SİFİL HOCANIN BAYINDIR İLE MÜNAZARASI

Abdulaziz Bayındır bizzat benim hocamdır, kendisinden yüz yüze ders aldım. Çok dürüst ve samimi olduğuna bin kere şahidim, amelen hiç kimse bayındırın sahtekar olduğunu ya da ehl-i sünnet geçinen pek çok hoca gibi paragöz olduğunu ya da nabza göre şerbet verdiğini ispat etme cüretine sahip değildir, duruşu nettir her yerde herkese aynıdır; ancak Bayındır hocayı itibar edilecek bir alim olarak bile görmüyorum. Neden mi? Bu, hocamıza saygısızlık değil, aksine kendisinin ifadesiyle ilk dersinde “şimdiye kadar öğrendiğinizin tamamını unutun” deyip adeta beynimizi formatlamamızı isteyip ve öylece derse başlaması. Ve çok uzun yıllar biriktirdiği her şeyi çöpe atan biri tabiri caizse ilmi açıdan noksandır. Elinde sadece kur’an ve re’y var (bu rey de sadece kendi bakış açısı) ve belki de zor zamanlarında hızır gibi imdada yetişip işine geldiği için imdada koşan bazı hadisler..  Kur’ana da tam hakim değil bayındır, hıfzı yok ve belli başlı konular üzerinde durmakta, bu sebeple muteber bir alim olarak görmüyorum. Onu, yıllardır öğrendiği bilgileri unutmuş ya da itibar etmeyip uzun süre edindiği bilgileri doğrusuyla yanlışıyla çöpe atıp ilmi hayatına çok geç başlayan bir alim olarak görmek belki daha yerinde olacaktır.

Süleymaniye vakfında gerçekleşen “Allah yarını (gaybı) bilmez” münazarasında bizzat ordaydım, Ebubekir Sifil hocaya tamamen hak verdim. Tek bir kötü söz de duymadım Sifil hocadan. Peki neden biliyor musunuz? Çünkü haklıydı ve cevap verebilmişti. Halbuki tabiri caizse rakibini yenen kişi neden ağzını bozup hakarete başvursun ki? hiç düşünmedim bunu, hatta Ebubekir Sifil hocanın taraftarları alkışlıyor ve bazen Bayındır hocayı yuhluyorlar ama sifil hocanın tavrı ne kadar muhteşemdi: “Yapmayın arkadaşlar, bu bize yakışmaz, bu bir futbol maçı değil, lütfen yapmayın arkadaşlar bu beni rahatsız ediyor.”  diyordu. Hatta her iki tayfanın ortasındaydım, özellikle ortada durdum, şöyle dedim bir ara:  Çok değerli bir hocanın ne kadar da basit ve seviyesiz taraftarları.. Neden Sifil hoca değerliydi? Çünkü cevap verebilmişti

Ancak Kişi kolaylık esnasında değil zor zamanda belli olur. buzun görünmeyen kısmını nerden bilebiliriz?!

Halbuki herhangi bir taraftar, hizip, grup ya da cemaatin tavırları aslında şeyhlerinin,liderlerinin, mürşidlerinin, ustadlarının aynası mahiyetinde olsa da zahire bakmak zorundayız ve Ebubekir Sifil orada iyiydi çünkü fikren haklıydı diğer yandan Bayındır kur’andan cevap veremediği gibi re’yden de cevap veremiyordu Sifilin dürüstlüğü burdan kaynaklanıyordu, ötesi yok.

CANER TASLAMAN İLE TARTIŞMASI

TV programında Ebubekir Sifil hoca ve Caner Taslaman münazarasında sizi bilmem ama bana göre Ebubekir hoca yine haklıydı; ancak öyle bir üslubu vardı ki çok şaşırdım hatta bir ara “Ebubekir hoca acaba beyin ameliyatı mı oldu” dedim kendi kendime, latife ve ciddiyetle karışık. Zira üslûbunda 180 derece fark vardı, evet haklıydı ama bir ilahiyatçı bile olmayan Caner Taslaman karşısında çaresiz olduğu için edebe aykırı kelimelere başvurdu hatta şu dikkatimi çekti: Sifil hoca Taslamana her “edepsizlik yapmayın” ya da daha başka bir hakaret ettiğinde Caner Taslamanın tavrı ve duruşu son derece takdire şayandı ve bazen de küçümser ve alaycı bir tavırla “zavallı adam, beni değil kendi seviyeni düşürüyorsun” der gibi bakıyordu ona. Tabi şu da var ki “Caner Taslaman da hakarete ihtiyaç duymamış olabilir” diyebilirsiniz tıpkı Sifilin Bayındır münazarasında ihtiyaç duymadığı gibi. Ancak hak yememe açısından, Caner Taslamanı birçok defa dinleyen biri olarak hiçbir zaman sınırını ve haddini aştığını görmedim. Sidik ikramı/takdimi bunun dışındadır ve hakaret değil, bu çok daha ayrı bir mevzu, kabul etmesek de kendince bir delil çürütme/aciz bırakma taktiğiydi.

Seyda molla Sadullah ve talebeleri/sevenleri  “Sifil, Caner Taslaman karşısında hiç çıt çıkaramadı, ama bize gelince… ” deseler de defalarca edepsiz, terbiyesiz gibi kelimeler kullandığına şahidiz. Aradaki fark şudur: Gıyaben çok daha fazla yapabildiğin hakareti yüz yüze yapamıyorsun, ayrıca canlı yayında olması onu biraz daha frenler. Dolayısıyla seyda molla Sadullaha yaptığı hakaret Caner taslamana yaptığının en az 40 katı fazladır.

Devamı yarın…