Bugun...



“LİYAKATSİZ YÖNETİCİLER KIYAMETİN HABERCİSİDİR”

Bu haftaki ‘Cuma Sohbetleri’nin konuğu, Kayapınar İlçe Müftü Vekili Bahattin Genç. Müftü Vekili Genç ile liyakatin önemi,...

facebook-paylas
Tarih: 12-07-2019 06:48

“LİYAKATSİZ YÖNETİCİLER KIYAMETİN HABERCİSİDİR”

Bu haftaki ‘Cuma Sohbetleri’nin konuğu, Kayapınar İlçe Müftü Vekili Bahattin Genç. Müftü Vekili Genç ile liyakatin önemi, Peygamber Efendimiz (sav)’in liyakate verdiği önemi, İslam’da ve Osmanlı Devleti döneminde liyakatin önemi, İslam’da liyakat atamaları ile bir işte liyakate bakılmadan atamalar yapıldığında ne tür sonuçların ortaya çıkacağını konuştuk. Vekil Genç;Emanet zayi edildiği vakit kıyamet'in kopuşunu bekleyin. Emanetin zayi olması ne demektir diye sorulunca Peygamber Efendimiz(sav) şöyle cevap verir. Emanetin zayi olması işin layık olmayan insanların ellerine geçmesi demektir. Layık ve ehil olmayan insanlara iş buyurursanız işte o zaman kıyamet yaklaşmış demektir. İnsanlar kendi kıyametini kendi ayağına getiriyor. Bir yerde liyakatsiz ve işin ehli olmayan yöneticiler başa geçerse bilin ki kıyamet yakındır” dedi. İşte liyakatle ilgili dopdolu röportajımız; -LİYAKAT NEDİR? GENÇ: Liyakat, işin ehli ve erbabı olan insanlara işi vermek, işin en güzelini yapabilmek, işin derdi ile dertlenen, insanlarla yetkiyi ve işi paylaşabilmektir. Liyakatte en güzel ve en iyiye ulaşma adına yapılan gayret ve çabalar insanı hem dünyada hem de ahirette mutluluğa sevk eden bir durum ve tutumdur. Aynı zamanda liyakat işin en doğrusunu en güzelini yapabilme tecrübesidir. Bu tecrübe şüphesiz dinimizin bize öğrettiği ahlaki prensibinin en başında yer alır. Bu kazanım da ancak eğitimle ve tecrübe ile kazanılabilecek bir güzelliktir. -LİYAKATLA İLGİLİ AYETLERDEN BAHSEDER MİSİNİZ? GENÇ: Yüce Rabbimiz Ayeti Kerime’de Nisa Suresi’nin 58. ayetinde şöyle buyurur; ‘“Kuşkusuz Allah görevi liyakatli olana vermenizi, insanlar arasında hakem olduğunuz zaman da adaletle hüküm vermenizi emreder. Varlığınızı sürdürmenizin yegâne şartıdır bu.’ Ayeti kerimede de anlaşıldığı üzere Allah u Teâlâ bu konuda bir iş yapılacaksa o işte liyakatin önemine vurgu yapmıştır. Bir başka Ayeti Kerime’de ‘Allah azze ve celle müminin hasletini anlatırken onlar ki emanetlerine ve ahitlerine riayet ederler. Emanetleri ve ahitlere riayet etmek de müminin en güzel hasletidir. Bugünün hayatında liyakat sahibi olan bir insan aslında bizlere ve topluma verecek çok yönlü dersleri vardır.  Aynı zamanda liyakat sahibi insanlar mumla gösterilecek kadar azalmış durumdadır. Nerede, hangi kurumda ve hangi meslek olursa olsun bir işe başlarken evvela bu işe layık mı değil mi veya liyakat sahibi mi ehil mi bu insan diyerek başlamamız lazımdır. -KİŞİ UZMANI OLMADIĞI ALANDA BAŞARILI OLABİLİR Mİ? GENÇ: Ben her işi yaparım diyen bir insan aslında hiçbir şey yapamaz. Toplumda sorulduğu zaman ne iş yaparsın diye ve karşıdaki kişi de her işi yaparım derse o kişi aslında hiçbir şey yapamayacak durumdadır. Çünkü insan çok yönlü bir varlık olarak yaratılmış ama kendi alanında uzmanlık gerektirecek şeylere sahip olması gerekir. Bir de insan her yönüyle dört dörtlük bir işe koşmak zorunda değildir. Aynı zamanda bu konuda da yetkin değildir ama kendi alanında mütehassıs olup belki diğer alanlarda da yetiştirebilir ama asıl mesleği sevdiği işi yaparsa zevk aldığı yapabildiği işte çalışması bu onun için aynı zamanda işin verimliliği açısından toplumun istifadesi açısından daha çok önem arz eder. Yoksa ben her türlü işi yapabilirim deyip de işi yarım yamalak yapmak Aslında bu insanın