Bugun...



HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu; “Özgür Bey dini siyasete alet etmeye çalışan kişinin ta kendisidir!”

Genel Başkan Yapıcıoğlu katıldığı TV programında, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ‘Emaneti ehline verin’ mealindeki ayeti okumasına dikkati çekerek, Özgür Özel’in dini siyasete alet etmeye çalıştığını ifade ederek; “Meclis kürsüsünden ayet okuyup, ayeti referans veriyor… Yeri geldiğinde ayete, yeri geldiğinde o ayetlerin hükmüne ‘irtica, gerici’ deyip ‘biz bu zihniyetle mücadele edeceğiz’ diyen şahsın bizatihi kendisi çıkıp mecliste ayet okuyorsa bu düpedüz dini ve Kur'an'ı istismardır.” diye belirtti.

facebook-paylas
Tarih: 21-02-2024 00:30

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu; “Özgür Bey dini siyasete alet etmeye çalışan kişinin ta kendisidir!”

 

 

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu katıldığı bir TV programında gündeme dair açıklamalarda bulundu, merak edilen soruları yanıtladı.

Yerel seçimlere dair Cumhurbaşkanıyla ve AK Parti heyetleriyle yaptıkları görüşmelere dair ilk defa ne talep ettiklerini de belirten Yapıcıoğlu, HÜDA PAR’ın tüm Türkiye’de kendi logosu ve adaylarıyla seçimlere gireceğini söyledi.

Partisinin bazı Belediye Başkan Adayları ile ilgili basında çıkan iftira ve karalamalar hakkında da konuşan Yapıcıoğlu, ellerinde adaylarının suçlu olduğuna dair belge olanları yargıya gitmeye davet ederek “Hodri meydan!” dedi.

İlk olarak 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri için AK Parti ve Cumhurbaşkanı ile yaptıkları ittifak görüşmelerini anlatan Yapıcıoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı ile ilk görüşmemizin çıkışında ‘Cumhur İttifakı’nın devam etmesi yönünde bir irade uyuşması ortaya çıktı’ diye basın mensuplarına açıklamada bulunmuştuk. Daha sonra komisyonlar kuruldu. Bizden 3,  AK Parti’den 3 arkadaş, bunlar birkaç toplantı yaptılar, bir araya geldiler. İttifakın nasıl olabileceği, birlikte nasıl hareket edilebileceği ve nerelerde birlikte olunabileceği konusunda konuşuldu. Sonuçta varılan noktada onların söyledikleriyle bizim arkadaşlarımızın teklifleri birbirine uzak kaldı.” dedi.

İttifak görüşmelerindeki tekliflerini açıklayan Yapıcıoğlu, “Bazı belediyelerde bizim adaylarımızın desteklenmesi, bazı belediyelerde de AK Parti'nin adaylarının desteklenmesini teklif ettik. Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi olmak üzere birkaç il ve ilçede kendi adaylarımızın desteklenmesini talep ettik. Sonuç itibariyle biz bir büyükşehir, iki il ve birkaç ilçeyi ilk oturduğumuz toplantıda söyledik, ama bu AK Parti heyeti tarafından kabul görmedi. Sadece belediye meclis üyeliklerinde bizim arkadaşlarımıza kendi listelerinde yer verebileceklerini söylediler. Bu da bizim açımızdan kabul edilebilir bir şey değildi.” şeklinde konuştu.

Yerel seçimlerde birden fazla belediye kazanmayı düşündüklerini ifade eden Yapıcıoğlu, “Şanlıurfa, Bingöl var. Batman'da asılıyoruz. İnşallah pek çok ilçede de asılıyoruz.” dedi.

“81 vilayetin tamamında kendi logomuz ve adaylarımızla seçimlere giriyoruz.”

31 Mart mahalli idareler seçimlerinde tüm Türkiye’de kendi logo ve adaylarıyla pusulada yer aldıklarını belirten Yapıcıoğlu, “30 büyükşehirden 26'sında adaylarımızı çıkardık. 51 ilin tamamında adaylarımızı çıkardık. 973 ilçenin tamamında belediye meclis adaylarımız var, bazı ilçelerde belediye başkan adayları çıkarmadık. Genel manada biz 81 vilayetin tamamında kendi logomuz ve adaylarımızla seçimlere giriyoruz. İstanbul'un 39 ilçesi var. Bu 39 ilçenin tamamında belediye başkan adaylarımız ve belediye meclis adaylarımız var. Ankara'nın 25 ilçesinin tamamında var. İzmir'in 30 ilçesi var. 30'unda da bizim belediye başkan adaylarımız ve belediye meclis adaylarımız var. Bursa'da 17 ilçenin tamamında başkan adaylarımız ve belediye meclis üyesi adaylarımız var.” ifadelerini kullandı.

