Bu söz, Süleyman Demirel'e aittir. Ömrü vefa etseydi, etmedi, meydanlarda " Benim emeklim" de derdi.

Yerel seçimin kaderi emeklide düğümlenmiş gibi.

31 Mart Yerel Seçimleri'ne sayılı gün kaldı.

Seçmenlerin iradelerinin sandığa nasıl yansıyacağı partiler ve tüm ülkenin gündeminde.

Asĺında bizde bilinçli seçmen olmadı, bu güne kadar.

100 Yıldır, seçmen, istediğini seçemiyor hem vekil hem belediye başkanı olarak.

Merkezden tayin edileni seçme hakkı özgürlük değil, iradenin önünde engeldir.

4 seçmenden 1'ini oluşturan emeklilerin 31 Mart'ta seçim sandığının kilidini açacağı düşünülüyor.

Yerel seçim kampanyalarında muhalefet partilerinin en çok gündeme getirdiği konuların başında emekli maaşları ve emeklilerin geçim sıkıntısı geliyor.

Yoksulluk ve açlık sınırı ile emekli maaşları kıyaslandığında ise Türkiye’de başta emekliler ve işçiler olmak üzere halkın büyük bir bölümünün yaşadığı sıkıntı ortaya çıkıyor.

Peki, Türkiye’de kaç emekli var?

 Kayıtlı seçmenlerin kaçı emeklilerden oluşuyor?

31 Mart 2024 seçimlerinde kayıtlı seçmen sayısının yüzde 26’sı emeklilerden oluşuyor.

Emeklilerin yoksulluk döneminden çıkarılarak, emeklisi mutlu bir ülke olunması için sosyal güvenlik sistemimiz sil baştan yeniden düzenlenmeli.

Ödenmekte olan gelir ve aylıkların zorunlu ihtiyaçları karşılamaktan uzak kalması, sosyal güvenlik sorununa dönüşmüştür.

Çeyrek asır çalışarak prim ve vergi ödeyen ve her eserde emeği olan emeklilerimize hak ettikleri aylığın ödenmesi, sosyal devletin en önemli görevi olmalıdır.

Gelir eşitsizliği en fazla emeklilerimizi etkilemektedir.

Denebilir ki bu seçimler, emeklilerin tercihe dayalı hale geliyor, belirgin şekilde.