Bugun...



“KADINLAR KRİSTALDİR”

“Cuma Sohbetleri” köşemizin bu haftaki konuğu Diyarbakır İl Müftü Yardımcısı Fatime Kartı. Köşemizin bu haftaki konusu...

facebook-paylas
Tarih: 20-09-2019 07:21

“KADINLAR KRİSTALDİR”

“Cuma Sohbetleri” köşemizin bu haftaki konuğu Diyarbakır İl Müftü Yardımcısı Fatime Kartı. Köşemizin bu haftaki konusu İslam dininde kadının yeri ve önemi oldu. Peygamber Efendimizin hayatından örnek vererek, Peygamberimizin ve İslam Dininin kadına verdiği önemi anlatan İl Müftü Yardımcısı Fatime Kartı, “Peygamberimizin kadınlara nasıl davranılması gerektiğine dair bir kristal metaforu vardır. Enceşe adında bir köle kadınların üzerinde olduğu bir deveyi Hac yolculuğunda ilahilerle coşturarak yürütürken Peygamber Efendimiz Enceşe’yi “Ey Enceşe, dikkat et sen kristalleri taşıyorsun” diye uyarıyor. Yani kadınlara ne kadar nazik davrandığını buradan anlıyoruz” dedi. Yağmur ENSARİ   -DİNİMİZ İSLAM’DA KADININ YERİ NEDİR? KARTI: Dinimizde kadının yerine bakmaktan ziyade dinimizde insan yeri olarak ele almamız gerekiyor. Kuranı Kerimde Allah-u Teâlâ insan olarak bakıyor. Kadın ve erkek noktasında herhangi bir farklılık olmadığını görüyoruz. Rabbimiz Hucurat Suresinde şöyle buyuruyor:“Ey insanlar, biz sizi bir kadın ve bir erkekten yarattık. Sizi tanışasınız diye kabilelere ve milletlere ayırdık. Sizin Allah katında en değerliniz en takvalı olanınızdır.” Burada Rabbimiz bizlere bir değer yargısı belirtiyor. Bu değer yargısı da Allah huzurunda duruşumuzdur. Bu duruşumuz dışında kadın olmak, erkek olmak, güzel olmak, çirkin olmak gibi Allah-u Teâlâ’nın bize bahşettiği nimetler değer olarak kabul edilmiyor. Çünkü bunlarda bizim herhangi bir dâhilimiz yok. Kadın olarak veya erkek olarak yaratılmak bizim için artık veya eksi kabul edilirse bu adalete pek uygun bir durum olmaz. Önemli olan duruşumuz, ahlakımız, dürüstlüğümüzdür. Bunu da biz bir çaba sonucunda kazanıyoruz ve adil olanda budur. Bu noktadan bakınca kadın ve erkek arasında herhangi bir farklılık söz konusu değil. Rabbimiz bunu Kuranı Kerimde “Kadın olsun, erkek olsun hiç birinizin amelini zail etmeyeceğim” buyuruyor. Rabbimiz, bu noktada kadın ve erkek arasında herhangi bir ayrıma gitmemiştir. Ayrıca ibadetler, cezalar veya mükâfatlandırma konusunda da bir ayrım hiç olmamıştır. Bir kadın veya erkeğin yaptığı davranış aynı ölçüde ceza veya mükâfata tabii tutulur. -PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V) KADINLARA NASIL DAVRANIRDI? KARTI: Peygamber Efendimizin Kuranı Kerimden farklı düşünmesi, davranması mümkün değil. Hz. Aişe’ye “Peygamberin ahlakı nasıl” diye sorulduğunda Hz. Aişe şöyle cevap veriyor:“ Onun Ahlakı Kurandır. Siz hiç Kuran okumaz mısınız?) Hz. Aişe o kadar akıllıca ve öz bir cevap vermiştir ki, Kuranı okursak peygamberi de bileceğimizi söylemiştir. Çünkü peygamberimiz yaşayan Kurandı ve bizler için de modeldi. Peygamber Efendimizin Kuran dışında bir bakış açısına sahip olması ya da farklı davranış sergilemesi mümkün değil. Dolayısıyla onun kadına bakış açısı tıpkı Kuranın bakış