Şener Şen ve İlyas Salman’ın rol aldığı ‘Banker Bilo’ filmi her gün Diyarbakır’da çekiliyor ve vizyona giriyor. Zira memlekette yaşanan bazı olaylar var ki bu filmi aratmıyor.   Bazen mültecilere valilik izin olduğu iddia edilen ve sınırı terk etmeleri için verilen belgelerle yurt içinde serbestçe hareket etmelerine zemin hazırlanırken kimi zaman da ‘Burası Avrupa’ diyerek pasaportu dahi olmayan mülteciler şehrin bir ücrasına bırakılıyor ve mülteciler kaldırımlara misafir oluyor. Her iki durumda da Diyarbakır’ın yeni otogar civarı hemen, hemen her gün yüzlerce mülteciye umut oluyor. Otobüsler sözde valilikler tarafından verilen belgeleri kabul etmezken pasaport şartını öne sürüyor ve pasaportu olmayan mülteciler bu kez de fırsatçı minibüsçülerle Avrupa hayallerine naklediliyorlar. Peki, bu insanlar buraya kadar başı boş şekilde nasıl geliyor, bu işte rol alan simsarlar kimler, en önemlisi ise yarın herhangi bir saatte hangisinin cesedi kıyıya vuracak ve ülkeyi yasa boğacak?   AHMET BEŞENK / SEYFETTİN EKEN Diyarbakır başta Afgan olmak üzere çok sayıda mültecinin işgali altında. Kimi mültecilere Avrupa denilerek Diyarbakır’da bırakılırken iş işten geçtikten sonra Avrupa’da olmadıklarını anlıyorlar, kimilerine de sınır illerden verilen sözde belgelerle sınırı terk etmeleri için zaman veriliyor ve bu mülteciler kendi sınırlarına geçmek yerine Avrupa’ya gitmek için Türkiye’yi tramplen olarak kullanıyor.  Böylece verilen belgeler nedeniyle ülkenin herhangi bir noktasında mültecilerin belirmelerine, olası bir suça bulaşmaları halinde de kaybolmalarına zemin oluşuyor. Tüm mültecilerin hayali Türkiye üzerinden Avrupa’ya gitmekken hepsinin aynı yaşlarda ve atletik olmaları ise dikkatlerden kaçmıyor. ‘AVRUPA’YA GİDECEĞİZ’ Afgan uyruklu mültecilerle birlikte bulunan ve çok az Türkçe bilen Özbek uyruklu bir başka mülteci ise şunları aktarıyor: “Buraya kaçak yollardan geldik. 3 gün önce buraya geldik.300 kişi burada kalıyoruz. Burada camide ve otogarda yatıp kalkıyoruz. Bizi buraya getirdiler. Şimdi arkadaşlarımızla burada kalıyoruz. Sıramız gelince minibüslerle bizi buradan alıp götürecekler. Buraya bizi getirenler, bazılarını Avrupa’ya götüreceğiz diye kandırdılar. Biz Afganistan ve Özbekistan’dan geldik. Van’da bize geçici bir kimlik verildi. Pasaportumuz da bizdedir ama Türkiye vizesi yok. Bazılarımız Avrupa’ya gidecektiler, öyle anlaşmıştılar. Onları burada bıraktılar. Şimdi biz 150 kişilik bir grupla geldik. Her gün geliyorlar. Buradan Avrupa’ya gideceğiz.” Dedi. ‘ORGANİZE İŞLER BUNLAR’ Sürekli olarak aynı bölgede mülteciler ile bir araya geldiklerini belirten bölgede bulunan sanayi sitesi esnafları ise yaşananları şöyle özetliyorlar: “Ellerinde bir belge var ve Van valiliği tarafından verildiği yazıyor. Polis bu belgeleri görünce yasal olarak müdahale edemiyor. Henüz yapımı tam olarak tamamlanmamış olan Cami’de uyuyor ve telefonlarını burada şarja koyuyorlar. Her yerde de açık elektrik hatları var. Bunlar sürekli buraya geliyor ve 3, 5 gün kalıyorlar, ardından simsar diye tabir edilen kişiler tarafından minibüslere doldurularak götürülüyor. Daha sonra bunların yerine yeni bir kafile getiriliyor ve hemen, hemen her gün aynı film dönüyor. Bize göre bunları organize eden bir suç örgütü var. Bunlar, Iğdır ile Van’dan Türkiye’ye giriş yapıyor, herkesinde bundan haberi var. Çünkü bunlar Türkiye’yi Avrupa’ya geçmek için bir basamak olarak görüyor. Bunları buraya getirip saldılar ve hiç arayıp sormuyorlar. Bugün buradan giden 150 - 200 kişinin yerine yarın yeni bir kafile getirilecek. Çünkü 2 yıldır burada sürekli böyle yapılıyor. İnsan ticareti gibi bir şey bu.” Dediler. ‘BURAYI ÜS OLARAK KULLANIYORLAR’ Bölgede bulunan bir başka sanayi sitesi esnafı ise bu önemli açıklamaları yaparak kamuoyunu bilgilendiriyor: “Buraya gruplar halinde getiriliyor ve burayı üs olarak kullanıyorlar. Bu grupları buraya getirenler paralarını aldıktan sonra bırakıp gidiyorlar. Birileri bu işi organize ediyor. Bunlar Van Valiliği’nin vermiş olduğu geçici kimlikle burada kalıyor ve polisler de bunlara bir şey yapamayacağını söylüyor. O kimlik kâğıdında Van valiliğinin adı da geçiyor ki bu belgelerin gerçek olup olmadığını bilmiyoruz. Ayrıca bugün Cuma Namazından sonra Kızılay bunlara 300 kişilik yemek getirip dağıttı. Eğer bunlar kandırılmışsa Kızılay bunlara nasıl yemek veriyor diye sormak gerekir. Kızılay, buraya yemek getirmiş olması bile düşündürücüdür. Bazılarında Van valiliğinin verdiği izin kâğıdı olmasına rağmen bir çoğunda da hiçbir belge bulunmuyor.” Dedi. ‘NASIL BU KADAR RAHAT GELİYORLAR?’ Çevrede bulunan vatandaşlar her gün çok sayıda gelen mülteciyi işaret ederek nasıl bu kadar rahat ve hiçbir belge bulundurmadan gelebildiklerini sorgularken sıkı önlemlerin alınmasını istiyorlar.