Dünya Tarihinde,  Tarihsel süreçlerin ve gelişen Olayların, acıların, yıkımların ve oluşumların kodlarının o coğrafyalardaki tarihin geçmişinde aranması gerektiği bilgisi her zaman inandığımız ve savunduğumuz bir bilgidir.

Binlerce yıllık bir Devlet ve Kültür geleneğine sahip Türkiye, tarihin hiçbir döneminde, herhalde bu dönemde olduğu kadar, ABD ve Küresel emperyalizminin laboratuvarından çıkan projelere muhatap olmamıştır.

Zira; ülkenin ve bölgenin kodlarını değiştirmek adına, uygulamaya koymadıkları proje kalmadı neredeyse.

Orta doğuya yönelik genel projelerden başka, lokal projeler diyebileceğimiz uygulamalar artık kabak tadı vermeye başladı.

Sömürge dönemi ve sonrasında, kısa, orta ve uzun vadeli projelerle, daha kaliteli laboratuvar sonuçları alan ABD, son yıllarda, ne hikmetse daha kalitesiz, daha kabak ve eline gözüne bulaşan projelerle, dünyayı Dizayn etmekte, eskisi kadar maharetli olamamaktadır.

Örneğin, eski Türkiye kalıntısı, varlığının gerekliliği veya gereksizliği tartışılabilecek barolar birliğinden 50 bin üyeli İstanbul barosunun, 30 kişi ile yola çıkıp, ülkeyi hizaya sokma ve BAROLAR birliğinden BARONLAR birliğine terfi ettirilme teşebbüsü, ülke siyasi tarihimize, kabak bir proje olarak geçecek galiba.

Machıavelli demişti ya ‘’yenilikçiye, eski düzenin kayırdığı herkes düşman kesilir…’’ sanırım bu tespit olayı yeterince açıklıyor.

Ülkede bunun örnekleri az değil.

Hani, Kurulduğu günden itibaren, üzerinde ki ‘’made in usa’’ ‘’made in okyanus ötesi’’ etiketini bir türlü atamadı ya İYİ Parti.

Geçen yıl, partisinden istifa eden, Genel Başkan yardımcılarından Adem Taşkaya’nın yaptığı itiraflar, bize pek yabancı gelmese de malum un itirafı oldu aslında.

İYİ Parti’nin eski Medya ve Propagandadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Adem Taşkaya, partide üst görevlerde bulunan birçok kişinin, ABD derin devleti tarafından kurulan ve ABD Kongresi tarafından fonlanan “Denge ve Denetleme Ağı” (DDA) adlı kuruluşla bağlantılı olduğunu söylemişti.

Taşkaya’nın İDDİASI ciddi; bağlantılı bu kişiler, Genel Başkan Yardımcısı H.S, Siyasi İşler Başkanı S.E ve partinin kurucularından S.T.D.

Peki Nedir bu ABD patentli DDA(Denge ve Denetleme Ağı) denen kurum. Neyin denge ve denetlenmesini yapıyor?

DDA (denge denetleme ağı), Kısaca, Turuncu devrimlerin finansörü National Endowment for Democracy’nin (NED) desteklediği bir organizasyon. Bu ve benzeri kuruluşlar CIA ile de bağlantılı merkezlerdir.

ABD’nin, büyük paralar aktararak kurduğu, NED’in çatısı altında kurulan Ulusal Demokrasi Enstitüsü (NDI), mali desteğini, doğrudan ABD Dışişleri Bakanlığı ve ABD Kongresi’nden alıyor.

Taşkaya, İYİ Partili bazı isimlerin bu kuruluş ile bağlantısını itiraf ederek, sağ olsun, ülkemizdeki muhalefetin genetik haritası hakkında bizi bir nebze aydınlatmıştı.

ABD Kongresi tarafından fonlanan organizasyon, NED’in alt kuruluşu olan Ulusal Demokrasi Enstitüsü, (NDI) adı ile, ABD dışındaki ülkelerde, sözde demokrasi projesi maskesiyle hareket ediyor.

1983’te 40’ıncı ABD Başkanı Ronald Reagan’ın talimatıyla kurulan NED ve bağlantılı DDA, Taşkaya nın ifadesine göre; Görev alanı, Ayrılıkçı, azınlıkçı gruplara müdahale olan  bu örgüt, iyiden iyiye İYİ Parti’ye çöreklenmiş.

Reagan, kuruluşun misyonunu, “Dünya’daki demokrasi hareketlerine yardım etmek ve desteklemek” şeklinde açıklamıştı.

Anlaşılan, Gezi İddianamesi ile Soros’la bağlantıları ortaya çıkartılarak deşifre edilen TESEV ve Açık Toplum Enstitüsü gibi vakıfların yerini DDA almış gözüküyor.

Evet, DDA gibi oluşumlar, çeşitli STK’ları örgütleyerek Türkiye’de siyasete müdahale etmek istiyor.

Bu gün baroların, dün de İYİ Parti temsilcilerinin, bu Misyon doğrultusunda hareket ettiğine şahit olmuş olduk. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in danışmanlarından tutun da partinin karar alma kademelerindeki kilit isimlerin yolu DDA ile kesişmiş maalesef.

Denge ve Denetleme Ağı (DDA), kuruluş aşamasından itibaren, başta AB Komisyonu olmak üzere İngiltere, Almanya ve birçok diğer Avrupa ülkesinden ‘proje yardımı’ adı altında her yıl milyonlarca lira destek almaktadır.

Türkiye’nin de arlarında bulunduğu birçok ülkede, ağlarına düşürdükleri siyasetçi ve toplumsal hareketlerde etkili olan liderler eliyle, ülkeleri ve toplumları Dizayn etmeye çalışmaktadırlar.

İyi partide karşımıza çıkan bu örnek, bugün Barolar da,  yarın daha başka partilerde ve daha başka halk hareketlerinde karşımıza çıkacaktır.

Turuncu devrimler. Arap Baharı ve Gezi Parkı olaylarında olduğu gibi.

Sayın Adem Taşkaya’nın, söz konusu ettiği itiraflar ve söylenenler, bir kısım Muhalefetimizle ilgili, büyük resmin sadece küçük bir detayı gibi gözüküyor

Bakalım, Büyük resim ile ilgili geri kalan detaylar, ne zaman ve kim tarafından açıklanacak.

Binlerce yıllık bir tarih, kültür ve sağduyu karşısında bazı şeylerin rahat değişemeyeceğini anlamak için ABD nin 250 yıllık tarihi yetmiyor ne yazık ki.

Tarihin Tekerrürü,  geçmişin Tefekküründe saklıdır aslında.

Vesselam