Bugun...


Mehmet Şerif Cebe

facebook-paylas
Çileli Dualar 2
Tarih: 04-05-2024 00:02:00 Güncelleme: 04-05-2024 00:02:00


 

Geçen haftaki yazımda; Allah’ın kahraman Elçileri’nin insanlara, Allah’ın buyruklarını tebliğ ederken karşılaştıkları çetin durumlarda kendilerine düşeni sabırla ve kahramanca yaptıktan sonra son çare olarak Allah’tan yardım istemelerine örnekler vermiştik. Bu yazımızda da bu örneklere devam edeceğiz inşallah! Çünkü onları kendimize rol model olarak örnek almamız gerekir ki dünya hayatı okyanusunda boğulmayalım. Allah’ın seçkin elçilerinin hayatlarından örnek almamız ve ders çıkarmamız gereken kesitler vardır. Bunun için Kur’an-ı Kerim, düşünüp ibret almamız, dünya hayatımızı buna göre dizayn etmemiz, mutlu, sevinçli yaşamamız ve önemlisi sınavımızı başarıyla vermemiz için onların yolunu izlememizin olmazsa olmaz olduğunu bize bildirmektedir. Şimdi bu dualardan örnekler okumaya devam edelim şairin dizelerinden:

2. Hz. Musa’nın (a.s.) duası:

Hz. Musa, (a.s.) Firavun’un onun hakkında ölüm fermanını çıkardığını duyduğunda Mısır’ı terk ediyor ve gizlice gündüz saklanarak ve gece yürüyerek endişeli olarak uçsuz bucaksız çöller aşarak ve nereye gittiğini de bilmeden ilerledikten sonra şu duaları okuyor:

“Rabb’imiz, koru zalimden, diye dua ettik,

Rabb’imiz, ulaştır bizi doğru yola, dedik!

Yolsuz, aç ve susuz, uçsuz bucaksız çöller,

Rabb’imiz, nerede güvenebileceğimiz yer?

Allah’ım, oturup kalkacak yer göster!

Kimsesiziz, garibiz, çıkar bir yol öner!

Medyen suyuna vardığında zorbaların izin vermemesinden ötürü koyunlarını sulayamayan ve orada çaresiz bekleyen iki bayanın koyunlarını suladıktan sonra çaresiz, yardımsız ve kimsesiz bir durumda Allah’tan yardım istiyor:

“Çekildik ağacın serin ve narin gölgesine!

Yalvardık, buluttan yağmur istercesine:

Muhtacız, doğrusu indireceğin hayra!

Aştık çölü, aç, susuz, sığınıyoruz sana!”

Hz. Yusuf, (a.s.) Mısır’a maliye bakanı olduktan sonra anne ve babasını, kardeşleriyle bütün ailesini yanına getirip tam güzel günler yaşamanın başladığı bir sırada şu duayı yaparak asıl vatana kavuşmak istediğini belirtmektedir. Oysa şimdi tam yaşamanın zamanıdır; ancak o sınavını başarıyla verip görevinin bittiğini düşünerek artık asıl vatana kavuşmanın heyecanını yaşamaktadır.

 

3. Hz. Yusuf’un (a.s.) duası:

“Rabb’imiz acımanla rüya yorumunu öğrettin!

İnsanları doğruya çağırıp yönetmeyi verdin!

Sensin tek velimiz bizim, dünya ve ahirette,

Müslüman olarak al, olsun canımız iyilerle!”

Allah, zaman zaman elçilerin dışında erdemli kişilerin çileli hayatlarını örnek vermektedir. Kur’an-ı Kerim’de bir sureye adını veren Eshab-ı Kehf’in (Mağara arkadaşları) duasını da biz insanlara örnek vermekte yarar görüyoruz. Çünkü elçilerden örnek verildiğinde insanlar şunu diyebiliyorlar: “Eh, ne yapalım; onlar Allah’ın Resulleri’dirler; biz onlar gibi olamayız ki...” İşte bu mazeretimizin olmaması için bu örneği de veriyorum. Mağara arkadaşları karşılaştıkları bu çetin durumda çareyi Allah’a yalvarmakta buluyorlar ve şu  duayı yapıyorlar:

Hani o gençler sığınmışlardı mağaraya:

“Rabbimiz! Ver bize tarafından bir acıma!”

“Bize bir çare göster, demişlerdi acımanla,

Bu durumumuzdan bir kurtuluş yolu hazırla!”

İçten ve boyun bükülerek yapılan bu duaya karşılık; Allah u Teala da onların dualarını kabul ederek insanlardan onları koruyor:

“Biz de senelerce o mağarada onların kulaklarına,

Perde yerleştirmiştik, daldırmıştık onları uykuya!”

                                                ***

Allah’ın elçilerinin hayatında öne çıkan nesnelerin üstlendikleri rolleri dikkate alarak aynı nesnenin farklı yerlerde farklı roller üstlenebileceğini görüyoruz:

                   NESNELERİN ROLLERİ

Bir kuyu,

İki saray,

İki gemi,

İki balık,

Bir ırmak iki deniz,

Nedir bilir misiniz:

Tutunduk ipine kuyunun,

Satıldık saraya!

Beşiğimiz sırtında ırmağın,

Gittik saraya,

Bindik gemiye kurtulduk tufandan,

Atladık gemiye, soluklandık balığın solungacından,

Daldık denize kurtulduk diktatörden,

Unuttuk balığı iki denizin birleştiği yerde,

Buluştuk, iki denizin kavuştuğu geçitte,

Tanıştık ve çıktık seyahate Bilge’yle!

                          GEMİ

Atladık gemiye, atıldık denize kuradan!

Kurtulamadık balığın aç ve açık ağzından!

Bindik gemiye, kurtulduk dağ gibi dalgalardan!

Yüzdük gemiyle suda, derdik gülleri bahardan!

Yüzerken, tutunurken gemiye; var koruyan,

Açken dalgaların üzerinde; var bir doyuran!

Kurtaran Tufan’dan bizi, bir gemiydi,

Balığa yem eden bizi, bir gemiciydi!

Delerek bir gemiyi Bilge korudu,

Çünkü zorba kral sağlam gemilere el koyuyordu.

Nil’de saklayan bizi bir bebek gemisiydi!

Gemilerin kaptanı, kaptanların “Kaptan”ıydı!

İnşallah bu tür yazılarımıza yeri geldiğinde devam edeceğiz. Kalın sağlıcakla...

 

 

 



Bu yazı 157 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI