![]() |
Tweet |
M. Zeki ÖZER Peki ne diyor Sıbt ibnu’l- Cevzi?
Prof. Dr. Sayın Oktay Bozan : Sıbt İbnu’l Cevzi, bu dönemde Silvan’da bir Eyyubi meliki olan Şahabeddin Gazi tarafından Celaleddin Harzemşah’ın öldürüldüğü yerden Silvan’a getirildiğini, cesedin yıkandığını, kefenlendiğini, daha sonra da Burcu’l Melik’in dışında meydana doğru defnedildiğini dile getiriyordu.
Bunun yanı sıra bazı kaynaklarda Celaleddin Harzemşah’ın öldürüldüğü köyden de bahsedilmekte idi. Bu köy Ayndara/Ayndar adında bir yerdir.
Acaba bu Ayndar nerede? Böyle bir yer var mı? Diye araştırma yaptığımızda bugünkü adı Kavaklı Boğaz olan yerin Ayndar olduğunu anladık. Osmanlı kaynakları bu teyit etmekte, konuyla ilgili nüfus verileri 13.yüzyıldaki anlatıyı teyit etmekteydi. Kendisiyle irtibat kurduğumuz Kavaklı Boğaz Muhtarı Yılmaz Bey’den köy hakkında bilgi aldık.
Şimdi tarihte anlatıldığı kadarıyla zaten Celaleddin Harzemşah, 1231’de yeniliyor. Moğol birlikleri önünde can havliyle hareket ederek hayatta kalmaya çalışıyor. Ancak yoğun bir Moğol takibi var ensesinde. Celalleddin ise sınırlı sayıdaki kurmay heyetiyle ayakta durmaya çalışıyor. Diyarbakır’a geliyor, Diyarbakır’dan içeri alınmıyor ve geri dönüyor. Dağlık bir alana sapıyor. Hakikatten baktığımızda “Ayndar” dediğimiz yer, Silvan’ın kuzey batısında tek dağlık bölge. Yani doğu-batı- kuzey- güney kervanlarının geçiş güzergâhı olan bir yer. Eşkıyanın sığındığı tek yer. Oraya gittiğimizde gördük ki çok tarihî bir kale var. O tarihî kale bugün de araştırılmaya ve incelenmeye değer. Birçok yapı kompleksi bulunuyor bünyesinde. İşte Celladdin, Ayndar veya bugünkü adıyla Kavaklı Boğaz olarak varlığını sürdüren köyün hemen güneyindeki Aydar Kalesi’nin olduğu yerde 1231 yılında öldürülüyor. Bu durumu haber alan Silvan Emiri Şahabeddin Gazi oradan cenazesini götürüyor ve Silvan’a defn ediyor.
-Dünya gündemine konu nasıl taşındı?
- Harzemşah hükümdarı Celaleddin’in mezarı yeri ile ilgili çalışmalarımızı Dr. Arafat Yaz ile birlikte basınla paylaştık. Kamuoyunda önemli bir yankı uyandıran bu gelişme Celaleddin Harzemşah’ın doğduğu topraklarda da büyük bir heyecan uyandırdı. Bilindiği üzere Celaleddin Harzemşah Özbekistan’ın Harzem bölgesinde doğmuştur. Bu nedenle Celaleddin Harzemşah o topraklarda önemli bir tarihi şahsiyet ve milli bir kahraman olarak kabul edilmektedir. Son yıllarda Özbeklerde tarihe ve tarihi şahsiyetlere yönelik bir alaka olduğunu oraya davet edilince gördük. Bu arada bilindiği üzere 2021 yılı Türkiye-Özbekistan ortak yapımı “Bozkır Arslanı Celaleddin” diye bir dizi yapıldı. 8 bölümü vizyona girdi, sonra bir kesinti oldu. Bu dizi, Türkiye- Özbekistan ortak yapımı olduğu için çok büyük bir heyecan uyandırdı. İki toplum tarafından heyecanla izlemeye başladı. Bizim çalışmamız da bu sürece tekabül edince hem bizim kamuoyu hem de Özbekistan süreci heyecanla takip etmeye başladı. Özbekistan’a gittiğimizde açıkça gördük ki iki tarihi şahsiyet çok rağbet görüyor. Bunlardan birisi Celaleddin Harzemşah, diğeri ise Osmanlı Devleti ile 1402’de Ankara Savaşı’nda Yıldırım Bayezid mücadele eden Emir Timur’dur.
