Bugun...



ŞEYH SAİT VE ARKADAŞLARI ANILDI

DİYARBAKIR – Şeyh Sait ve idam edilen 47 arkadaşı idam edilişlerinin 93’üncü yılında düzenlenen panelle anıldı. Şeyh...

facebook-paylas
Tarih: 30-06-2018 08:18

ŞEYH SAİT VE ARKADAŞLARI ANILDI

DİYARBAKIR - Şeyh Sait ve idam edilen 47 arkadaşı idam edilişlerinin 93’üncü yılında düzenlenen panelle anıldı. Şeyh Said ve 47 arkadaşlarının idam edilişinin 93'üncü yıldönümü vesilesiyle yapılan panelde konuşan Şeyh Said Derneği Başkanı Mehmet Kasım Fırat, Kürt halkı ve partilerine çağrıda bulunarak, "Neyin kavgasını veriyorsunuz. Bugün, Kürtler şehit düşüyor, tutuklanıyor. Siz daha neyi bekliyorsunuz? Kürtler artık ittifakını kurmalıdır" dedi. Şeyh Sait Derneği, 29 Haziran 1925 yılında İstiklal Mahkemeleri tarafından idam edilen Şeyh Sait ve 47 arkadaşının ölümlerinin 93’üncü yıldönümünde bir panel düzenledi. Eğitim ve Bilişim Emekçileri Sendikası Diyarbakır Şubesi’nde düzenlenen panelde, Siyasetçi/Akademisyen Hişyar Özsoy, Diyarbakır Barosu eski Başkanı Mehmet Emin Aktar, Kadın Hakları Aktivisti Zelel Bilgin panelist olarak birer sunum yaptı. Moderatörlüğünü Araştırmacı/Yazar Azad Zal’ın yaptığı panele, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, din adamları, çeşitli siyasi partilerin temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı. Yapılan saygı duruşu ve sinevizyon gösteriminin ardından panelin açılış konuşmasını yapan Şeyh Said Derneği Başkanı Mehmet Kasım Fırat,  Şeyh Sait hareketinin belirgin 3 karakterinin olduğunu belirterek, Şeyh Sait hareketinin anti-emperyalist, İslami ve Kürt ulusalcılığı karakteri olduğunu söyledi. “Şeyh Sait’in Kürt halkının değeri” olarak değerlendiren Şeyh Said Derneği Başkanı Fırat, “Onlar, Kürt halkının değerleri için direndiler. Onun için de Kürt halkının gönlünde yerleri başkadır. Halkımız, Şeyh Said'in yolunda gitmelidir" dedi. KÜRTLERE BİRLİK ÇAĞRISI Kürt halkı ve Kürt partilerine birlik çağrısı yapan Şeyh Said Derneği Başkanı, "Kürt halkı için mücadele ediyorsak halkın menfaatleri için çalışalım. Halkın hizmetine girelim. Siyasi ve kişisel menfaatlerimizi bir tarafa bırakalım. Kürtler artık ittifaklarını kurmalıdır. Neyin kavgasını veriyorsunuz. Bugün, Kürtler şehit düşüyor, tutuklanıyor. Siz daha neyi bekliyorsunuz? Gelin bir olun ve kardeş olun.” diye konuştu. ‘İSTİKLAL MAHKEMLERİ İNFAZ TİMLERİDİR’ Panelde İstiklal Mahkemeleri’nin yapısı hakkında sunum yapan Diyarbakır eski Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, İstiklal Mahkemelerini, "İstiklal Mahkemeleri, infaz timledir." sözleriyle tanımladı. İstiklal Mahkemeleri’nin yaptıklarını ve Şeyh Sait İsyanı sırasında yaşanan hadiselerin tümünün devlet arşivlerinde bulunduğunu kaydeden Diyarbakır eski Baro Başkanı Aktar, "Devletin hafızası vardır ve yaptığı tüm katliamlarının da belgesi vardır. 