Bugun...



İNFAK ETMEK ALLAH’A YAKLAŞTIRIR

“Cuma Sohbetleri” köşemizin bu haftaki konuğu Cami ve İlim Güzel Ahlak Derneği üyesi Şeyh Hatip Yüksel.   RÖPORTAJ:...

facebook-paylas
Tarih: 17-05-2019 06:18

İNFAK ETMEK ALLAH’A YAKLAŞTIRIR

“Cuma Sohbetleri” köşemizin bu haftaki konuğu Cami ve İlim Güzel Ahlak Derneği üyesi Şeyh Hatip Yüksel.   RÖPORTAJ: SEYFETTİN EKEN  ‘Bu dünyaya gelirken hepimiz fakir doğduk’ diyen Yüksel;Ramazan Ayı fakir fukaraya yardım ayıdır. Fakirlere yardım edelim. Cömert insanlar Allah'ın rahmetine yakındır. İnsanlar onları sever, cennete yakındır ve cehenneme de uzaktır. Cimri insanlarda Allah'tan uzaktır. İnsanlar, onları sevmez, cehenneme yakın olan kişilerdir cennete uzaktır. Onun için İnfak edelim ki Allah’a yaklaşalım” dedi. -CİMRİLİK İLE İLGİLİ AYETLER ELERDİR? YÜKSEL: Kur’an-ı Kerim’de de cimrilik konusuna pek çok surede değinilmiş, Allah ü Teâlâ (c.c.) cimrilik ile ilgili kullarını bilgilendirmiş ve uzak durmalarını emretmiştir; “Allah’ın, kereminden kendilerine verdiklerini (infakta) cimrilik gösterenler, sanmasınlar ki o, kendileri için hayırlıdır; tersine bu onlar için pek fenadır. Cimrilik ettikleri şey de kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.”(Âl-i İmrân Suresi, 180. Ayet). -CÖMERTLİKLE İLGİLİ AYETLER HANGİLERİDİR? YÜKSEL: İbni Mes’ûd (ra)’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ancak iki kişiye gıbta edilir: Allah’ın verdiği malı hak yolunda harcamayı başaran kimse. Yine Allah’ın kendisine verdiği ilim ve hikmet ile yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına öğreten kimse. -CİMRİ İLE CÖMERT ARASINDAKİ FARK NEDİR? YÜKSEL: Bu dünyada hiçbir şeyimiz yok Allah u Teala hepimizi bu dünyadaki işlerimiz ile imtihan ediyor. Hz. Peygamber, şöyle buyurur: “Cömert kişi, Allah’a yakın, Cennet’e yakın, insanlara yakın ve Cehennem ateşinden uzaktır. Hasis insan, Allah’tan uzak, Cennet’ten uzak ve Cehennem ateşine yakındır. Cömert cahil, ibadet eden cimriden Allah’a daha sevimlidir” (Tirmizî, Birr, 40) “Gıbta edilecek kişilerden biri de cömertlerdir” (Buhârî, Temennâ, 5; Tevhid, 45). Peygamberimiz, insanlara dünyada yaşadıkları sürece cömert olmalarını, işi öldükten sonraya bırakmamalarını tavsiye eder: “Sadakanın en iyisi bizzat kendisinin vereceği sadakadır. Sadaka sağ iken, malınız elinizde iken, istediğiniz kimseye istediğiniz kadar verdiğinizdir. Yoksa can boğaza geldikten sonra geç kalmış olursunuz. Sizden sonrakiler istediklerini yapar. ” (Buhârî, Vesâya, 14). -İNSANLARIN CÖMERTLİKTEN KAÇMASININ SEBEPLERİ NELERDİR? YÜKSEL: İnsanların cömertlikten kaçmasının sebepleri başında: “Benim olan varlığı başkalarına niçin vereyim?” duygusu ile “Başkalarına verirsem, benim varlığım azalır ve zaruret zamanında zahmete düşerim” düşüncesi gelir. İslam dini ise bu duygu ve düşünceyi kökünden kaldırmıştır. İslâm’a göre mal ve servet herhangi bir şahsın inhisarı altında değildir. Mal ve servet yalnız Allah Teâlâ’nındır. Her şeyin gerçek Malik’i O’dur. (Âli İmrân, 3/179; Hadîd, 57/10). Kuran-ı Kerîm’de bu durum yirmiyi aşkın ayette