Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun, “Günlük düzenli kahve tüketiminin bağırsak kanseri gelişim riskini azalttığına dair veriler elde edildi” dedi.

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun, “Geçmişte yapılan bazı çalışmalarda günlük düzenli kahve tüketiminin bağırsak kanseri gelişim riskini azalttığına dair veriler elde edildi. Fakat kahvenin bağırsak kanserine yakalanmış ve hastalığı yayılma, tekrarlama yapmış olan kişilerde bir etkisinin olup olmadığı günümüze kadar merak konusuydu. Geçen hafta JAMA Oncology dergisinde bu konu ile ilgili uzun takipli büyük bir çalışma yayınlandı” ifadelerini kullandı.

KAHVE TÜKETİMİ VE BAĞIRSAK KANSERİ İLİŞKİSİ

Çalışma hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Coşkun, “Bu çalışmada ilerlemiş bağırsak kanseri nedeni ile kemoterapi ve hedefe yönelik tedavi planlanan hastalarda, tedavinin başlangıcında kahve tüketimi anket yapılarak sorgulanmış. Günde 2 ya da 3 bardak kahve içme alışkanlığı olanlarda, hiç içmeyenlere göre yaşam süresi yüzde 18 daha fazla rapor edildi. Günde 4 bardak ya da daha fazla kahve tüketenlerde ise yaşam süresi içmeyenlere göre yüzde 36 daha fazla olarak bildirildi” şeklinde konuştu.

“KAHVENİN BAZI KANSER TÜRLERİNİN OLUŞUMU VE TEKRARININ ÖNLENMESİ ÜZERİNE OLUMLU ETKİLERİ OLABİLİR”

Daha önce bağırsak kanseri gelişim riskinin kahve tüketimi ile azaldığına dair veriler olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Coşkun, şunları kaydetti:

 “Daha önceden bağırsak kanseri ve meme kanseri gelişme riskinin kahve tüketimi ile azaldığına dair veriler bulunmakta idi. Fakat diğer yandan fazla miktarda kahve tüketiminin akciğer kanseri riskini artırabileceğine yönelik geçen sene büyük bir çalışma yayınlanmıştı. Sonuç olarak kahvenin bazı kanser türlerinin oluşumu ve tekrarının önlenmesi üzerine olumlu etkileri olabileceğini düşünmekteyiz. Bu faydalı durumların kahvenin anti-oksidan, anti-inflamatuar yada insülin duyarlılığı üzerinden olan etkilerine bağlı olabileceği düşünülmektedir. Fakat kahvenin kavrulma işlemi ve türüyle ilişkili olarak bazı risk artışlarına da yol açabileceği düşüncesi günümüzde tamamen ekarte edilmiş durumda değildir. Sonuçta bu çalışmaların yakından takibi çok önemli. Şu anda günlük alışkanlıklarımızı değiştirmemizi gerektirecek bir durum söz konusu değil.”