90'larda kimi öldürmüşlerse bunun belgesini tutmuştur.” ifadesini kullandı. ‘ZOR DÖNEM BİTTİNCE KÜRTLERİ İDAM ETTİLER’ Türkiye Cumhuriyetin kuruluş aşamasında, Kürtlere yönelik tutumunun yumuşak olduğunu anlatan Aktar, devlet ile Kürtlerin arasının bozulmasının devletin kurulmasından sonra gerçekleştiğine dikkat ederek, Kürtler ile Türkler arasındaki ilişkinin bozulmasını şöyle açıkladı: “Türkler zor durumda oldukları zaman Kürtlerle kardeş olurlar. Yapılan kongrelerde hep bu vurgulandı. Bu sadece Türkler için değil, Araplar, Farslar için de öyledir. Zor durumda olduklarını Kürtleri kardeş olarak gördüklerini ilan ediyorlar. Ama zoru geçince işler tersine dönüyor. O dönem Türkler, zordaydı. Zorlu dönemlerinde Kürtler ile kardeş oldular. Zorluklar bittiğinde, Kürtleri idam ettiler." Devletin Kürtlerin ulusal bir hafızasının olmasını kabul etmediğinin altını çizen Aktar, "Şeyh Said'in direnişi ulusaldı. Devlet, o dönem Şeyh Said direnişini kabul etmiyordu.  Devlet, Kürtlerin hafızasının olmasını istemiyor. Bugün de bu hafızasızlaştırma politikalarını sürdürüyorlar." dedi. ‘MEZARSIZSIZLIK GERİDE HİÇBİR İŞARET BIRAKMAMA ANLAYIŞIDIR’ Kürtler ile Türkler arasındaki ilişkiyi doktora tezi olarak hazırladığı “mezarsız bırakma” politikası üzerinden sunum yapan Siyasetçi/Akademisyen Hişyar Özsoy, devlet ile Kürtlerin ilişkisinin ana karakterinin “mezarsızlık politikası”nın olduğunu belirlemesinde bulunarak, şöyle konuştu: "O çukur kanıyor. Ölülerimize sahip çıkamıyoruz. 93 yıldır o yara kanıyor ve kapanmıyor. Bu mezar olayı basit ve rastlantısal bir mesele değildir. Devletin, Cumhuriyet'in ilan edilmesiyle, 1925’te Şeyh Sait ve arkadaşlarının bir çukura gömülmesiyle mezarsız bırakma politikası başladı. Osmanlı’da Kürt isyanları vardı. Ancak böyle bir politika yoktu. Bu mezarsız bırakma politikası, aslında Kürtleri değersiz bırakmadır. Siyasi, dini, kültürel hiçbir değere işaret eden bir şeyi geride bırakmama politikasıdır. Ancak en önemli sebep egemenlik ilişkisidir. Bu coğrafyanın sahibi olduğunu ve Kürtlerin izlerini bu coğrafyadan silme anlayışıdır. Bugün Ermenilere ait hiçbir mezarlık bulunmaz Anadolu’da. Çünkü hepsini sildiler. Bugün de bu devam ediyor. Mezarlıkları yıkıyorlar. Taybet Ana’yı hepimiz biliyoruz. Kasaplar Dersi’ni biliyoruz. Devlet Kürt’ün ölü bedeninden ne istiyor?” 'MEZARLAR TOPLUMUN HAFIZASIDIR' Devletin Kürtleri biyolojik öldürmesinin ardından ikinci kez öldürmeye çalıştığını ifade eden Hişyar Özsoy konuşmasını şöyle sürdürdü: "Devlet, Kürtleri sadece biyolojik olarak öldürmüyor. TC, Kürdistan'da sadece Kürtleri öldürmüyor, ikinci bir defa mezarsız bırakarak öldürüyor. Bunun için cesetler parçalanıyor, mezarlıklar tahrip ediliyor, cenazeler sürükleniyor. Mezarlar bir toplumun hafızasıdır. O hafızayı canlı tutar, sürekli hatırlatmayı yapar. Mezarlar zamana ve mekana iz bırakır. Kürtler, bu topraklarda iz bırakmasını istemiyorlar. Bu da bir mekanı Türkleştirme politikasıdır. Onun için bizleri mezarsız bırakıyorlar." ‘YAZILI TARİHİ EGEMENLER YAZAR’ İsyan hareketlerinde yer alan ancak yazılı kaynakların yer vermediği Kürt kadınlarını sözlü anlatım geleneğinde Kürtlerin hafızasında yer bulan kadınları ele alan Kadın Hakları Aktivisti Zelal Bilgin ise, "Ön cephede değil de arka cephede müthiş direnen ve destek veren kadınlar vardır.  Bugün onlar bizleri var etti. Yazılı tarihi egemenler yazar. Ama bizler de sözlerimizi kuşak kuşak aktararak varolan bir halkız. Kadınların tarihini her yerde silmeye çalışıyorlar ama biz silinen her yerden tekrardan var etmeye çalışacağız" şeklinde konuştu.  



Bu haber 70 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Diyarbakır Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI YUKARI