Bugun...



ESKİ AİLE YAPISI YOK EDİLDİ

Bu haftaki “Cuma Sohbetleri” konuğumuz, Diyanet Bir-Sen Başkanı Cüneyt Özmen. Bu haftaki sohbetimizde, aile kurumunun oluşması...

facebook-paylas
Tarih: 08-02-2019 06:33

ESKİ AİLE YAPISI YOK EDİLDİ

Bu haftaki “Cuma Sohbetleri” konuğumuz, Diyanet Bir-Sen Başkanı Cüneyt Özmen. Bu haftaki sohbetimizde, aile kurumunun oluşması ve sonrasında yaşanan süreçleri ele aldık. Vatandaşlarımızı dini açıdan aile kurumunun oluşması bakımından bilgilendirmek amacıyla Diyanet Bir-Sen Başkanı Cüneyt Özmen tecrübelerini gazetemize açıkladı.   Röportaj: Seyfettin EKEN   Ailenin temel yapı taşının kadın ve erkeğin nikâhlanmasıyla oluştuğunu söyleyen Özmen; “Kuran-ı Kerim’e göre erkek, evin idarecisi, bakıcısı ve hâkimidir Ev içinde ve dışındaki ağır yükümlülükleri sebebiyle kadınlar üzerinde kaimdirler. Ailede kadın ve erkeğin belirli hak ve yükümlülükleri vardır Evin idarecisi olarak görev yapan erkek hanımına karşı iyi davranmak durumundadır. Kadın da ilk etapta iffet ve namusunu korumakla yükümlüdür” dedi.   -AİLE NASIL OLUŞUR? ÖZMEN: Toplumumuz kendi kendine oluşmuyor, toplumun temel taşı ailedir.  Aile de kendi kendine oluşmuyor. Ailenin oluşumunda bir erkek ve bir kadın olmasıyla meydana gelir. Bu kadın ve erkeğin bir araya gelmesi de ancak nikâhla olur. Yani tezviç dediğimiz Allah u Teâlâ’nın emri ve Peygamber Efendimiz(sav)’in sünnetine uygun bir şekilde bunları birbirine helal kılmasıyla olur. Dolayısıyla toplumu oluşturan etken aileden gelir. Ailenin temeli de ana babadan gelir. -NİKÂH KONUSUNDA KİMİ ÖRNEK ALMALIYIZ? ÖZMEN: Nikâh konusunda HZ. Muhammed(sav)’i örnek almalıyız. Yani bize mihenktir. Biz onu kendimize örnek alacağız. Çünkü Peygamberimiz(sav) kadınla 4 husus için evlenilir demiştir. Bu hususlar. Mezhebi, malı, güzelliği ve dindarlığı için evlenilir demiş ve dindar olan yönüne dikkat çekerek ona göre evlenmemizi emretmiştir. Çünkü dindar kadınla evlenirseniz eliniz güçlü olacaktır, zengin olacaksınız. Çünkü dindar olmayan ve güzelliği yâda malı için evlendiğiniz kişinin o özelliği yok olunca o aile de ortadan kalkıyor. Yani ebedi olan değil de kalkıp da nisbi olan güzellik için bir bayanı seçerseniz mutlu olamazsınız diyor. Çünkü güzellik geçici, dindarlık kalıcıdır. Dindarlık size hem dünyada hem de ahirette mutluluk verir. -KADINLARI KENDİMİZE EŞ OLARAK SEÇERKEN NEYE DİKKAT ETMELİYİZ? ÖZMEN: Seyda Molla Halil diyor ki “Dünya kadınları ahrette hurilerden daha üstündür, iyidir, güzeldir.” Buradan şu anlaşılıyor, kadınlara dünyalık olarak bakmamalıyız. Ahireti de düşünerek eşlerimizi seçmeliyiz. Burada ölçüt kadının dindarlık yönüne bakmalıyız. Yani her şey dengi dengine olmalıdır. Yani iyi iyiye, kötü kötüye, âlim alime’ye, cahil cahile denk olmalıdır. Bugün kalkıp da cahil olan biriyle âlim birini evlendirirseniz bu uygun olmaz. Çünkü evlilikte sıkıntılar olacaktır. Bunlar birbiriyle hayatını idame ettiremezler.  Bu konuda yine dediğim gibi Resullullah bizlere her zaman örnek olmuştur. Örneğin; Bir araba imal etmek istiyorsunuz. O arabanın yan ürünleri sağlam değilse o arabanın ömrü uzun olmayacaktır. Burada da aileyi kurarken bunlara dikkatli olmalıyız. -MUTLU BİR TOPLUM YARATMANIN YOLU NEDİR? ÖZMEN: Mutlu bir toplum oluşturmanın temeli birbiriyle iyi geçinecek insanlardan oluşmalı. Mutlaka bu konuda aileye gereken itinayı göstermemiz lazım. Ailenin içerisine de eşler, valide, baba ve çocuklar gelir. Ana babalar ne kadar sağlam olsalar ailede de o kadar sağlam ve sağlıklı olur. Bugün toplumun çürük olması, toplumun bir sürü sorunla baş başa kalması nedeniyle daha da geriye gitmeliyiz. Ailenin