Yapıcıoğlu, “Sayın cumhurbaşkanıyla heyetlerimiz ile birlikte yaptığımız son görüşmede. Ülke çapında bir ittifakın olmayacağı konusunda mutabık kaldık. Yani şartlar uyuşmadı. Ankara ve İstanbul'un kritik olduğunu oralarda aday çıkarmamızı Sayın Cumhurbaşkanı bizden talep, rica etti. Biz de ‘olur’ dedik çıkarmadık. Sonradan İzmir ve Bursa'yı da buna ilave ettik. Sonuçta biz bu 4 büyükşehirde belediye başkan adayı çıkarmayacağımızı ilan ettik.” dedi.

Kararları parti içi istişareler sonucu verdiklerini belirten Yapıcıoğlu, “HÜDA PAR, disiplini yüksek bir partidir. Bazı siyasi partilerde tek bir kişi karar alır ve onu hemen uygulamaya koyarlar. Bizim karar alma mekanizmamız öyle değil. Biz, herhangi bir konuda karar aldığımızda mutlaka parti içi istişare mekanizmalarını çalıştırırız. Bazen sadece genel merkez kurullarında değil bunu daha aşağılara, il teşkilatlarımıza hatta bazen ilçe teşkilatlarımıza kadar indirir, il ve ilçe başkanlarımız dahil bazen ilçe yönetim kurullarındaki arkadaşlarımızla bile bütün partiyi ya da bütün memleketi ilgilendiren meselelerde istişare ederiz. Bu istişare sonucunda çıkan karar hepimizin kararıdır ve herkes bu kararın arkasında durur. Öyle bir çalışma yöntemimiz, böyle bir yaklaşımımız var.” şeklinde konuştu.

“Bizim adaylarımız; emindir, güvenilirdir, ehildir”

Herhangi bir siyasi partinin değil vatandaşların oylarına talibiz” diyen Yapıcıoğlu, “Hep söylerim, hani bazıları diyor ki; ‘siz falanca partinin oylarına mı talipsiniz?’ hayır, hiçbir partinin oyu yoktur. Vatandaşın oyu vardır. Vatandaş; bazen bir partiye oy verir, bazen orada kalır, bazen başka bir tarafa gider. Dolayısıyla her bir parti seçmenlere, her bir seçimde yeni bir önerme sunar, yeni bir söylemle karşılarına çıkar ve onlardan destek talep eder. Vatandaş desteği kime vermişse o oy ona gitmiştir. Yani hiçbir parti hiç kimsenin oyunu çantada keklik görmemelidir. Dolayısıyla biz vatandaşın oyuna talibiz. Biz oy aldığımızda kimden, hangi partinin tabanından oy alacağız, partinin kemikleşmiş tabanı varsa zaten onun oradan ayrılması zordur, ama partinin tabanı olarak kemikleşmemiş bazı oylar vardır. Onlar her bir seçimde farklı bir partiye oy verebilirler. Biz seçmene şunu söylüyoruz: Mevcut adaylar arasında ya da mevcut söylemler arasında, vaat edilenler arasında hangisini kendinize yakın görüyorsanız, hangisini inandırıcı bulunuyorsanız, hangi adayı güvenilir buluyorsanız gidin ona oy verin diyoruz. Biz iddia ediyoruz ki bizim adaylarımız; emindir, güvenilirdir, ehildir.

 Biz vatandaşın oylarına talibiz. Herhangi bir partinin oyunu istemiyoruz. Daha önce de benzer sorular sorulduğunda şu cevabı vermiştim: Lütfen herhangi bir partinin yönetiminde bulunan kişiler kendi yönetiminde bulundukları parti kimse, ona oy versinler, bize oy vermesinler; ama onun dışındaki diğer bütün vatandaşların oylarına talibiz.” dedi.

