Bir muhalefet partisi düşünün ki;

Lideri vizyon sahip, dünyayı okuyor, İslam dünyasıyla iş birliği içinde, halkın değerleriyle barışık, hedefi halka ve hakka hizmettir. Bu açıdan iktidarı yakın markaja almış an be an takip ediyor. Hatta öyle ki “gölge hükümet” kurmuş, onun da 17 bakanı var, genel bir konu dışındaki meselelerde genel başkanı konuşmuyor ve “lütfen o soruyu uygun bir vakitte ilgili bakanıma sorun” diyor.

Tüzüğüne gelince halkın inanç, kültürü ve tarihiyle  ile barışık, uluslar arası normlara paralellik arz ederken, ilahi öğretinin gölgesinde hazırlanmış gibi bir izlemin veriyor. İlahi öğretinin temel emir ve yasakları dikkate alınmış öyle ki ilahi dinlerin mensupları parti programını okurken “aman Allah’ım bir program bu kadar mı hayatın gerçekleriyle uyumlu olur” diye hayret ediyorlar.

Taşra teşkilatlarına baktığınız zaman il yönetiminden tutun, ilçe teşkilatlarına kadar, gençlik ve kadın kolları dahil bir sadelik içinde sorumluluğunu yerine getiriyorlar. Siyaset adına bir mevzuda konuşunca insan dinlemeye doyamıyor ve “keşke bir an evvel iktidar el değiştirse de bu gençlerin başarısı ülke yönetimine yansısa” diyesi geliyor insanın.

Geçende devletin idari şekliyle ilgili bir soru karşısında parti sözcüsü şöyle bir cevap verdi: “Başkanlık sisteminin içini doldurmak lazım, güçlü bir meclisin oluşması için bir an evvel vekil seçiminde dar bölge seçim yöntemi geçilmeli, ademi merkeziyetçi bir tarz ile merkeziyetçi bir idare şeklinden kurtulmalı ve yönetimin yükü hafiflemelidir. Hatta gerekirse “eyalet yönetim biçimi” dahi tercih edilebilmelidir, bazıları bölünme falan diyor, ama biz parti olarak böyle ürkek bir düşünceyi taşımıyoruz, bu ülkede bölünme falan da olmaz kanaatindeyiz “ diye cevap verdi. İnanın bu cesaretlerine hayran kaldım.

İktidar potansiyeline  fazlasıyla sahip ama iktidar hırsı taşımıyor, parti meclisinde nüfus oranlarına göre her il temsil ediliyor ayrıca bir istişare meclisi var “Allah kem gözlerden saklasın “ diyesi geliyor insanın. Kendilerine “ne zaman iktidar olacaksınız?” sorulduğunda diyorlar ki “önemli olan işlerin iyiye doğru gitmesidir, iktidarda olsak da olmasak da pek fark etmiyor”.

Bu parti zihniyet olarak ekonomi bakımından hür teşebbüsten yana ekonomik bir politikayı tercih ediyor, dolayısıyla devlet memurluğunu pek önemsemediği için adam kayırma, adamlarımı şuraya buraya yerleştireyim  gibi bir derdi de yok.

Bunun sebebi kendisine sorulduğu zaman  diyorlar ki: “üstat Bediüzzaman’ın ifadesiyle memuriyet modern bir dilenciliktir, hem siz hiç zengin bir devlet memuru gördünüz mü, olsa da ya babasından bir şeyler kalmış, ya da harama el uzatmıştır” diyorlar. Bakıyorum haksız da değiller.

Önceliklerini sorduğunuz zaman Eğitim, Aile, Sosyal devlet… gibi değerlere öncelik veriyorlar, soruyorsunuz Sağlık, Güvenlik, Adaleti niye ilk sıraya koymuyorsunuz? cevapları o kadar duyurucu ki insan ne diyeceğini bilemiyor. “Sağlıklı bir eğitim Sağılığı da Güvenliği de Adaleti de rahatlatır” diyorlar. “Aile önemsenir, sahiplenirse, anne babalara katkı verilirse yetişen sağlıklı nesil elimizi güçlendirir” diyorlar. Ayrıca ne yaparsak yapalım toplumda daima fakirler ve miskinler oluyor, dolayısıyla bunların imdadına da devlet yetişmelidir. Çünkü yüzyıl önce hayat bu kadar girift değildi, komşu komşuyu tanıyordu, o günün insanı bir tas çorba ile doyunca şükür ediyordu, ama bu gün öyle değil, bunun takip ve kontrolünü ancak devlet yapabilir diyorlar, bakıyorum haksız da değiller.

Dış dünyaya karşı duruşları yerli ve millidir. Birileri ülkemiz aleyhine eleştirel bir beyanda bulunursa, iktidardan önce bu muhalefet partisi ses veriyor. “Biz bize yeteriz, bu ülkenin iktidarı da muhalefeti de gerektiği anda omuz omuzadır, bizim dış dünyanın aklına ihtiyacımız yok, o kirli fikirleri onlara mübarek olsun” diyorlar.

İçerideki sosyal ve siyasi sorunlarımıza yönelik çözümlerinde üstadın şu cümlesinden yola çıkarak hemen çözülebileceğini söylüyorlar.

“Bu devirde sülhü umumi, affı umumi, refi imtiyaz lazım” deyip işte bu iç sorunlarımızın yegane çözümü bu cümlenin icabını yerine getirmekte saklıdır. Diyorlar.

Sevgili dostlar daha yazacağım çok şey var da yazı uzar diye yazmayacağım, bunları yazmamın nedeni de belki iktidar partisi bu değerlerden faydalanır diye yazıyorum.

Malum muhalefetin devlet idaresi üzerinde bir etkisi yok, onun için iktidara ayar vermek lazımdır diye düşünüyorum.

Sizce de doğru değil mi?