Teknoloji çağında, bir grup insan çocukların teknolojiden uzak tutulması gerektiğini savunuyor. Ancak, bu yaklaşımın körü körüne benimsenmesi, asıl sorunun üstünü örtüyor ve aile içi şiddet gibi önemli konularda tehlikeli sonuçlara yol açıyor.

Teknolojinin zararları konuşulurken, dikkat edilmesi gereken noktalar var. Evet, teknoloji bağımlılığı ve aşırı kullanımı çocukların fiziksel ve zihinsel sağlığını olumsuz etkileyebilir. Ancak, bu sorunu çözmek için çocukları tamamen teknolojiden izole etmek, başka sorunları beraberinde getiriyor.

Siber Güvenlik Uzmanı Yasin GÜLER konu ile ilgili yaptığı açıklamada; maalesef teknoloji bağımlılığıyla ilgili bilinçsiz eğitimlerin çoğaldığını belirtiyor. Çoğu dijital okuryazarlık üzerine çocukların teknolojik cihazlardan uzak tutulması gerektiğini savunuyor. Ancak başarılı olabiliyorlar mı? Tabii ki hayır, aksine bilinçsizce aile içi şiddet için zemin hazırlıyorlar. Ebeveynler, bu bilgisizlerin çözüm önerilerine aldanarak çocuklarına telefon, tablet veya bilgisayardan uzak tutmak için ağır cezalar verebiliyor. Bu, çocukların kontrolsüz bir şekilde dijital dünyada gezinmesine neden oluyor. Bu da gelecekte iş dünyasına ve topluma uyum sağlama konusunda ciddi zorluklarla karşılaşmalarına yol açabilir.

Dahası, teknolojiden uzak tutulan çocuklar, ebeveynleriyle iletişim kurma eksikliği yaşayabilirler. Bu da aile içi çatışmaları artırabilir ve sonunda aile içi şiddet vakalarına kadar gidebilir.

Teknoloji bağımlılığı ve aile içi şiddet arasındaki bağlantı üzerine yapılan araştırmalar da gösteriyor ki, teknolojiden uzak tutulma yöntemi çocukların davranışlarını etkileyerek aile içi şiddet vakalarına zemin hazırlıyor. Çocuklar, duygusal bağ kurma ve problemlerini ifade etme yeteneklerini geliştiremedikleri için, stresli veya sorunlu durumlarla başa çıkmakta zorlanabiliyorlar. Bu da aile içindeki gerilimi artırarak şiddet eğilimini tetikleyebiliyor.

Peki, sorunun çözümü nedir? Teknolojiyi çocukların hayatından tamamen çıkarmak değil, onlara nasıl sağlıklı bir şekilde kullanacaklarını öğretmek ve dengeyi sağlamaktır. Uzmanlar, eğitimlerde teknolojinin sınırlarını ve kullanımının sonuçlarını anlatmalı, onlara dijital dünyayı keşfetme ve yaratıcı bir şekilde kullanma fırsatı vermeli. Ayrıca, ailelere aile içi iletişimi güçlendirmek ve duygusal ihtiyaçları karşılanması üzerine sunumlar gerçekleştirmelidir.

Teknolojinin zararlarını görmek ve bu konuda bilinçli adımlar atmak önemlidir. Ancak, doğru çözüm tek bir yöne saplanmak değil, dengeyi sağlayarak çocukların teknolojiyi sağlıklı bir şekilde kullanmayı öğrenmelerini sağlamaktır. Bu sayede, aile içi şiddet vakalarını önleyebilir ve çocukların geleceğe daha hazırlıklı bir şekilde ilerlemelerini sağlayabiliriz.