin payıdır. Gereksiz masraflar ve çeşit çeşit yemekler yerine daha mütevazi bir sofra ile Ramazan ayının ruhuna uygun davranılmalıdır. Sofralarımızda fakirlere yer vermeli, yakın akraba ve komşuları davet etmeli ve böylelikle paylaşma kültürümüzü canlandırmalıyız. Sofralarında yiyecek bir şey bulunmayanların sofralarını da donatmalı, bir hurma dahi olsa katkı sağlamalıyız. Bu mübarek ayda onları daha fazla sevindirmeliyiz. Sofralarımızda gösterişten uzak durarak ihlasımızı bozmamalı ve abartılardan uzak durulmalıdır” şeklinde konuştu. “RAMAZAN AYI YARDIMLAŞMAYA BİR DAVETTİR” DİYANET BİR SEN Diyarbakır Şube Başkanı Cüneyt Özmen ise, şunları söyledi: “Ramazan ayı maddi ve manevi birçok güzelliklerin bir arada yaşandığı, duygu ve hissiyatın öne çıktığı mübarek bir aydır. Rahmet, bereket ve mağfiret ayı olan Ramazan ayı dini açıda taşıdığı önemle birlikte müminler arasında sosyal açıdan da yardımlaşma ve dayanışmanın en yüksek olduğu aydır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Kim bir oruçluya iftar ettirirse, oruçlunun alacağı sevabın aynısı kadar iftar ettirene de yazılır ve oruç tutanın sevabından da bir şey eksilmez” buyurmuştur. Komşuları akrabayı ve aile fertlerini kendi evinde iftar ettirmek, sıla-i rahim ve iyilikte bulunmak lazımdır. Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: ”Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir.”  “Dicle kenarında kayıp olan bir hayvandan” kendini sorumlu tutan Hz. Ömer (r.a.) yine; “Ekmeği olmayan aç bir aile için “sırtına aldığı un torbası” hadisesi, bize sosyal adaleti, hayat-i içtimaiye deki dayanışmayı, yardımlaşmayı ve güveni gösteren en güzel örnektir. Sonuç olarak hem iftara davet etme hem de yardım ve ihsanda bulunmak gerekir.” “ŞATAFATLI SOFRALARDAN KAÇINALIM” Beritan Aşireti Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Musa Yeşiltaş da, “Kenar mahallerde yaşayan yoksul vatandaşlar, zaruri ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyorlar. Böyle zor durumda olan aileler varken şatafatlı iftarların verilmesi bence doğru değil. Onun yerine kişilerin ihtiyaçlarını karşılayacak insani yardımlar yapmak daha doğru olur. Ramazan ayında Salih amel olarak sevap hanemize katkısı daha büyük olur. Gerçekten ihtiyacı olan kişilere ulaşmak, yardım etmek, el uzatmak Ramazan ruhuna uygundur. Beritan aşireti olarak derneğimiz adına zaten sürekli elimizden geldikçe böyle insani yardımlar yapıyoruz. Fitre, zekat ve fidyelerimizi yardıma muhtaç ailelerimize ulaştırıyoruz. Bu yılda elimizden geldiğince yardımlarımızı yapmaya çalışacağız” dedi. “30-40 AİLEMİZE YARDIM EDECEĞİZ” Türkiye Emekliler Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Kadri Akar ise, “Öncelikle girmiş olduğumuz Ramazan ayı sebebiyle tüm İslam âlemine hayırlı Ramazanlar diliyorum. Biz dernek olarak iftar programı yerine kendi üyelerimizden maddi durumu düşük arkadaşlarımızdan 30-40 civarı aileye yardım kolisi hazırladık. İnşallah Ramazan ayında bu kolileri ailelerimize vereceğiz. Kurum, Kuruluş ve Derneklerin de iftar düzenlemek yerine böyle muhtaç ailelere gıda yardımı yapmasını isteriz. Ramazan demek yardımlaşmak demektir. Komşumuza, akrabamıza, maddi durumu düşük vatandaşa yardım etmeliyiz. İş adamları, basın, kurum yöneticilerine yönelik iftar programı düzenlemek Ramazan ruhuna uygun değildir. Oraya harcanacak parayla çok sayıda aileye insani yardım yapılabilir. Bizde dernek olarak maddi durumu düşük olan kardeşlerimize yardım etmek için uğraşıyoruz. Umarız ki herkes bu şekilde düşünür ve ihtişamlı sofralar yerine gariban, mazlum, muhtaç ailelere yardımlar yapılır” dedi. “İFTAR SOFRALARINDA FAKİRDEN ÇOK ZENGİN VAR” Konuya ilişkin görüştüğümüz Yeşil Yıldız Bağımlılıklarla Mücadele Derneği Başkanı Yahya Öger ise, “Ramazan hem mal ile hem de bedenen  ibadetlerin yapıldığı bir aydır. Ramazan’ın bir diğer özelliği evine ekmek götüremeyen bireylerin hallerinden anlamak, onları iftar sofrasına ortak kılmak ve