Toplumumuzun yarası haline gelen makam ve yetkiye sahip kaypak ve fırıldaklarla ilgili güzel bir yazı yazmak istedim. Lakin öncelikle litetarüre baktım, farklı dil argümanlarını inceledim. Acaba bu ruh hastası ve karakteri bozukları tarif etmek için alışılmışın dışında nasıl kelimeler kullanabiliriz diye. Bulamadım,öyle ki Türk Dil Kurumu’nun terimleri de kifayetsiz kalıyor.

Naçizane bir şekilde tarif etmeye çalışayım o zaman.Siyasette, bürokraside, kamuda bulundukları makamları ve taşıdıkları etiketleri kötüye kullanarak insanların umutlarıyla oynayan çağdaş bankerler. Şener Şen ve İlyas Salmanın oynadığı  meşhur banker bilo filminde anlatılanlar bunların yanında devede kulak kalır. Öyle pazarlıyorlar ki işin iç yüzünü idrak edemezsen yandın demektir. Senin yanıda ayrı, arkanda ayrı. Bir türküde geçtiği gibi yüzde dost kalpte hain. Sana umut verir ama işin özünde sadece hayal satar, yetmezmiş gibi seni kötüler. Yapamayacağı iş için söz verir, kazara olursa aslan payı onundur, aksi takdirde yandı ketten helva dostum. Önce  eşeğinizi kaybettirirler, sonra buldururlar. Senin yanında ilgili kişileri arayarak senden övgüyle söz edip işin olmasını istiyormuş gibi görüntü verir, sen ayrıldıktan sonra senaryoyu tersine çevirir.Gerçekten uğraştığını zannedersin ama aslında uzaktan yakından bir gayretleri olmamıştır. Bunu anladığınızda iş işten geçmiş olur.

Toplumda hak etmedikleri itibarı gören ve işin iç yüzünü bilmeyenler tarafından farklı role büründürülen bu zatlar günümüzde bürokrasi ve kamu kurumlarını, siyaseti kendilerine malzeme olarak kullanıp her yerde cirit atıyor. Ar damarları çatladığı için yüzüne ayrı, arkasında ayrı davrandıkları insanlara karşı dostmuş gibi davranabiliyorlar.

İnsanların temiz ve saf duygularıyla oynamak, umutlarını çalmak. Büyük hayal kırıklığına eden olmak. Bunu yaparken hiç utanç duymamak ve her gün yeni insanlar kandırmak. Bunun için  ahlak ve vicdan lazım ama bunlarda ne gezer?.

Sevgili dostlar siz siz olun kiminle münasebet kuracağınıza, kiminle yola çıkacağınıza dikkat edin. Asgari dikkatin gerektiği bir dönemdeyiz. Her ipte oynayan cambazlara dikkat edin. Cambazların size maddi ve manevi olarak zarar vermesine izin vermeyin.

Diyarbakır tabiriyle “boşu doluya vuran” hayal satıcılarının duygularınızı istismar etmesine, umutlarınızı çalmasına müsaade etmeyin. Sonra pişman olursunuz ama işe yaramaz. Toplumdaki örneklere iyi bakın ve bunların tuzaklarına düşmeyin derim.

Rahmetli Kemal Sunal’ın deyimi ile bu millet namuslu görünen namussuzlardan çektiğini kimseden çekmedi.

Bu yüzden umut tacirlerine, fırıldaklara ve namuslu görünen namussuzlara dikkat diyerek yazımıza son noktayı koyuyoruz.