“Etnik kimlik ve mezhep kimliği üzerinden siyaset yapmak doğru değildir”

Aday belirleme kriterlerini de konuşan Yapıcıoğlu, “Biz 85 milyonun tamamına hitap etmek isteriz, ama siyaseten birbirine çok uzak olan kitleler vardır. Dolayısıyla 85 milyonun tamamına hitap edeceğiz diye herkesin hoşuna gidebilecek nitelikte yuvarlak cümleler kurmuyoruz. Bizim bir duruşumuz, inancımız, inandığımız değerlerimiz, yaklaşımımız, hayata ve siyasete bakış açımız vardır. Biz buna göre siyaset yapmaya çalışıyoruz. Bizi bu halimizle, bu düşüncemizle bize benzeyen ya da bizi desteklemek isteyen her bir vatandaşın desteğine, oyuna talibiz elbette. Elbette ki bizim duruşumuzdan rahatsız olan bir kitle vardır. Herhangi bir parti gösteremezsiniz ki onun duruşundan rahatsız olan hiç kimse olmasın. İllaki her bir partinin nasıl taraftarları varsa ona karşı duran, ondan rahatsızlığını dile getiren bir kitle vardır.  Meclis kürsüsünde bizim mecliste bulunmamızdan haz etmeyen, rahatsız olduğunu söyleyenler var. Bunu meclis kürsüsünden bile dile getiriyorlar. Öyle bir kitle var elbette. Bu herhangi bir etnik ya da mezhebi grup değildir. Biz şunu diyoruz: Siyasi partiler, siyasi fikirler etrafında oluşurlar ve insanlar orada kümelenir. Etnik kimlik ve mezhep kimliği üzerinden siyaset yapmak doğru değildir. Bizim için etnik kimlik önemli olmadığı için adaylarımızın sayısında kaç tanesi Kürt’tür kaç tanesi Türk’tür onu bilmiyorum. Ben adayıma Kürt müsün, Türk müsün? diye sorma ihtiyacı duymam. Bunu sormanın bir gereklilik olduğuna da inanmıyorum. Eğer benim çizgime, hayat anlayışıma, inancıma uymayan bir kişi ise benim babamın öz evladı olsa ya da benim kendi öz evladım olsa ben onu aday yapmam.” diye belirtti.

Mayıs seçimlerinde yaptıkları ittifakın öncesinde ve sonrasında da doğrunun kimden geldiğine bakmaksızın desteklediklerini, yanlışı da kendi içlerinden birileri bile yapsa karşısında durduklarını belirten Yapıcıoğlu, ”Doğru olduğuna inandığımız bir düzenleme gelirse biz ona destek veririz. O düzenlemeyi kimin getirdiğine bakmaksızın ona destek veririz. Yanlış olduğuna inandığımız bir şey olursa işte İsveç’in NATO üyeliği meselesi gibi ona destek vermeyiz. Biz ittifak içerisinde olsak da olmasak da bu böyle olacak.” dedi.

“Aday gösterdiğimiz kişilerin aday olamayacaklarına dair ellerinde belge, delil olan varsa il-ilçe seçim kurullarına versin”

Erzurum Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kerbela Şanlı ve partisinin diğer bazı Belediye Başkan Adayları ile ilgili basında çıkan iftira ve karalamalar hakkında da konuşan Yapıcıoğlu, şunları söyledi:

“Biz aday gösterirken kişinin kendisine bakarız. Ağabeyine değil. Abisi ile ilgili de ‘Gaffar Okkan suikastına karışmış bir kişi’ olarak diyorlar. Buna ilişkin herhangi bir delil, belge, mahkeme kararı yok. Sadece Böyle bir iddia var. Beraatı zimmet asıldır. Bir kişinin suçluluğu hükmen mahkeme kararıyla sabit oluncaya kadar hiç kimse ona suçlu muamelesi yapamaz. Bu kanun hükmüdür, aynı zamanda pek çok insan hakları ile ilgili belgede de geçer. Bu kişi yargılanıp mahkum olmuş değil. Bir cezanın şahsiliği ilkesi var, bütün bu ilke ayakaltına paspas ediliyor. Diyelim ki abisi ile ilgili iddialar doğru da olabilir. Ben bilmiyorum ama bunlar sadece bir iddia. Hukukçu olarak şunu söylüyorum, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar hiç kimseye suçlu muamelesi yapılamaz. Adayımızın abisine bu yapılıyor bu bir. İkincisi, diyelim ki abisi bir suçlu peki adayımızın suçu ne? Bunun olayda bir dahli varsa tamam ama yoksa bunu niçin yapıyorlar? Özellikle Erzurum adayı olması dolayısıyla yapıyorlar. Erzurum'da ben 2 yıl yaşadım. Oranın sosyolojisini az çok bilirsiniz. Bana göre ‘acaba oradan bir şey çıkarabilir miyiz?’ diye bu olayın üzerine bundan dolayı gidiyorlar. Aday listeleri seçim kurullarına verildi. Seçim kurulları bunları alıp araştıracak, inceleyecek. Aday olma şartları taşımayan insanlar varsa bunu partilerine bildirecek. Bu kişilerin yani bizim aday gösterdiğimiz kişilerin aday olamayacaklarına dair bir kural varsa ya da ellerinde böyle bir belge, delil olan varsa buyursun götürsün il-ilçe seçim kurullarına versin. Nereye itiraz edeceklerse etsinler.”