bir iş yapamıyor anlamını ifade eder. -PEYGAMBERİMİZİN EHİLE VERDİĞİ ÖNEM NEDİR? GENÇ: Allah Resûlü (sav)’in hayatında sahabeleri bile görevlendirilirken gerçekten bize örnek olacak tutum ve davranışlar sergilemiştir. Hz. Bilal Radıyallahu An ezanı şerif'i bile kendisine okuturken Allah Resulü(sav) bu kelimeleri işin uygulama kısmına gelince de Hz. Bilal’ı çağırır ve sesi güzeldir buna okutun diyerek liyakatin ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. Birçok alanda da bunun uygulamasını görüyoruz. -HZ. PEYGAMBER(SAV) HAYATINDA LİYAKATİN ANLAMI NEDİR? GENÇ: Mesela şu örnekten yola çıkarak Allah'ın Resulü(sav) hayatında Liyakat ne anlam ifade eder diye altını örneklerle doldursak birçok örnek ile karşı karşıya kalabiliyoruz. Mekke'den Medine'ye hicret ederken yol arkadaşı olarak ikinin ikincisi olarak Kuranı Kerim anlatırız. İkinin ikincisi olarak zikrederken Hz. Ebubekir yine liyakatine istinaden ya Resulallah artık hicret etme zamanı gelmedi mi diye sorar.  Hz. Peygamber de Hz. Ebubekir’e bize emir edilmedi bekle diyerek Hz. Ebubekiri yol arkadaşı olarak tercih etmesi Hz. Ebubekir'in liyakatli olmasından dolayıdır. -OSMANLI’DA LİYAKAT SİSTEMİ NASILDI? GENÇ: Liyakat hususunda Osmanlı'da güzel örneklere rastlıyoruz. Osmanlı zamanında lonca sistemi vardı. Bu lonca sistemi aynı zamanda esnaf ve tüccarların kendi alanında kalfa yetiştirmede iyi bir birey ve iyi esnaf nasıl yetiştirebiliriz derdiyle dertlenip bir araya gelmiş bir teşkilattır. Bu teşkilatın içerisinde yetişen elemanların yerine bırakacak, bu işi yürütebilecek insanlar yetiştirmişlerdi. Loncalarda yetişenler sadece esnaf ve tüccarlık yapmamışlar. Evvela hamurunu yoğurma adına bu loncalarda bu edep ve ahlak çerçevesinde yetişmişler. Osmanlı padişahları lalalar zamanında yıllarca Lala Beyler tarafından eğitilmiş. Bu Lalalar yıllarca çaba ile gayret sonucu padişahlık makamına çıkmışlardır. Demek ki liyakate sadece bir bilgiden çok tecrübe ile eğitimle erişebileceğini görüyoruz. -KIYAMET NE ZAMAN KOPACAK DİYEN BEDEVİ’YE RESULULLAH’IN CEVABI NE OLMUŞTUR? GENÇ: Bedevinin biri gelir ve Rasulullah (sav) ile sahabelerle birlikte oturur. Bedevi hemen Allah Resulü(sav)’e bir soru yöneltir. Ya Resulullah kıyamet ne zaman kopacak? Bedevinin sorusuna Allah resulü şöyle cevap verir. Emanet zayi edildiği vakit kıyamet'in kopuşunu bekleyin. Emanetin zayi olması ne demektir Ya Resulullah diye sorulunca Peygamber Efendimiz(sav) şöyle cevap verir. Emanetin zayi olması işin layık olmayan insanların ellerine geçmesi demektir. Layık ve ehil olmayan insanlara iş buyurursanız işte o zaman kıyamet yaklaşmış demektir. Aslında kıyametin yaklaşması demek insan kendi kıyametini kendi ayağına getiriyor demektir. Yani hem dünya ifsada uğrayacak hem insanlar arasında adalet ifsada uğrayacak, hem toplumlar ifsada uğrayacaktır. -BİR İŞTE LİYAKAT OLMADIĞI ZAMAN NE OLUR GENÇ: Allah u Teâlâ bir ayetinde sakın dengeyi bozmayın demiştir. Allah her şeyi bir ölçü ve bir denge dâhilinde yaratmıştır. Toplumun ihyası ve huzurunu da bir denge üzerine kurmuştur. Bu dengenin en başında liyakat gelmektedir. Liyakati bir kenara atarsanız işe ehil olmayan, layık olmayan, rüşvet, kapkaç, iltimas ve adam kayırma gibi birçok olumsuzluklarla karşı karşıya gelirsiniz demiştir. Yani bugünden dem vurursak öyle olmamalıydı ya da şu insanlar burada olmamalıydı daha iyileri olmalıydı diye iç geçiririz. Demek ki birine bir iş buyururken onu her yönüyle değerlendirmek lazımdır. Gerçekten bu insan bu işi yapabilir mi, bu işte olumsuzluklarla karşılaşırken nasıl