Bugun...



‘ÇÖZÜM HAYVAN İTHALATI DEĞİL ÜRETİMİN TEŞVİK EDİLMESİDİR’

Canlı hayvan ithalatının yerli üretime etkisini değerlendiren Öğretim Görevlisi Dr. Muhittin Tutkun, “Çözüm canlı hayvan...

facebook-paylas
Tarih: 02-07-2019 06:11

‘ÇÖZÜM HAYVAN İTHALATI DEĞİL ÜRETİMİN TEŞVİK EDİLMESİDİR’

Canlı hayvan ithalatının yerli üretime etkisini değerlendiren Öğretim Görevlisi Dr. Muhittin Tutkun, "Çözüm canlı hayvan ve kırmızı et ithalatında değil, yerli üretim teşviklerin artırılması gerekir" dedi.     Salih YEŞİL DİYARBAKIR - Yerli üretimin kırmızı et ihtiyacını karşılayamaması ve et fiyatlarının yükselmesi nedeniyle yapılan canlı hayvan ithalatı yerli üretimi düşürdü. Hayvancılığın maliyetinin artmasıyla artan et fiyatını dengede tutmak amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığının canlı hayvan ithalatına izin vermesi ve kırmızı et ithalatında vergilerin düşürülmesi yerli üretimin azalmasına neden oldu. Yerli üretimi artırmak için yapılan teşviklerin yetersizliği, hayvancılık üretimini her geçen gün artarak dışa bağımlı hale getiriyor. CANLI HAYVAN İTHALATINA 1,6 MİLYAR DOLAR Türkiye'de 2018 yılında büyükbaş hayvan sayısı 17 milyon 221 bin olarak kayıtlara geçti. Büyükbaş hayvanlar arasında yer alan sığır sayısı 17 milyon 43 bin olurken, manda sayısı ise 178 bin 397 oldu. Küçükbaş hayvan sayısı 46 milyon 117 bin olarak kayıtlara geçerken, küçükbaş hayvanlar arasında yer alan koyun sayısı 35 milyon 195 bin, keçi sayısı da 10 milyon 922 bin oldu. Canlı havyan ve kırmızı et ithalatı 2018 yılında yüzde 130 artışla 1 milyon 457 bin baş olarak tespit edildi. 2018 yılında büyükbaş hayvan ithalatına ödenen döviz miktarı 1.6 milyar dolar olarak saptandı. 'PİYASALARIN DENGESİ BOZULDU' Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Muhittin Tutkun, Diyarbakır ilindeki bazı büyük baş işletmelere danışmanlıkta yaptığını belirterek, Türkiye'deki besincilerin ve süt üreticilerin zor durumda olduğunu söyledi. Tutkun, 2010 yılından günümüze gelecek için yapılan talimatlar sonucunda iş piyasadaki dengelerin bozulduğunu ve bu bozulan dengelerin de özellikle üreticilerin aleyhinde olduğuna dikkat çekti. Ülkedeki ithalata karşı olduklarını vurgulayan Tutkun, ithalat zorunlu olarak yapılması gerekiyorsa da bunun özelikle dişi damızlık üzerine yapılması gerektiğini aktardı. Tutkun, bu yapılan ithalatında ülke içerisindeki türleri yansıtan türlerden yapılmasının önemine de değindi. İthalatı yapılan damızlık ya da erkek hayvanların piyasada geçici olarak rahatlamasını sağladığına değinen Tutkun, ithalatın sürekli olması durumunda ise önümüzdeki yıllarda besici ve süt üreticilerinin büyük bir kayba uğrayacaklarını ya da bu işi bırakacak duruma geleceği değerlendirmesine yer verdi. TARIMLA UĞRAŞAN KESİM YAŞLANIYOR Tarımsal üretim, besin hayvancılığı, et ve süt üretiminde çalışanların demografik araştırmasında Diyarbakır'daki yaş ortalamasının 58 civarında olduğunu söyleyen Tutkun, "Bu 58 yaş ortalaması bizim 4 yıl önce yaptığımız bir çalışma. Şu an onu yapan üreticilerin 60-62 yaşlarında olduğunu göstermektedir. Gençlerin artık bu işi yapmadıklarını görmekteyiz. 10 yıl önce göre kıyasladığımız zaman Diyarbakır'da artık bu işi yapan insanların geri çekildiklerini ya da kırsal alanlarda fazla bir gelir getirmemesinden kaynaklı olarak insanların hayvanlarını sattıklarını görmekteyiz." diye konuştu. 'ÜRETİCİYE DESTEKLERİ ARTIRIN' İthalatın hayvan genotipinin iyileşmesi konusunda katkı olduğu gibi bir anlayış olduğu söylense de ithal edilen bir erkeğin fazla etki yapamayacağını kaydeden Tutkun, buna karşın belirlenen stratejide özellikle üreticiye verilen desteklerinin artırılması gerektiğinin altını çizdi. Bunun hem gelir kaybını engelleyeceğini hem de üreticilerin bu işi daha fazla ve daha büyük boyutlarda yapmasını sağlayacağına işaret eden Tutkun, üreticilere yem desteklemesi konusunda bir takım iyileştirilmelerin yapılması gerektiğini dile getirdi. Üreticinin mağdur olduğunu anlatan Tutkun, üretimi yapan üretici, 3-4 yıl önce ürettiği üründe besicinin payı yüzde 64 iken şimdi yüzde 36 olduğunu anlattı. Aradaki farkın ise aracılara gittiğini aktaran Tutkun, bu durumu diğer tarımsal ürünlerde de görmenin mümkün olduğuna dikkati çekti. 'YEREL ÜRETİM TEŞVİK EDİLMELİ' Bundan sonda atılacak adımların ve izlenecek stratejinin ithalat üzerine değil içerideki yerli üreticinin desteklenerek özellikle damızlık artışının sağlanması gerektiğinin altını çizen Tutkun, "Cumhuriyetin ilk yıllarına baktığımız zaman aslında kurulan tarımsal işletmelerin ya da tarım genel müdürünün yerelin üretme oluşumundan bahsedebiliriz. Günümüze geldiğimiz zaman bunların fonksiyonlarını yitirdiğini ve daha çok işlemde ki doform ineklerinin yine reform hayvanlarının insanlara üreticilere satılması anlamında bir değer kazandığını görmekteyiz." şeklinde konuştu. Tutkun, bölge koşullarına uygun damızlıkların yerel bölgelere ya da işletmelerde üretilerek bölge çiftçisine adaptasyon kabiliyeti yüksek damızlıktan dağıtılması yöredeki üreticinin hayvan sayısında ciddi bir artış sağlayacağı beklentisini dile getirdi. ‘İLK İŞ ÇİFTÇİNİN ÖRGÜTLENMESİNİN SAĞLANMASI’ "Çözüm ithalat değil çözüm yerli üreticinin desteklenmesidir" diyen Tutkun,  yeni üreticinin değişik kollardan desteklemesi yoluyla hayvansal üretimin artırılması yoluna gidilmesinin önemine dikkat çekti. Bu süreç içerisinde Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yapabileceği çok şeyler olduğuna değinen Tutkun, yapılacakların başında çiftçinin örgütlenmesinin sağlanması yani kooperatifleşmenin oluşturulması gerektiğini sözlerine ekledi.



Bu haber 44 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Diyarbakır Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI YUKARI