Türkiye tarihinde kara bir leke olarak duran 28 Şubat darbesiyle ilgili  değerlendirmelerde bulunan Hukukçu Osman Yurt, TBMM'de tüm darbelerin mağdurlarını kapsayacak bir helalleşme komisyonunun kurulması gerektiğini söyledi.

Yurt, "28 Şubat dönemi, Türkiye'nin darbeler tarihinde bizim de yakından şahit olduğumuz içinde bulunduğumuz tarihi bir dönem oldu. 28 Şubat'a hazırlayan şartlarda yaşananlar, hepimizi çok farklı açılardan etkiledi. 28 Şubat'ın en canlı döneminde yine çok yakinen içinde olduk ve etkilendik. Ben o dönemde 97-98'de de yine MAZLUM-DER'de Genel Başkan Yardımcısıyım. O zaman genel merkezimiz Ankara'daydı. Bizzat kendimiz de bir takım şeylere muhatap olduk. Bizim derneklerin aranması için bir karar çıkartmıştı. Ondan sonra ev ve işyerlerimiz dahil bütün yöneticilerimizin hepsine dönük bir operasyon yapılmıştı. Sonuçta bir şey çıkmadı." dedi.

"Doğrusu bugün bakınca şaşkınlıkla 28 Şubat günlerini değerlendiriyorum"

Konuşmasının devamında Yurt, şunları aktardı: "Aynı dönemde kadınların öğrenme ve çalışma haklarıyla ilgili yaşananlar. Yine insanların 28 Şubat'ta hedef alınmasından kaynaklı yaşanan mağduriyetler ile ilgili bizim çok yoğun bir gündemimiz vardı. Kayseri'de o zaman bir miting düzenlemiştik. MAZLUM-DER Kayseri şubesi düzenlemişti. Biz de gidip bulunmuştuk. Kayseri'de bir gazete hakkında yüzlerce dava vardı. O günkü başkanımıza vali hakaret ediyordu.  Niye bu mitingi düzenliyorsun? Neden bu çalışmaları yapıyorsun? gibi. O dönem bizim şubelerimize korkudan kimse gelemiyordu. Silahlı kuvvetlerinden atılanlar yine bizim devamlı yanımızdaydılar. Yani daha doğrusu atılmışlar bize sığınıyorlardı. Biz, çare arıyorduk. Doğrusu bugün bakınca şaşkınlıkla o günleri değerlendiriyorum."

"Bin yıl sürecek iddiasıyla o günkü hakim güçler bu darbeyi gerçekleştirdiler"

28 Şubat sürecinde telafisi olmayan birçok mağduriyetin yaşandığını dile getiren Yurt, "Ben Çubuk Kaymakamlığı gitmiştim neden bu memurlara bu eziyeti ediyorsunuz? diye soruyordum. O da diyordu ki, 'kanunlar böyle.' Ona 'bunlar bir şaşkınlık dönemi. Bu dönemler olağanüstü dönemler, geçer.' demiştim. Nitekim geçti ama bu olağanüstü şartlar çok insanı mağdur etti. Çok insan ekmeğinden oldu, işinden oldu, okulundan oldu ve ölümler oldu. Bin yıl sürecek iddiasıyla o günkü hakim güçler bunu gerçekleştirdiler. Ama zaman, bu şartları başka bir evreye geçirdi. AK Parti dönemi bunun bir cevabı oldu. Yani toplum da buna cevap verdi. Aslında seçimle birlikte cevap vermiş oldu. Ama yapısal olarak doğrusu birçok arkadaşımızın bu konudaki endişesine katılıyorum. Aslında 28 Şubat'ın bir takım dinamikleri hiçbir zaman bitmiyor, bir şekilde toplumda karşılığını buluyor ve bugün de yer yer bazı gelişmeler oluyor ki, toplumda var olan o 28 Şubat'çı kodların tekrar canlandığını görüyoruz. Üzülerek görüyoruz. Gerçi o günkü gibi yani başörtülü olmanın suç olduğu hayatta her yerden silinmesi gerektiği olgusu tabi bugün yok. Hatta tersine de bugün başörtülü her yerde var." ifadelerine yer verdi.