Özbekistan’da Maneviyat ve Marifet Vakfı Başkanı Begzad Abdirimov ve beraberindeki bir heyet, 15-17 Ekim 2021’de yapılan Uluslararası Silvan Sempozyumuna katıldılar. Onları Silvan’a götürdük. Milli bir kahraman olarak gördükleri Celaleddin’in son günlerinin geçtiği ve hayatını kaybettiği topraklara gelmek onlar için duygusal bir andı. Heyet daha sonra Çınar’a gittiler. Zira bilindiği üzere Çınar’da “Herzem” diye bir köy var. Anadolu’nun değişik yerlerinde onlarca Harzem veya Horzum diye yer adı bulmak mümkündür. Heyet, Diyarbakır’da gördüğü alaka, aldığı bilgiler üzerine konuyu Özbekistan kamuoyuna iletti. Bu tarihten beş altı sonra 10-18 Mayıs 2022 tarihleri arasında konu hakkında bilgi edinmek amacıyla beni ve Dr. Arafat Yaz’ı Özbekistan’a davet ettiler.
Bizleri çok iyi bir şekilde karşıladılar. Adeta devlet düzeyinde karşılandık. Mahcubiyet verecek derecede bir ilgi söz konusuydu. Bizzat Ürgenç Valisi tarafından karşılanmamız ve orada kaldığımız 8-9 gün boyunca gösterilen ilgi, çok önemli bir iş yaptığımızı gösteriyordu. Diyarbakır ve Dicle Üniversitesi adına gurur verici bir durumdu. Burada kaldığımız süreçte birkaç TV programına katıldık, özgün birkaç topluluğa konuşma yaptık.
-Buhara ve Semerkant yolculuğunuzu açar mısınız?
-Özbekistan’ın içerisinde çok önemli şehirler var. Bunların başında Buhara ve Semerkant geliyor. Bu şehirler medeniyet tarihimizin olmazsa olmaz şehirlerden. Bilindiği üzere İmam Buharî oralı. Şah-ı Nakşibend’in mezarı orada, İmam-ı Maturidî mezarı orada. Özellikle Semerkant çok özgün bir şehir. Tarih ve sanatın yoğrulduğu bir yer. Zaten İslam tarihinde o coğrafya, “Kubbetü’l-İslâm” adı ile tanınıyor. Çünkü 10. yüzyılda İslam Medeniyetinin birçok tarihçisi, edebiyatçısı, muhaddisi, müfessiri o coğrafyadan çıkmıştır. Bu gezimiz kapsamında Buhara, Semerkant, Ürgenç, Hive, Taşkent, Nevayi gibi şehirleri görme imkanımız oldu. Buraları gezdiğinizde tarihe ve sanata doyduğunuzu hissediyorsunuz. Ancak iki asırlık Rus işgali bölgede ciddi tahribat oluşturmuş. Özbekler ciddi sıkıntılar yaşamışlar. Dolasıyla yeni bir dirilişin eşiğinde olan ve bu heyecanı yaşan bu kişilere vereceğimiz çok şey var. Gitmek gerekir. Zira “gitmediğiniz yer, sizin değildir” diye güzel bir ifade vardır.
Nevayi şehrini ziyaretimizin hususi bir nedeni vardı. Zira çok sınırlı sayıda bir takım takım kişiler Celaleddin Harzemşah’ın mezarının orada olduğuna inanıyormuş. Hatta bu kapsamda bazı kurumlara iddialarının kabulü yönünde başvurularda da bulunmuşlar. Celaleddin Harzemşah’a ait olduğu iddia edilen mezarın başına gittiğimizde yaptığımız incelemeler iddiaların asılsız olduğunu açıkça gösteriyordu. Öncelikle mezar kitabesinde “Emir Celaleddin Duşah” diye bir ibare geçiyordu. Bunun yanı sıra kitabenin altındaki tarih ise 1446 yılına aitti. Bu bilgilerden hareketler öncelikle kitabede yer alan tarihin Celaleddin Harzemşah’in ölüm tarihi olan 1231 yılından 215 yıl sonrasına ait olduğunu söyledik. Bunun yanısıra “Sultan” değil “emir” ifadesinin yer aldığını ayrıca “Duşah” ibaresinin bulunduğu ifade ettik. Bu zahiri delillerden başka o dönemde Celaleddin Harzemşah’ın maaşının buraya getirilmesinin mümkün olmadığını/olamayacağını, Silvan ile Nevayi arasının 3500 km uzaklıkta olduğunu dile getirdik. Moğolların buna müsaade etmeyeceğini, mezarın olduğu iddia edilen Nevayi şehrinin Harzemşahlar açısından idari ve siyasi açıdan bir ehemmiyeti olmadığını bir bir izah ederek bunun imkânsızlığını ortaya koyduk. Bu konudaki izahlarımız ve bu konudaki konuşmalarımız siyasilerin de gündemine taşındı. Bu konuda samimi çalışmaları olan Maneviyat ve Marifet Vakıfı yöneticilerinin telkin ve takipleri üzerine 2022 yılında Ürgenç şehrinde devasa bir Celaleddin Harzemşah heykeli yapıldı. Ciddi bir maliyet ve etkili bir tasarım olan bu heykelin açılışını Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Şevket Mirziyoyev yaptı. Şevket Mirziyoyev, açılış töreninde bizim çalışmalarımıza değinerek, bunun önemine vurgu yaptı.
