Her insan doğumla başlayan, ölümle biten hayatın anlamını sorgular. Hayatımız bizim için ne anlam taşıyor? Hayatımızı anlamlı kılan şeyler nelerdir? Ne yaparsak ne olursak ne ve nasıl yaşarsak hayatımız anlamlı olur? İnsanların yapmak veya olmak istedikleri şeyler farklı olduğu için bu soruların yanıtları kişiden kişiye değişir. Birileri için hayat yemek, içmek, gezmek ve eğlenmek demek olabilir. Başkaları için çalışmak, üretmek, değer yaratmak; çevresine ve topluma faydalı olmak, katkı yapmak anlamına gelebilir.
Kendi istek, heves ve hayallerimizin peşinde koşabiliriz, ama bunu yaparken hayatı paylaştığımız insanların duygu ve düşüncelerini dikkate almak zorundayız. Aksi halde anlaşmazlık, geçimsizlik olması; bunun çatışmalara yol açması kaçınılmazdır.
Hayata yüklediğimiz anlamlar farklıdır. Çünkü insanlar farklı yaratılmıştır. Aynı konuda farklı düşünmeleri ve davranmaları çok doğaldır. Buna saygı duymak gerekir, Ancak belli bir konumda ve görevde bulunan kişilerin hayatı istedikleri şekilde yaşamaları önünde bazı kısıtlar olması doğaldır. Konum ve görevlerine uygun şekilde davranmaları gerekir. Bu konuda kişisel seçim hakları yoktur. kamu hizmeti veren kişilerin vatandaşlar arasında ayrım yapması veya konumlarının gücünü kullanarak kendilerine çıkar sağlaması kabul edilemez. Bu yaklaşım ahlaki olmaz.
Parasal sorunu olmayan, gelecek kaygısı taşımayan (bir eli yağda, bir eli balda) bir kişinin hayatı kendince anlamlı mıdır? Başkalarının özendiği bir hayatı yaşamak, hayatı anlamlı kılar mı? Böyle yaşayan kişiler gerçekten mutlu ve huzurlu mudur? Bu, tartışılabilir. Herkesin hayatında eksikliğini hissettiği bir şeyler vardır. Çevremizde olup biten kötülükler, çirkinlikler karşısında iyilikleri ve güzellikleri öne çıkarmalıyız.
Siyaseti kendine meslek halline getiren amaçları ülke yönetimine gelmek devlete ve milletine hizmet yapmak. Hangi siyasi parti iktidara geldiğinde daha önce içinde yaşadığı hayatı unutur, milletinin içinde yaşadığı hayat şartı unutarak sanki kendileri yaşadığı lüks hayatı milletin hepsi öyle bir yaşam tarzı yaşmakta geldiği yeri çoktan unutmuşlar. Bugün günümüz Türkiye'de ekonomi şartları ağır, tüm insanların hayat şartları aynı değil. Bazıları zengin , fakir yaşamları idame etmekte önemli olan iktidarda olan kim olursa olsun parti fark etmez, zengin ,fakir arsındaki dengeyi sağlamaktır. Hayatın bir gerçeği bugün Türkiye'de birçok insanın kurulan pazarlarda yaşamını devam etmekte bu insanlar akşam saatleri Pazarcıların tezgahlarını kaldırdıktan sonra yerde kalan meyve ,sebze toplayarak çoluğunu çocuğuna evine götürerek sofrasına koyarak yaşamını söndürmekte. Bu gerçeği inkâr eden geçmişte geldiği hayat şartlarını ne çabuk unuturlar. Şems-i Tebriz'i ne güzel söylemiş ''Bazen arkasına dönüp bakması lazım insanın, nereden geldiğini unutmaması için.''
Bugün dünyanın çeşitli bölgelerinde baskı altında yaşayan, eziyet gören insanlar için hayatın kötü anlamlar taşıdığı çok açıktır. İnsanlık dışı böyle bir hayatı kim yaşamak isteyebilir?
Böyle yaşamaktansa hayattan vazgeçme noktasına gelmek mi, yoksa koşullar ne olursa olsun yine de yaşamayı seçmek mi gerekir?
Hayat her olumsuzluğa karşın yine de yaşanmaya değer midir? Sorunun yanıtı kişinin olumsuzluklardan etkilenme derecesi, iradesi ve içinde bulunduğu psikolojiye göre değişir.
Yaşamak zorunda kaldığı kötü ortam ve koşulları kabullenmeyip hayatına son verenler olduğu gibi, hayata sımsıkı tutunanlar da vardır.
Yazımı Mevlana'nın şu güzel sözleri ile bitirmek istiyorum; ''Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın. Nerden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini şaşırmayasın.''
başakşehir escort,ikitelli escort,güneşli escort,kayaşehir escort,bağcılar escort,esenler escort,eyüp escort,güneşli escort,kumburgaz escort,topkapı escort
deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler
deneme bonusu bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler
halkalı escort,avrupa yakası escort,şişli escort,avcılar escort,esenyurt escort,beylikdüzü escort,mecidiyeköy escort,istanbul escort,şirinevler escort,avcılar escort