temel taşı da eş, ana, babadır. Onları irdelemesek toplumumuz da sağlam bir aile olmaz ve hayatımızda da mutsuzluk olur. -İSLAMİYET’İN İLK YILLARINDA AİLE KURUMU NASILDI? ÖZMEN: İslamiyet’in doğuşuyla ailelerin kurulduğu zamana baktığımızda aile Resulullah(sav)’ın da dediği gibi ana babalarına hitap ederler. Ey valideler, sizin erkek ve kız çocuğunuz ergenlik çağına geldiğinde onları evlendirin. Ve birileri sizi istemeye geldiyse ve isteği de uygunsa onlara kolaylık sağlayın. Siz ona kolaylık sağlamazsanız yeryüzünde fesada uğrayacaksınız. Dolayısıyla bugünkü fesatlık da bundan çıkmıştır. Bu fesatlıklardan ortaya çıkan, fuhuş gayrimeşru ilişkiler vs. meydana gelir. Ergenlik çağına gelmiş ve askerliğini yapan gençlerimiz bugün evlilikten kaçıyorlar. Evlilikten kaçmamaları için aile oluşturmak istedikleri zaman onlara kolaylıklar sağlamalıyız. Çünkü onlara bu kolaylığı sağlayamazsak onlar da kötü yola düşecek, gayrimeşru ilişkiler artacak -BUGÜN EVLİLİKLER NEDEN BU KADAR GEÇ OLUYOR? ÖZMEN: Bugünkü gençlerimizin bulunduğu ortamlar zaten güvenli ortamlar değil. Güvenli ortamda bulunmadıkları için de kime güveneceklerini bilemiyor. Kız veya erkek olsun fark etmez, bugün bulunduğun ortam seni her türlü etkiliyor. Kız diyor ki kimle evleneyim, erkek diyor ki kimle evleneyim. Bunlar sorulmaya başlanırsa bil ki o toplumda aile kurumu da kolay kolay oluşmayacaktır. Yani bugün sokakta gördüğünü koluna takarsan tabii ki aile kurumunu inşa edemezsin. Dolayısıyla bu toplumun ıslahı dinden gelmedir, Hz. Muhammed(sav)’in metodundan gelmedir. Bu konuda örnek almamız gereken kişi Peygamberimiz (sav)’dir. Resullullah’ın gençlere diyor ki ey gençler, hanginizin gücü yetiyorsa kendine evlensin, eğer gücü yetmiyorsa oruç tutsun. Çünkü oruç tutmak şehveti kırdırıyor. Çünkü bu dönemde gençlerimizde şehvi duygular had safhaya ulaşmıştır. -GENÇLERİMİZİ İÇİNE DÜŞTÜĞÜ DURUMDAN NASIL KURTARABİLİRİZ? ÖZMEN: Bugün gençlerimizi bu durumdan kurtarmak için özellikle kız tarafına büyük görevler düşüyor. Çünkü kızlarını istemeye gelen erkek tarafından haddi hesabı olmayacak yükte ziynet eşyası vb. şeyler isteyerek daha evlenmeden çocukların önüne büyük zorluklar kuruyor. Böyle olunca da gençlerimiz evlenmekten kaçınıyor. Çünkü evlenirse hayatı borç içinde geçecek. Bugün bir kızı istemeye gidince adamın maaşı var mı, arabası var mı, evi var mı? Gibi şeylerle evlilikleri zorlaştırıyoruz. Ama Peygamberimiz (sav)’in de dediği gibi nikâhın en iyisi kolaylaştırılan nikâhtır. Sen baştan o kolaylığı sağlarsan gençlerimiz de bugün yuvasını kuracak ve kötü yollara sapmayacaklardır. O evlilik bereketli ve uzun süreli olacaktır. -ESKİDEN AİLE KURMAK BU KADAR ZOR MUYDU? ÖZMEN: Eskiden evlenirken anne babalarımızın hiçbir şeyi yoktu. Ya çobanlık yapardı, ya da amelelik yaparak geçimini sağlardı ve ALLAH da tevekkül ederdi. Çekilen eziyetlere beraber katlanıyordu. Bugünkü gibi bir iki çocuk değil 10 tane çocuk yapıyorlardı. Hiçbir şeyleri yoktu NE arabamız, ne arsamız, ne evimiz yoktu ama çok şükür evlenerek birlikte zorlukların üstesinden gelerek geçimimizi sağlıyorduk. Çünkü Allah u Teâlâ onların rızkını veriyordu. O zamanlarda seçicilik yoktu. Allah u Teala diyor ki kim evlenirse onun rızkını göndereceğim diyor. -BUGÜNKÜ BOŞANMALARA NASIL BAKIYORSUNUZ? ÖZMEK: Boşanmak dinde en son safhadır, ancak bugün baktığımız zaman aileler çabuk boşanıyor. Bugün Allah katında en nefret edilen şey boşanmadır. Çünkü aile kurumunu sona erdiriyor. Dinde boşanmak diye bir husus olamaz, ulu orta yerde boşanmak olmaz. Burada bir hak ve hukuk tecelli etmesi lazım. -EŞLERİN BİRBİRİNE KARŞI SORUMLULUKLARI NELERDİR? ÖZMEN: Birbirinizle iyi geçinin.”  (Nisâ sûresi, 19): “İnsanlarla iyi geçinmek için önce onlara güzel ve tatlı söz söylemek, sonra da elden geldiğince iyi ve nâzik davranmak gerekir. Peygamber Efendimiz’in ortaya koyduğu ölçüye göre insanların en hayırlısı, aile fertlerine karşı iyi davrananlar, onlarla iyi geçinenlerdir.” diye buyurmuştur. Kadının Kocasına Karşı Vazifeleri: Kanaat. Çünkü kanaatkar olmak kalp rahatlığının sebebidir. Bir kadın arsızlık ve açgözlülük ederek efendisini, kendisinden ve evinden soğutmaktan sakınmalıdır. Kocaya itaat.Peygamberimiz (a.s.m) buyurmuşlardır:"Bir kadın kocası kendisinden memnun olarak ölürse cennete girer." Temiz olma.Kocanın göreceği yerlere itina ile dikkat etmek ve temizlemek. Bilinmelidir ki, güzellik ve temizliği getiren şeylerin en güzeli sudur. daima güzel kokular sürünmeli. İhtiyaçların karşılanması.Kocasının yemek yiyeceği vakte dikkat etmek, uyku saatini geçirmeme. Malın korunması.Kocanın mal ve eşyasını korumak, çünkü mal ve eşyayı korumak iş bilmekten geçer. Akrabaya saygı. Kocanın akrabasına ve yakınlarına hürmet etmek. Sır saklanması. Kadın kocasından edindiği sırrını hiç kimseye duyurmaması. Saygı ve hürmet.Kocanın emrini yerine getirmek. Ona karşı çıkmama ve asi olmamak.   BEYİN HANIMINA KARŞI GÖREVLERİ: 1) Hanımının hakkını hukukunu korumalıdır. 2) Evin geçimini helalinden temin etmelidir. 3) Zararlı alışkanlıkları terk etmeli. 4) Ailesini monotonluktan kurtarmak, farklı aktivitelerle hayatı yaşanılır hale getirmek. 5) Bir kimse hanımına iyi davranmalı, onu kırmamalı, kaba davranışlardan sakınmalıdır. 6) Hanımı bütün kusurlarına karşı erkeğin yüzünü kızartacak haller hariç hoş görülü davranmaktır. 7) Hanımıyla kesinlikle alay etmemelidir. 8) Bey’i hanımına çok dua etmelidir. 9) Aile fertleri birbirlerine karşı saygılı olmalı. 10) Erkek, hanımına ve çocuklarına dini emirleri hatırlatmalı, iyi yönde eğitmelidir. 11) Koca, hanımına asla çirkinsin dememeli, yaptığı işte sürekli kusurlar aramamalı. 12)  Hanımını asla dövmemeli. 13)  Hanımını sürekli zan altında tutup onu gizlice takip etmeye kalkışmamalıdır. 14) Hanımının akraba ve ailesine saygı ve ikramda bulunmalıdır.   -AİLE HAKKINDA ÇIKAN KANUNLARA NASIL BAKIYORSUNUZ? ÖZMEN: Son zamanlarda bazı kanunlar çıkarılmıştır. Bu kanunlar aileyi korumaktan çok yok etmek için çıkarılmıştır. Çünkü kadının beyanı esas alınmalıdır deniliyor. Kadın kocam bana hakaret ediyor, dövüyor dediği anda o koca kanunla 6 ay boyunca evden uzaklaştırılıyor. Allah aşkına evin reisi olan koca evden çıkarılır mı? Bugüne kadar öyle bir şey yoktu örfümüzde. Yani kimi kimin evinden çıkarıyorsunuz. Eğer aralarında bir sıkıntı oldu mu koca en fazla kadının yatağını terk eder. Kocayı evinden uzaklaştırmak örfümüzde yoktur. -BUGÜNKÜ KIZLARA NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ? ÖZMEN: Bugün kızlarımız iffetli ve namuslu olması gerekir. Ana babasına ve kardeşlerine leke getirecek harekette bulunmamalıdır. Çünkü kadının giyim kuşamı ana babanın terbiyesinin göstergesidir, kocasının iyi veya kötü bir koca olduğunu gösterir. Ancak gel gör ki bugünkü kızlarımızın giyim kuşamına bakıldığında ceplerine sığmayan telefonlar, aşırı makyaj yaparak kendilerini halden hale sokmak gibi şeyler yapıyor. Onun için ağaç yaşken eğilir, kuru olduktan sonra eğmeye çalışırsan kırarsın. Onun için kızlarımız küçüklükten başlayarak dini terbiyeyle büyümelidir. Bu konuda sadece anne baba değil, dini kurumlara da görevler düşüyor.



Bu haber 89 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Diyarbakır Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI YUKARI