açısıdır. Peygamber Efendimizin şöyle bir sözü var:“Bana namaz, güzel koku ve kadın sevdirildi.” Burada kadın sevdirildi den maksat o dönem kadın ve kız çocuklarının sevilmemesidir. Ama peygamber Efendimiz toplumun bakış açısından tamamen farklı bir bakış açısına sahip ve kadını insan olarak değerli bir varlık olarak, Allah’ın bahşettiği konumu veriyor. Bu konum birileri tarafından verilmiş bir konum değil. Allah-u Teâlâ’nın zaten yaratılıştan verdiği o konumu Peygamber Efendimiz iade ediyor. Biz Peygamber Efendimizin hayatındaki örnekleri saymakla bitiremeyiz. Mesela peygamberimizin kadınlara nasıl davranılması gerektiğine dair bir kristal metaforu vardır. Enceşe adında bir köle kadınların üzerinde olduğu bir deveyi Hac yolculuğunda ilahilerle coşturarak yürütürken Peygamber Efendimiz Enceşe’yi “Ey Enceşe, dikkat et sen kristalleri taşıyorsun” diye uyarıyor. Yani kadınlara ne kadar nazik davrandığını buradan anlıyoruz. O dönem zaten erkekler kadınlara çok kaba davranıyorlardı. Hz. Ömer’in oğlu Abdullah     şöyle diyor“ Biz şimdiye kadar Peygamberimiz vefat etmeyene kadar kadınlar konusunda çok dikkatli davranırdık. Hiç onları incitecek şeyler söylemezdik. Ama Peygamber Efendimiz vefat ettikten sonra rahat davranmaya başladık. Tekrara eski halimize döner gibi olduk. Biz o zaman çok korkardık. Bir kadına yanlış davranırsam bir vahiy iner helak olurum korkusu taşırdık. Ama Peygamberimiz vefat ettikten sonra biraz gevşedik.” Bu söz, aslında o dönemin zihniyetini ve Peygamber Efendimizin kadınlara nasıl davrandığını çok güzel anlatıyor. Hz. Aişe şöyle buyuruyor:“Peygamber asla ne bir kadına ne bir çocuğa ne de bir köleye asla vurmadı. Hatta asla kötü söz kullanmadı, yüzünü bile buruşturmadı.” Hz. Enes’te “Ben on yıl onun yanındaydım ama hiçbir zaman beni azarlamadı bile” diyor. Bu rivayetler bize Peygamber Efendimizin kadına daha doğrusu insana bakış açısını gösteriyor. Onun döneminde kadın mescitte, sosyal hayattadır.  Peygamberimiz sonuna kadar bunun yolunu açıyor. Erkeklere de sık sık       “Allah’ın kadın kulları, Allah’ın mescitlerine gelmek istediklerinde onlara engel olmayın” diye buyuruyor. Bu yönde sahabeler de çok titiz davranıyorlar. Mesela Hz. Ömer eşini çok kıskanırmış ve Atike’nin mescide gitmesini dahi istemiyormuş. Atike ona “Sen bana yasaklamadıkça giderim” diyormuş.  Hz. Ömer’de “Ben sana yasaklayamam, çünkü Allah’ın resulü yasaklamamızı yasakladı” diyor. Atike’de “O zaman ben giderim” diyor ve gitmeye devam ediyor. Rivayetlere göre Hz. Ömer camide şehit olduğu zaman eşi Atike’de o gün Sabah namazında cemaatin arasındadır. Peygamber Efendimiz kadınları da cemaatin bir unsuru olarak görüyor. Asla bir ayrım yapmıyor ve kadınlara bayram namazında gelmesi şunu diyor:“Mutlaka bayram namazlarına gelin. Hiçbiriniz bayram coşkusundan mahrum kalmasın.” Bir kadında “Ya Resulullah, ya cilbabımız yoksa ne yapalım “ diyor. Resulullah şöyle diyor:“ gerekirse komşunuzdan ödünç cilbab alın ama yine de gelin.” Peygamberimiz cemaate konuşurken, hutbe verirken kadınlarda onu diliyor. Hatta bazen