vurgulanmaktadır. Mülk Allah u Teâlâ’nın olduğuna göre, tabii olarak sahibinin yolunda sarf edilmesi, inanan için en makul bir hadise olarak değerlendirilir. Mümindeki cömertlik duygusu da bu düşünceden kaynaklanır. -KURAN’DA CÖMERTLİK NASIL GEÇİYOR? YÜKSEL: Kuran-ı Kerim’in yardımlaşmayı ve Allah yolunda harcama yapmayı öğütlediğini tahmin etmek zor değildir. Aynı kabilden olmak üzere; cimrilikten imtina etmemiz öğütlenmektedir. “İşte siz, Allah yolunda harcamaya davet olunan kimselersiniz. Fakat sizden cimrilik edenler vardır. Kim cimrilik ederse ancak kendi aleyhine cimrilik eder. Allah kendi kendine yeterlidir, siz muhtaçsınız. Eğer yüz çevirirseniz, sizi başka bir toplum ile değiştirir. Sonra onlar, sizin benzerleriniz de olmazlar.” (47:38) -KURAN-I KERİM’DE CİMRİLİK HAKKINDAKİ AYETLER HANGİLERİ? YÜKSEL: Al-i İmran Suresi 180. Ayet; Allah’ın kendilerine lütfundan verdiği nimetlerde cimrilik edenler, bunun, kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır! O kendileri için bir şerdir. Cimrilik ettikleri şey kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. Bir başka hadiste Nisa Suresi 37. Ayet; Bunlar cimrilik eden, insanlara da cimriliği emreden ve Allah’ın, lütfunden kendilerine verdiği nimeti gizleyen kimselerdir. Biz de o nankörlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır. Diğer bir ayette de şöyle denilir. Tevbe Suresi 34. Ayet; Ey iman edenler! Hahamlardan ve rahiplerden birçoğu, insanların mallarını haksız yollarla yiyorlar ve Allah’ın yolundan alıkoyuyorlar. Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanları elem dolu bir azapla müjdele. -PEYGAMBER EFENDİMİZİN CÖMERTLERİ VE CÖMERTLİĞİ ÖVDÜĞÜ HADİS-İ ŞERİFLERİ HANGİSİDİR? YÜKSEL: Hadis-i Şerifte Peygamber Efendimiz(sav) buyuruyor ki:”İki haslet var ki, Allah ü Teâlâ onları sever ve iki haslete de buğz eder. Sevdiği hasletler, cömertlik ve güzel ahlaktır. Sevmediği iki huy da, kötü ahlak ve cimriliktir. Allah ü Teâlâ bir kulunun iyiliğini dilediği zaman, onu, insanların işlerini görmekte istihdam eder.” Yine bir Hadis-i Şerifinde Cenneti tarif ederken “Cennet; cömertlerin yeridir” diyen Peygamber Efendimiz, bir başka Hadis-i Şerifinde ise şöyle buyuruyor: “Allah ü Teâlâ, milletin yararına harcanmak üzere zenginlik isteyen birtakım kullarına servet vermiştir. Bunlardan cimrilik edenler olursa, Allah o serveti onlardan alır, başkalarına verir. -ALLAH’A YAKIN, CEHENNEME UZAK CÖMERTLERİN ALLAH’A YAKIN OLDUKLARI BİLDİRİLİYOR MU? YÜKSEL: Evet,  Peygamber Efendimiz(sav) bir Hadis-i Şerifinde buyuruyor ki: “-Cömert, Allah’a yakın, insanlara yakın, Cennete yakın ve Cehennemden uzaktır. Cimri ise; Allah’tan uzak, insanlardan uzak, Cehenneme yakındır. Allah katında cömert bir cahil, cimri olan âlimden daha sevimlidir. En ağır hastalık, cimrilik hastalığıdır.” -İNFÂK NEDİR? YÜKSEL: Sözlükte; bitirmek, yok etmek, yoksul düşmek, malı ve parayı elden çıkarmak anlamlarına gelen infak, dinî bir terim olarak, Allah u Teâlâ’nın hoşnutluğunu kazanma amacıyla kişinin kendi servetinden harcamada bulunması, ihtiyaç sahiplerine aynî