tavır takınacak,  eğitim düzeyi nedir, insanlarla münasebeti ve problem çözmedeki feraseti nedir. Yani bir problemle karşılaşıldığında bunu Hem kendisi hem toplumun hem de kurumunu düşünerek aidiyet duygusu içerisinde çözebilecek yapıda mıdır? diye tercih etmek lazımdır. Eş, dost, akrabadır diyerek bunlar icra edildiği vakit İşte o zaman Hazreti Muhammed Sav ifadesi ile kıyametin kopmasını bekleyiniz demektir. Bu duruma düşmemek adına bu konuda hassasiyet göstermek lazımdır. Yani illaki amir seçerken liyakat sahibi olma değil de yani bir manavcı bile liyakat sahibi olacak yapıda donanımda olması lazımdır. -LİYAKATLİ OLAN KİŞİ NASIL BELİRLENİR? GENÇ: Bir kuruma başvurduğunuz vakit CV ile eleman alınır. Ne okumuş ne yapmış tecrübesi nedir diye dikkat etmek lazım. Karşıdaki insan sırf bana şu işi versin diye yalan yanlış bilgilerle insanı kandırdığınız vakit Allah muhafaza vebal teşkil edecek durum ortaya çıkar. Liyakat sahibi aynı zamanda tutum ve davranışlarından sorumludur. Kişinin liyakat sahibi olmadığını dostlarıyla oturduğu insanlarla tanıyabiliriz. Bir insan sizden bir iş için bir özgeçmiş istiyorsa mümkün derecede yanlış beyan ederek karşı tarafı yanıltmaya çalışmayalım. Doğru olanı Allah sever ve doğru olanlarla beraberdir. Aç kalırım korkusuyla yalan yanlış bilgiler verdiği vakit karşıdakini de yanıltıyorsa belki işe girse de o iş bereketsizdir. Bu işten verim alamaz. Hastalıklar, bela ve musibetlerden fazlasını alır. İnsanlara acı da olsa doğru yoldan ayrılmamak adına doğru bilgilerde bulunalım inşallah. -İSLAM'DA LİYAKAT ATAMALARI NASIL OLMUŞ? GENÇ: Allah Resulü (as) kabiliyete göre atamaları yapmıştır. Sahabeleri görevlendirirken kabiliyetlerine bakmıştır. Hz. Ebubekir yol arkadaşı olarak seçerken bile kabiliyetine göre seçmiştir. Hz. Bilal’i sesinden dolayı yani sesinin özelliğinden dolayı ezanı insanların gönlünü hoş gelebilecek bir yapıda okuduğundan dolayı kabiliyetine göre görevlendirmiş. Yani bir mesleğe layık olmayan ve her mesleği isteyene vermemek gerekiyor. -YÖNETİCİLER YANLIŞ YAPTIĞI ZAMAN HZ. ÖMER’İN TASARRUFU NE OLMUŞTUR? GENÇ: Hz Ömer bir yere bir valiyi tayin ederken eline valilik onayı evrakını alıp tam mührü basacağı sırada Hz. Ömer'in önüne bir çocuğu gelir. Hz. Ömer de o çocuğun başını okşar ve sever. Bu hareket yeni atanacak valinin dikkatini çeker ve der ki Ya Ömer sen bir çocuğu sevip okşar mısın? Hz. Ömer de evet der, bu sefer vali olacak kişi der ki benim 8-9 tane çocuğum var ve bugüne kadar hiç birini öpüp koklamadım, sevmedim deyince Hz. Ömer hemen elindeki evrakı alıp yırtar. Sen kendi evladına dahi merhamet etmiyorsan bu topluma hay hay şefkat ve merhamet edemezsin, Amir olamazsın deyip hemen vali olduğuna dair onayı fesheder. -MİLLETİ ALDATMAYA ÇALIŞAN BİR ESNAFA PEYGAMBER(SAV)’İN TASARRUFU NE OLMUŞTUR? GENÇ: Hz. Peygamber(sav)’in tutum ve davranışında hayatında çok örnekler vardır. Hz. Peygamber(sav) her işin takipçisi olmuştur. Pazarda Allah Resulü(sav) dolaşırken bir buğday torbası görür. Torbanın üstü kuru altı ıslak olduğunu görünce sorar esnafa. O esnaf da der ki Allah'ın Resulü yağmur yağdı, buğdayın hepsi ıslandı, kimse de almayınca ben de üstüne kuru olanı ekledim. Allah Resulü(sav) de orada der ki ‘Bizi aldatan bizden değildir’ diye buyurur. Onun için müminin hayatında asla aldatma olmaması lazımdır. Allah u Teâlâ hoşunuza gitmeyen bir şeyi karşınızdaki kişiye de satmayın diye emretmiştir.  



Bu haber 26 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Diyarbakır Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI YUKARI