"28 Şubat mağdurları ölüm döşeğinde hala cezaevindeler"

28 Şubat sürecinde bir ömür cezaevlerine konulan mağdurların yeniden yargılanması gerektiğini söyleyen Yurt, "Bugün mültecilerle yaşananlara baktığımızda o dönemde yaşananların bir benzerini olduğunu tekrar görüyoruz. Bugün mesela işkence olgusu hayatımızdan tamamen çıktı derken yine gündemimizde yer alıyor. Aynı zamanda 28 Şubat mağdurlarının mağduriyetlerinin giderilmesine dönük epey mesafe kat edilmekle birlikte bir taraftan da halen çözülmeyen halen yapılması gereken epey bir şey var. Bizim özellikle MAZLUM-DER olarak o dönemdeki yargılamadan yeniden yapılması kampanyamız devam ediyor. Bir dönem çok yoğun yaptık. Epey dosyada yeniden yargılama kararı çıktı. Ama halen yeniden yargılanma kararı çıkmayan başta Sivas davası olmak üzere sorunlar devam ediyor. Biz bunların yeniden yargılama kararı alınmasını halen istiyoruz. Bu 28 Şubat'ta da bu çağrımızı yineliyoruz. 28 Şubat'ı olgunlaştırmak üzere ülkede abartılan bir propaganda üzerine bir takım unsurlarla birlikte Sivas'ta yaşanan o korkunç, Madımak olayının ardından Başbağlar katliamı yapıldı. Bugün hepimiz biliyoruz ki, bu konular o sokakta yerine göre belki dolduruşa gelmiş o yürüyüşe katılmış, çoğunun katılamadığımdan da eminiz. Bu insanların devleti yıkmak üzere harekete geçtiği ve bir ömür ceza evinde kalmalarını gerektiren bir cezai kovuşturma ve mahkumiyet olmaması gereken dosyaydı. Bugün herkes biliyor ama bununla ilgili bir türlü yeniden yargılama kararı çıkmıyor. Bu insanlar, ölüm döşeğinde neredeyse hala cezaevindeler. Toplumda yeni bir gerilim konusu olmaya devam ediyor." şeklinde belirtti.

"Sivas dosyası için bir türlü yeniden yargılanma kararı alınamıyor"

Özellikle Sivas dosyasının yeniden yargılanması gerektiğini aktaran Yurt, "28 Şubat dönem yargılamalarının yeniden yapılması kampanyamızda halen beklentimizi sürdürüyoruz. Bir türlü sonuca ulaşamayan dosyalardan birisi de Sivas dosyasıdır. Bu insanlar bu işin gerçekten failleri ise sorun yok ama öyle olmadığını biliyoruz. Bu dosyada MAZLUM- DER'in raporu var. Siyasi bir propaganda atmosferinde bugün halen bir tür yeniden yargılama kararı alınamıyor. 28 Şubat yargılamalarının yeniden yapılması hususunda, o dönem mağduriyetlerin giderilmesine dönük yapılan bazı olumlu adımlar olmakla birlikte, biz bugün bu eksiklerin giderilmesini talep ediyoruz." diye konuştu.

"Tüm darbelerin mağduru olanlara bir helalleşmeyi de gündemimize almamız lazım"

Son olarak Yurt, "Bir helalleşmeyi de gündemimize almamız lazım. Yani zaten suçsuz olan zaten yargılanmış ama beraat etmiş olan insanların kaybettikleri hakların iadesi hukuk içinde gayet meşru bir şeydir. Geçmişe dönük gerek 28 Şubat, gerek 12 Eylül olmak üzere yani darbelerden dolayı hayatları karartılmış, işlerini kaybetmiş ve hak kayıplarına uğramış ve sesi yeteri kadar çıkmamış insanların haklarının iadesi için de bir helalleşme komisyonu kurulmalı. Güneydoğu'da yaşanan olaylarla ilgili oluşan komisyonlarla hak kayıplarının telafisi komisyonlarla yapıldığı gibi bütün ülkede yaşanan bu darbe süreçlerinin mağduriyetlerinin giderilmesine dönük helalleşme komisyonunun doğru olabileceğini düşünüyoruz. Bunun çok geniş kabul göreceğini düşünüyoruz. Bazılarının sembolik olacağını ama 28 Şubat mağdurları için de iyi bir telafi mekanizması olacağı kanaatindeyiz." dedi.