Âdemoğlu… Namı diğer: İnsan!.. Biz, siz, onlar veya hepimiz…
Nedense her zaman kendi varoluş hikâyemizi merak etmişiz.
Ben kimim?
Ben neyim?
Nerden geldim?
Nereye gidiyorum?
Yaratıldım mı?
Yatıldıysam, kim yaratı?
Yaratılış amacım nedir?
Neden yarattı/yaratıldım?
Yaratıcı (Allah/Tanrı) insanın yaratılışını neden murat etti.
Yaratılmam veya yaratılışımız; planlanmış bir proje mi?
Yoksa tamamen tesadüf/tevafuk sonucu kendiliğinden mi oluşmuş?
Melekler, Cinler, Cinsler,..
Mahluklar olmasına rağmen Ademoğlu neden yaratıldı?
Sorular, sorular, sorular...
Cevabı olmayan zor, zahmetli ve hatta çok derinlere dalınca çıldırtan(!) sorular.
Varoluş hikâyemizin nerde, neden, nasıl, ne için ve ne zaman başladığı ve nasıl biteceği bilinmezken, hepimiz ”Kader” in kıskancında bir deney faresi gibi, kaderin labirentlerinden kendimize bir çıkış yolu bulmak için “Beyhude!” bir çaba içinde çırpınıp duruyoruz.
Yaratılışı anlamak her zaman zor, imkânsız ve akıl ötesi gelmiştir.
Aklımızın almadığı yaratılış hikâyemizin bütün giz ve sırlarını tılsımlı kelime olan “Mucize!” örtüsü ile örterek işin içinden çıkmaya çalışmışız, ama ; “ Ama- Fakat- Acaba…” gibi sorularımız da hiçbir zaman bitmemiş ve yaşam devam ettiği müddetçe de bitmeyecek gibi görünüyor.
Peki, işin içinden çıkabilmiş miyiz?
Hayır, işin içinden çıkamamışız.
Her çıkış yeni çıkmazlar karşımıza çıkartmıştır.
Annesini kaybetmiş kuzu misali sürekli annemizi arayıp durmuşuz.
Her ne kadar bu arayış serencamımızda tam olarak ne aradığımızın tek bir cevabı olmasa da, çoğumuza sorulsa; “ Ne arıyorsun?” diye, herhalde birçoğumuzun vereceği cevap “ Bilmiyorum. ” olacak.
Biz gerçekten ne arıyoruz?
Şan, şöhret, para, mevki, makam,...
Peki, "Neden bunları istiyoruz? “ " Güç “ için, tek kelimelik cevapla.
Neden güçlü olmak istiyoruz?
Ölümlü olan mutlak “güç” sahibi olabilir mi?
Olmayacağını hepimiz biliyoruz, o zaman, bütün bu arayışlarımızın sebebi nedir?
Kendimizi mi, yoksa bizi yaratanı mı arıyoruz?
Hayır, biz kendimizi aramıyoruz. Çünkü biz bir mahlûkuz, yani yaratılmışız, bir resimden ibaretiz.
Ve milyarlarca resimden sadece biriyiz.
Şimdi başımızı iki elimizin arasına alıp, düşünelim.
Bu resimleri yapan kim?
Kâinatın kendisi devasa bir tablo ve bu tabloda milyar kere milyar, sonsuz kusursuz tablolar var.
Her resim birbirinden güzel ve hiçbiri birbirine benzemiyor.
Ve siz bu kusursuz tabloları yapan ressamı merak ediyorsunuz.
Bu güzel resimleri acaba kim yaptı?
Resimler çok güzel ve herkes almak istiyor, ama almadan önce yapan ressamı merak ediyorsunuz.
Peki, bu resmi almak isteyenler, bu resmi yapan ressamı bilmezlerse, bu resmi almak isterler mi?
Bence almak istemezler, resim ne kadar güzel yapılmış olursa olunsun, o resmi yapan kişi bilinmezse resmin çokta bir kıymet-i harbiyesi olmaz.
Resmi önemli kılan ressamın kendisidir.
Âdem ve Havva’nın resmi ile başlar insanın hikâyesi…
Semavi (İlahî/ Göksel) olan bütün kutsal kitaplarda; “Yarattım!” diyor, Allah/Tanrı.
Allah, yaratığı mahlûkların içerisinde; insanı en güzel bir biçimde yarattığını ve Âdem’e bütün varlıkların isimlerini öğrettiğini müjdeler.
Evet, Allah; Âdemi toprak, balçık ve sudan yarattığını ,“Ruh”undan üfleyip “Cennet” e koyduğunu bildirir.
Allah, meleklere ; “ Âdem için saygı ile eğilin” emrine bütün melekler saygı ile eğilerek uymuş ama İblis büyüklük taslamış.
“ Çamurdan yaratığına secde eder miyim hiç?” diyerek Allah’ın bu emrine uymayarak kâfirlerden olmuştu.
“ Şu bana üstün kıldığını görüyor musun?” ,
”Şayet Kıyamet Günü’ne kadar bana mühlet verirsen azı hariç, kalanını kendime bağlayacağım .
” Allah, ' Ey Âdem! Sen ve eşin cennete yerleşin.
Orada dilediğiniz gibi bol bol yiyin, ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz' dedi.
Şeytan ayaklarını oradan kaydırdı. Onları içinde bulundukları konumdan çıkardı. “
Ve dedi ki ; “ Rabbinizin bu ağaçtan yemenizi yasaklaması, melek olmanız ve ebedi yaşayanlardan olmamanız içindir.”
“ Şüphesiz ki ben, sizin iyiliğinizi istiyorum /size nasihat veriyorum .” diye o ikisine yemin etti .
(Bu vesvese ve yeminleriyle) onları aldatıp (ağına ) düşürdü.
Ağaçtan tadınca, avret yerleri kendilerine görünmeye başladı.
Üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar.
Rableri onlara seslendi ; “ Ben size bu ağaçtan yemeyi yasaklamamış mıydım?
“Şeytan, sizin apaçık düşmanınızdır.” dememiş miydim?”
Selam ve dua ile.
Yaratılış ile ilgili âyetler: Bakara, Tin, Nisa, A’raf, Secde, Fatır, Sad, Mü’min, Necm.
mercurecasino poker siteleri slot oyna oleybet
slot siteleri canlı bahis siteleri http://www.tedxmadrid.com/ casino siteleri
başakşehir escort ikitelli escort güneşli escort kayaşehir escort bağcılar escort esenler escort eyüp escort güneşli escort kumburgaz escort topkapı escort