kadınlar arkada kaldıkları için“Ya Resulullah, erkekler hep size yakın olup soru soruyorlar. Bize vakit kalmıyor. Bize de zaman zaman ayrı sohbet yap diyorlar” Peygamberimiz haftanın bir günü galiba Salı günün sadece kadınlara ayırıyor. Bu her zaman erkeklere sadece Salı günleri kadınlara demek değil. Her zaman karma ama ayrıca kadınların daha özel sorularını sormaları için ayrı bir zaman ayrımı demektir. Bu Peygamberimizin kadının eğitimine de ne kadar önem verdiğini gösteriyor. Kadınlar bazen o kadar özel ve mahrem sorularını soruyorlarmış ki Hz. Aişe “Ben o kadar hayret ediyordum ki bazen ayıplıyordum. Sonra Medine kadınları ne kadar güzeller, hayâları onların dinlerini öğrenmelerine engel olmuyor” diyormuş. Peygamberimiz bana bunları sormayın gidin Aişe’ye sorun diye ikinci bir şâhısa onları yönlendirmiyormuş. Soruları direkt kendisi yanıtlıyormuş. Kadının eğitimine çok önem veriyor ve nezaketini hiç eksik etmiyormuş. Hatta cemaatine sürekli“Kadınlar hususunda Allah’tan korkun. Onlar size Allah’ın emanetidir” ve “Siz kadınları nasıl döversiniz, akşam beraber olacaksınız” diyormuş. Peygamber döneminde kadınlar haklarının farkında ve haklarını koruyorlardı. Ancak zaman içerisinde özellikle 4 Halife döneminden sonra bu durum yavaşça hâkim zihniyetin etkisiyle ataerkil zihniyet hâkim olmaya başlıyor. -KADIN VE ERKEK ARASINDA HEP BİR ADALET VE EŞİTLİKTEN SÖZ ETTİNİZ. PEKİ, DİNİMİZE GÖRE KADIN VE ERKEK İLİŞKİLERİ NE BOYUTTA OLMALIDIR? KARTI: İslam kadın ve erkeği tam olarak ayrıştırmıyor. Kadın ve erkek ayrı demiyor. Çünkü mescidi Nebevide hem okul, istişare yeri, ibadethane görüyoruz ve biz orada kadınların olmadığı herhangi bir zaman dilimi göremiyoruz. Mescidi Nebevide önde erkekler, arkada ergen çocuklar ve arakada kadınlar var. Öyle ki aynı kapıyı bile kullanıyorlar. Peygamber Efendimiz bir seferinde “Keşke başka bir kapı olsa” demiş. Ama o imkânsızlıklara rağmen asla kadınlar gelmesin, kadınlara ayrı bir mekân gibi bir şey düşünülmüyor. Orada Peygamberimiz eğitim veriyor ve o eğitimden herkesin eşit derecede faydalanması gerekiyor. Ama buda kadın erkek ilişkisi sınırsızdır demek değildir. Belli ölçüdedir ama tamamen ayrışmamıştır. Kadın ve erkek tamamen ayrı mekânlardadır diye bir durum yok. Hatta bir Yatsı namazında Peygamber Efendimiz şöyle diyor:“Ben zaman zaman namazımı uzatmak istiyorum. Ama arkadan bir çocuk sesi duyuyorum ve o çocuk sesini duyunca annesinin o çocuğa olan merhametini dikkate alarak namazımı kısaltıyorum.” Burada bizim bir ders çıkarmamız gerekiyor. Peygamber Efendimiz uzun uzun namaz kılmak istiyoruz. Çocuklu kadınlar gelmese uzun namaz kılsak demiyor. Beş vakit namaz, Cuma ve Bayram namazları da dahi kadınlar camide namaz kılarlarmış. Rabbimiz Kuranı Kerimde“Mümin kadınlar ve erkekler birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder kötülükten nehyederler. “, “Siz kadınlara örtüsünüz kadınlarda size örtüdür” bu toplumun kadın ve erkek olarak bir bütün olduğunu gösterir. Eğitimle kadın ver erkeğin birbirine olan zaafını toplumsal manada cinsel meta olma