Türkiye’de her alanda daralmalar devam ediyor. Yatırımcı yatırım yapmak için önündeki engellerin kaldırılmasını istiyor. Bugün dünya ortalamasına baktığımızda en az yatırımcı Türkiye’yi tercih etmektedir. Bunun birçok nedeni var.  Yatırımcı bir ülkeye yatırım yapmak istediğinden ilk önce o ülkenin demokrasisine ve adalet terazisine bakar.

Bugün dünyanın bir çok yerinde adalet konusunda sıkıntılar yaşanmaktadır. En çok Türkiye de bu sıkıntılar baş göstermektedir. Türkiye  Başkanlık sistemine geçtikten sonra adaletle ilgili düzenlemeler yapılmadığından bir çok eksiklik ortaya çıktı. Yatırımcıyı ülkemize çekmek istiyorsak bu düzenlemelerin ivedilikle yapılıp eksikliklerin giderilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde yatırımcı gelip yatırım yapmaz. Yatırım olmayınca da  üretim olmaz.

Bölgemiz, yatırımlar konusunda diğer bölgelere nazaran dezavantajlı bir durumdadır. Yıllarca devam eden terör olayları nedeni ile uzun bir süre hiçbir yatırım yapılamadı. Bu da işsizliğe, akabinde de yoksulluğa neden oldu.

Günümüzde tüm dünyada olduğu gibi gıdayla başlayan ve diğer bütün alanlara yansıyan fahiş fiyatlarla mücadele edilmeye çalışılıyor. Bu mücadele de  sanki tek sorumlusu marketler zinciriymiş gibi sadece denetleme buralarda yapılıyor. Bu sorun denetleme ile çözülmez. Böyle yaparak yaraya sadece pansuman yapmış oluruz. İşin köküne inmek için bir an önce yatırımlara ve üretime başlamak lazım. Bunu başarmak için de devletin kurumları ile özel sektörün iş birliği içinde çalışması gerekir.

Vatandaşların bir çoğu geçimini sağlamak için birden fazla işte çalışmak zorunda kalıyor. En çok zorluğa çeken kesim asgari ücretle çalışan vatandaşlarımızdır. Bu sıkıntılara rağmen aldığı ücrete yine de  şükrediyor. Gel gör ki ayda yetmiş bin seksen bin  kazanan bazı kişiler hallerine şükretmek yerine sürekli şikayette bulunuyorlar. En fazla da bunların sesi çıkmaktadır.

Hükümetleri getiren ve götüren en önemli faktör ekonomidir. Eğer Akparti hükümette kalmak istiyorsa bir an önce bu hayat pahalılığına çare bulup ekonomiyi düzeltmesi gerekir. Zaman gittikçe azalmaktadır. Zira artık vatandaşın dayanacak gücü kalmadı.

Sonuç olarak her şeyin temeli dönüp dolaşıp adalete dayanıyor. Adaletin olduğu yerde herkes hakkını alır. Zengin ile fakir arasındaki gelir dağılımı adil bir seviyede olur. Üretici hakkını alır tüketici de alacağı malı değerinde alır. Bu da Ömerlerin ortaya çıkmasıyla olur.