ve nakdî yardım etmesi demektir. Bu yönüyle infak, hem farz olan zekâtı hem de gönüllü olarak yapılan her çeşit hayrı içerir. İnsanın sahip olduğu servetin gerçek sahibi Allah u Teâlâ’dır. O’nun emanet olarak verdiği bu servetten başkalarına vermek gerekir. Kuran’da Allah’a karşı sorumluluğunun bilincinde olan müttakî müminlerin özellikleri sayılırken bunlar arasında infak da zikredilmiştir. İnfâk ve tasadduk gösterişten uzak, yalnız rıza-yı ilâhi için yapılmalı. İnfâkta bulunan kimse, infakta bulunduğu kişinin onurunu zedeleyecek davranışlarda kaçınmalı, malın iyisini ve kalitelisini vermeli, verirken gerçek ihtiyaç sahiplerini arayıp bulmalı. Varlıklı Müslümanların mallarında yoksulların hakları bulunduğunun ifade edilmesi zenginlerin ihtiyaç sahiplerine yardım yapmakla yükümlü olduğunu gösterir. -EBU DAHDÂH (R.A.) KİMDİR?  YÜKSEL: Ebu Dahdâh (r.a.) Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz’e altı yüz hurma ağacı bulunan bahçesini bağışlayan bir infak eri. İslâmî konuları öğrenmek hususunda gayretli ve cesaretli bir sahâbî.Ebu Dahdâh -radıyallahu anh- Ensar’ın hatibi olarak tanınırdı. Kudaa kabilesinin Beli kolundan Amr ibni Avf’ın himayesi altında yaşardı. Asıl adı “Sâbit İbni Ed-Dahdâha” olup, “Ebu’d-Dahdâh” künyesiyle meşhur olmuştur. Ebu Dahdâh(ra) ilim âşkıyla dolu bir gönüle sahipti. İslâmî konuları öğrenmek için gayret eder ve soru sormaktan çekinmezdi. Onun Fahr-i Kâinat Efendimiz(sav)’e iki konuda sorduğu sual ve aldığı cevap vardır. Bu iki hatırası kaynaklarda şöyle nakledilmektedir: “Verdiğinin kat kat fazlasını kendisine ödemesi için Allâh’a güzel bir borç (isteyene fâizsiz ödünç) verecek yok mu? Darlık veren de bolluk veren de Allah’tır. Sonunda sadece O’na döndürüleceksiniz.” (Bakara: 245) -CENNETLE MÜJDELENEN AİLE HANGİSİDİR? YÜKSEL: Karz-ı hasen (Allah’a güzel borç verme) hakkındaki bu âyet-i kerîme nâzil olduğunda Ebu Dahdâh –(ra) Resûlullah (Sav)’a gelerek:“Yâ Resûlallah! Allah bizden borç mu istiyor?” diye sordu. Resûlullah(sav) de; “Evet, ey Ebu’d-Dahdâh, Allah borç istiyor!” diye cevap verdi. Bunun üzerine Ebu’d-Dahdâh(ra) Resûl-i Ekrem Efendimiz(sav)’in eline sarıldı ve Yâ Resûlallah! Ben, içinde 600 hurma ağacı bulunan bağımı Allah’a borç (karz-ı hasen) olarak veriyorum dedi.  Sonra da yürüyerek bağına geldi ve kapısında durdu. Hanımı çocukları ile birlikte orada idiler. Hanımına seslenerek Ey Ümmü Dahdah! Bahçeyi boşaltın. Çünkü ben bu bağı Allah’a borç verdim…” dedi. Hanımı da ona Ey Ebu’d-Dahdah! Çok kârlı bir alışveriş yapmışsın, Allah alışverişini mübârek kılsın dedi. Hemen bahçeden çıkarak orayı Allah Resûlü(sav)’e teslim ettiler. Ebu Dahdâh(ra) bu hareketinden Resûl-i Ekrem Efendimiz(sav) pek memnun oldu ve ona iltifatta bulundu. Peşinden şöyle bir müjde verdi: “- Cennette Ebu’d-Dahdâh için hazırlanmış, dalları sarkan nice iri hurma ağaçları var!” buyurdu. (İsabe, VII, 100-102 ; Müslim, Cenâiz, 89; Ahmed, III, 146)  



Bu haber 362 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Diyarbakır Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI YUKARI