yönündeki eğilimi bertaraf ederiz. Kadın tesettürüyle topluma çıkar, erkek tesettüre riayet eder, bakışlarına riayet eder. Kısıtlama ve yasaklama ile Peygamberimiz asla yol almamıştır. Böyle bir metodu hiç kullanmamıştır. Peygamberimiz tam aksine toplumdaki eksikleri görüp bunları eğitimle bertaraf etmeye çalışmış. Bizlerinde bunu uygulaması gerekiyor. Hiçbir zaman tamamen sınır tanımadan karma bir ilişki biçimi yoktur. Ama tamamen ayrı bir ilişkide yoktur. Tesettüre riayet etme şartıyla aynı ortam paylaşılır ve kadın ve erkek birbirlerini tamamlayan bir bütündür. -PEKİ, HİÇ KADIN PEYGAMBER GELDİ Mİ? KARTI: Kadın Peygamber konusunda tarih içerisinde tartışmalar olmuştur. Bazı ailemler kadının peygamber olabileceğini bazılarıysa olamayacağını söylemiştir. Ama Kurana bakınca kadın Peygamberlerin direkt olarak adı zikredilmiyor. Kadınların yeteneksiz olduğu için peygamber olmadığı söyleniyor bazı kesimlerce lakin onunla alakası yoktur. Allah-u Teâlâ kadın Peygamber seçmemişse bile bunun kadının değeriyle alakası yok. Allah-u Teâlâ peygamber gönderirken toplumun konumu ve bakış açısını dikkate alır. Çünkü Peygamber o toplumun lideridir. O toplumda aile açısından da ahlak açısından da kimsenin dil uzatamayacağı biri olmalıdır. Toplumun kadına bakış açısı bilinmektedir. Kadına değer vermediklerini biliyoruz. Böyle bir toplumda kadının Peygamber olması kadına bile zulümdür. Kadın olarak zaten görevleri var ve zordur. Kadının birde doğal olarak yüklendiği nesil yetiştirme zorluğu vardır. Kadın 9 ay boyunca insan neslini karnında büyütüyor sonra 2 yıl boyunca emziriyor. Allah-u Teâlâ Kuranı Kerimde şöyle diyor:“9 ay boyunca onu ağırlık üzerine ağırlıkla taşıdı. 2 yıl boyunca da emzirdi. Toplamda 3 yıl boyunca bağlı kaldınız” diyor. Kadın zaten nesil yetiştiriyor Allah ona o vazifeyi verdi. Peygamberlikte nesil yetiştirmektir ve kadının doğal sorumluluğundan dolayı kadına bunu yük olmaması için yüklememiştir. -KADINLAR ÖNDERLİK, YÖNETİCİLİK YAPABİLİRLER Mİ? “YÖNETİCİ KADIN OLAN TOPLUM HELAK OLMAYA MAHKÛMDUR” SÖZÜ GERÇEK MİDİR? KARTI: Kuranı Kerime baktığımızda herhangi bir sınırlama yok. Tam aksine Kuran’da Sebe kraliçesi övülmüş. Öyle bir yasak olsaydı Allah o kraliçeyi yererdi. Yine Peygamber Efendimizin döneminde kadınlar çalışıyor. Hz. Ömer Pazar denetçisi olarak bir kadını görevlendiriyor. Peygamber Efendimizin bir Hadisi zikrediliyor “Yöneticisi kadın olan kavim helak olmuştur” bu özel bir durum için zikredilmiştir, genel bir ifade kullanılmamıştır. O dönemde İran’dan bahsediliyor. İran’da yönetim değişikliği olmuş ve kadın yönetime geçmiştir. Peygamberimiz İran yönetiminin çürümüş bir yönetim olduğunu, son dönemini yaşayan bir imparatorluk olduğunu ifade etmek için özel bir sıfat olarak kullanmıştır. Yöneticisi kadın olduğu için helak olacak anlamında değil o toplumun helak olacağını söylüyor. Peygamberimiz asla böyle bir yasaklama getirmemiştir.  



Bu haber 442 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Diyarbakır Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI YUKARI