10 Kasım 2022 tarihinde bu sefer Özbekistan’dan bir Rektör, bir Vali Yardımcısı, 7-8 Akademisyen Diyarbakır’a geldi. Asıl amaçları bizim iddialarımızı yerinde dinlemek olan Heyet, beş gün Diyarbakır’da kaldı. Söz konusu Heyet, Dicle Üniversitesi tarafından ağırlandı. Celaleddin Harzemşah’ın mezar yeri ile ilgili alakalı kaynaklarımızı tek tek gösterdik. Dr. Arafat YAZ’ın müdellel konuşması Heyetteki kişilerin sorularına verilen cevaplar Celaleddin Harzemşah’ın mezar yeri ile ilgili tartışmayı geri bıraktı.
-Ayndar'a gidildi mi?
-Misafirlerimize Diyarbakır’ı gezdirdik. Daha sonra Celaleddin Harzemşah’ın öldürüldüğü yer olan Ayndar (Hazro) köyüne gittik. Köy Muhtarı Yılmaz Bey tarafından çok iyi karşılama oldu. Bu misafirler ağırlandı. Daha sonra Silvan’a gidildi. Misafirlerimizi sekiz asır öncesinde yaşananlar anlatılmaya çalışıldı. Konuya ilişkin müzakereler ve geziler sonunda Dicle Üniversitesi ve Özbekistan tarihçilerinden oluşan “Celaleddin Harzemşah Mezar Yeri Tespit Komisyonu” olarak bir rapor yazdık. Latince ve Kril alfabesiyle tanzim edilen raporda Celaleddin Harzemşah’ın mezarının Silvan’da olduğu heyet tarafından tartışmasız bir şekilde kabul edildi. Bunun yanı sıra bundan sonra atılacak bazı adımlar hakkında da öneriler yer aldı.
- Üniversitelerarası çalışmalar devam ediyor mu?
-Bu raporda bazı tekliflerde bulunduk. Bunların başında Dicle Üniversitesi ile Özbekistan’daki üniversite arasında sempozyumlar yapılması kararlaştırıldı. İkinci olarak Celaleddin Harzemşah’ın adına sembolik bir türbenin ve hemen yanında bir mescidin yapılması önerildi. Kaynaklarda Celaleddin Harzemşah’ın mezarının olduğu düşünülen yerlerde büyük değişimle olmuş. Bu nedenle mezarın tespiti zor gözükmektedir. Öncelikle şunu ifade etmek gerekiyor. Moğol işgalleri sırasında Anadolu’da en büyük tahribatı yaşayan şehir Silvan olmuştur. Moğollar adeta şehri yerle bir etmiş, ahalisinin de tamamına yakınını öldürmüştür. Bunun yanı sıra mezarın olduğu düşünülen yerde sonraki dönemde anayolun geçmesi, gece kondukların varlığı, büyük bir enkaz yığına haline gelen bir bölgede mezar tespiti zor görünmektedir. Dolaysıyla tüm bunları dikkate alarak orada bir sembolik bir türbenin yapılması ve bu türbenin yanında bir mescit yapılması önerisinde bulunduk. Bu öneriler rektörlük yolu ile ilgili birimlere gitti. Ben de bu kapsamda Cumhurbaşkanlık Makamına bazı önerilerde bulundum. Daha sonra Dış İşleri Bakanlığı, Özbekistan Konsolosluğu ve Silvan Kaymakamlığının katılımıyla birkaç toplantı yaptık.devam edecek
M. Zeki ÖZER
başakşehir escort,ikitelli escort,güneşli escort,kayaşehir escort,bağcılar escort,esenler escort,eyüp escort,güneşli escort,kumburgaz escort,topkapı escort