onlarla beraber bu bereket ve merhamet aynı geçirmektir. O yüzdendir ki Ramazan ayı aynı zamanda fitre verme ayıdır. Oruç tutan aynı zamanda nefsini terbiye ederken başkasının açlığını, susuzluğunu göz önünde bulundurarak verilen nimetlere şükreder. Ramazan ayında yapılması gereken en erdemli davranışlardan bir tanesi iftar sofrasını fakir fukaraya açmak fakirlerle lokmasını paylaşmak ve onlarında bu mübarek ayda sevincine ortak olmaktır. Üzülerek söylemek gerekir ki son dönemlerde gösterişli iftar sofralarında fakirden ziyade zenginler, evine doğru dürüst ekmek götüremeyen insanlardan ziyade lüks arabalardan inmeyen kodamanlar görmekteyiz. Oysa Yapılan bu masraflar eğer gösteriş ve riya ise bunun İslami, insani ve vicdani bir yeri yoktur. Yapılması gereken sosyal dokuya dokunmak, muhtacın elinden tutmak, düşküne yardımcı olmak, aç ve susuz kalan insanların açlığını susuzluğunu gidermektir.  O zaman gerçek manada Ramazan'ın hakkını vermiş oluruz. Zenginler ve STK’lar tarafından yapılan bu kadar masraf pekâlâ yardıma muhtaç insanlar için koli şeklinde gıda alınıp evlerine teslim edilebilir. Yapılan etkinliklerde öncelik onlara verilebilir ve fakir fukarayı kendi soframızda faydalandırmak şartıyla Ramazan'ın gerçek ruhuna erişebiliriz” diye konuştu. ZENGİN İFTAR MENÜLERİ İSRAFTIR Vatandaş Tuncay Önen ise, “Oruç tutmak bir yandan yoksul halkın, maddi durumu düşük, aç insanların halinden anlamamızı sağlar. İnsanları bir anlamda eğitir. Ders verir. Eğer lüks yemeklerle iftar açılıyorsa burada öncelikle bir israf vardır. Ramazanın maneviyatını anlamamışız demektir. Belki iyi niyetle yapılmış davetler olabilir ama her şeyden önce israftır. İsrafta dinimize göre haramdır. Verilen yemeklerin yemek verene de yemek verilene de bir faydasının olmadığını düşünüyorum. Bu lüks iftar sofralarında verilen yemekler yerine yoksul halk doyurulsa daha iyi olur. 100 kişiye lüks iftar sofrası yemekleri düzenleneceğine yoksul bin kişiyi doyurmak daha sevaptır” diye konuştu. LÜKSTEN KAÇINMAK GEREKİR Bir diğer vatandaş Hacı Mehmet Derin ise: “Şimdi bakıyorsunuz Ramazan davetlerine yemeklerine her şey dört dörtlük masalarda hiçbir şey eksik değil. Biz burada aç insanın halini nasıl anlayacağız. Maalesef bu sadece davetlerle de sınırlı kalmıyor. Dışarıya bir yerde iftar açalım deseniz bile ramazan menüsü altında ziyafet sofraları oluyor. Bunlar da öyle az paralar değil. Yine televizyonlardan gördüğümüz kadarıyla otellerde ramazan sofraları iftar sofraları kişi başı şu kadar fiyattan 200 lira 300 lira gibi oldukça yüksek fiyatlar söyleniyor. Diyarbakır’da da maalesef her Ramazan bu yerler tıklım tıklım. Biz sanki Ramazan ruhunu o paylaşmayı kaybediyoruz. Sadece kendimizi düşünüyoruz. Kurumlar dernekler de buna uyuyor. Lüksten kaçınmak gerekir. Ramazan lüks sofralarda bir araya geleceğimiz bir ay olmamalıdır” dedi. MÜSLÜMANLAR AÇ OLAN İNSANIN HALİNDEN ANLAMALI Üzeyir Damar isimli vatandaş da, “Oruç Müslümanların Allaha olan imanları gereğince yerine getirmesi gereken farz bir ibadettir. Allahın aslında kimsenin ibadetine orucuna ihtiyacı yoktur, kul ne yaparsa aslında kendine yapmış olur. Oruçlu bir kimse tuttuğu orucun ne mana ya geldiğini bilmezse, bugün sıkça gördüğümüz kalp kırar, yalan söyler, Aç olanın halinden anlamaz, şatafatlı ve israfın haddi hesabi bilinmeyen iftar sofraları kurulur. Oysa ki oruçlu bir Müslüman dünyadaki milyonlarca aç olan insanin halini anlamalı aç kaldığı süre boyunca empati kurmalı ve hatırlamalıdır. Sevgili peygamberimizin Hadisi şerifinde “komsusu aç iken tok yatan bizden değildir” demiştir. Oruç önce kirlenmiş nefislerin terbiyesi, bozulan ilişkilerin tamiri ve Allah sevgisi ile dolu bir kalbin yardım sever bir mümine dönüşmesi içindir. Bu yüzden düzenlenen şatafattan lüksten kaçınmak gerekir” şeklinde konuştu.



Bu haber 447 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Diyarbakır Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI YUKARI