Yaşanan olaylar nedeniyle Suruç’a gitmek isteyen sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarını “PKK’ya müzahir olmakla” suçlayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında 2 ayrı suç duyurusu yapıldı. Salih YEŞİL DİYARBAKIR - İnsan Hakları Diyarbakır Şubesi Başkanı Avukat Abdullah Zeytun,  Türkiye İnsan Hakları Vakfı Diyarbakır Temsilcisi Avukat Barış Yavuz ve Hak İnisiyatifi Diyarbakır Temsilcisi Avukat Recep Yavuz Bakan Soylu hakkında, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik”, “görevi kötüye kullanma”, “suç uydurma”, “iftira”, “suçu bildirmeme”, “adil yargılanmayı etkilemeye teşebbüs” suçlarından Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Aynı gerekçelerle Diyarbakır Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şerif Demir de Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına Soylu hakkında ayrı bir suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun TRT Haber kanalında söylediği sözleri nedeniyle Türk Ceza Kanunun 216, 257, 267, 271 ve 288. maddelerine göre soruşturma başlatılarak, kamu davası açılması talep edildi. ‘BEYANDAN ÖTE İFTİRA’ Suç duyurusunda, Suruç’ta 4 kişinin yaşamını yitirdiği 8 kişinin yaralandığı olayın ardından Diyarbakır’daki sivil toplum kuruluşları ve meslek odaları temsilcilerinden oluşan bir heyetin 17 Haziran’da Suruç’a gitmek istediği ancak gidişlerine güvenlik güçlerinin izin vermediği anlatılarak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun TRT Haber kanalında, “Oradan 20-22 tane sivil toplum kuruluşu, sözde hepsi PKK meyilli. Bu sivil toplum kuruluşları hepsi melanet üreten kurumlardır. PKK Melanet üreten sivil toplum kuruluşları bunların hepsini piyasaya sürüyor.” yönündeki sözleri hatırlatılarak söz konusu sözlerin “beyandan öte iftira olduğu” vurgulandı. ‘HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA ALENEN TAHRİK’ Suç duyurusunda, Soylu’nun sözlerinin kamuoyunda algı yaratmanın yanı sıra kutuplaşmayı beraberinde yönelik olduğu, yapılan açıklamayla Soylu’nun söz konusu kuruluşları hedef haline getirdiği ve yargıyı yönlendirme amacıyla yapıldığı belirtilerek, “Türk Ceza Kanunun 216. maddesinin 1. fıkrası, ‘Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’ hükmünü amir olup, sorumlular hakkında derhal bir soruşturma yürütülmesi gerektiği açıktır.” denildi. ‘GÖREVİ KÖTÜYE KULLNAMA SUÇU’ Soylu’nun katıldığı televizyonda sarf ettiği sözlere bakıldığında sivil toplum örgütlerini hedef haline getirdiği savunulan suç duyurusunda, Soylu’nun beyanlarının “görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu” belirtildi. Soylu’nun beyanlarının “suç uydurma” olduğu vurgulanan suç duyurusunda, “suç uydurmanın” 3 yıl hapis cezası gerektirdiğine işaret edilerek, Soylu’nun konuşmasının “suç uydurmanın açık delili olduğunun altı çizildi. ‘SUÇU BİLDİRMEME SUÇU’ Suç duyurusunda söz konusu sivil toplum örgütleri ve meslek odalarının hak savunuculuğu yaptığı anlatılarak, “Bu kurumların faaliyetleri suç oluşturuyorsa İçişleri Bakanı konumunda olan Süleyman Soylu herhangi bir işlem yapmayarak açıkça Türk Ceza Kanunu 278. madde gereğince “suçu bildirmeme” suçunu işlemiştir.” ifadesine yer verildi. Soylu’nun açıklamasıyla “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” fiilini işlediği kaydedilen suç duyurusu dilekçesinde, Soylu’nun yapmış olduğu konuşmanın Türk Ceza Kanununun 216, 257, 267, 271 ve 288. maddelerine muhalefet suçunu oluşturduğu ve Soylu hakkında soruşturma başlatılarak kamu davasının açılması talep edildi.