“28 Şubat döneminde ve FETÖ yargısının vermiş olduğu mahkûmiyet kararları ile ilgili çok ciddi kuşkular var”

Fetö yargısının verdiği kimi mahkumiyet kararlarına da dikkati çeken Yapıcıoğlu; “Bakın bazı adaylar mahkûm olmuş da olabilirler. Cumhurbaşkanının mahkûmiyeti var. Kesinleşmiş mahkeme kararı var. Cezaevi yattı. Cezaevi yattıktan sonra gazeteler siyaseten yasaklı hale geldi diye ‘muhtar bile olamaz’ diye manşet attılar. Sayın Necmettin Erbakan Hoca'nın Bingöl'de yapmış olduğu konuşmadan dolayı; halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmekten devlet güvenlik mahkemesinde yargılanması ve mahkûmiyeti var. Selahattin Demirtaş'ın mahkûmiyet kararı var. Ahmet Şık’ın var. Hatay Milletvekili Can Atalay’ın kararı kesinleşti. Mahkeme kararları var.

Özellikle 28 Şubat döneminde ve FETÖ yargısının vermiş olduğu mahkûmiyet kararları ile ilgili çok ciddi kuşkular var. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra temmuz ayında Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu, 2 bin 800 küsur hakim ve savcıyı FETÖ mensubu olmaktan dolayı meslekten ihraç etti. Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu gerekçe olarak ise dedi ki bunlar bulunmuş oldukları makamları ve sahip oldukları yetkileri FETÖ’nün lehine bir silah olarak kullandılar. Kendi önlerinde engel olarak gördükleri ya da kendi adamlarının önünü açmak için bu yargı makamlarını kullandılar ve insanları mağdur ettiler. Peki, o mağdur ettikleri insanlar kim? Pek çok yerde, pek çok farklı nitelikte insanlar var.” açıklamasında bulundu.

“Yaptıkları iftiranın hesabını yargının önünde verecekler”

Art niyetli karanlık mihrakların yaptıkları haberlere vurgu yapan Yapıcıoğlu; “Şimdi o kişilerin bazıları ile ilgili vermiş olduğu kararları siz tanımayacaksınız, yok sayacaksınız ama bazıları ile ilgili karar olmadığı halde işte şimdi yayınlar yapılıyor. Falan yerdeki adayları gözaltına alınmış. Hizbullah’tan tutuklanmış sonra beraat etmiş. Ee ne istiyorsun peki? Ama işte gözaltına alınmış. Tamam da sonuçta berat etmiş. Onlar için o önemli değil. Hizbullah'tan bir şüphe var ya gözaltına bile alınsa olamaz. Öbür tarafta adam mahkûm olmuş, cezası Yargıtay tarafından kesinleşmiş… Vay efendim siz bu adamı nasıl içeride tutarsınız diye kampanyalar başlatmışlar. Üstelik bu işi aynı adamlar yapıyor. Samimiyet bunun neresinde? Bizim 2 genel başkan yardımcımızla ilgili öyle bir kampanya başlattılar. Üzerlerine geldiler. Mahkeme bunlara sonuçta mahkûmiyet kararı verdi. Sonra Yargıtay’a gitti. Yargıtay bu kararı bozdu. Ama bu arkadaşlarımızın ellerinden siyaset yapma hakkı alındı. Biz kuru gürültüye pabuç bırakmayacağız. Aday olmasının önünde hukuki olarak engel olan bir kişi varsa, kimlerin elinden ne delil varsa, hodri meydan. Buyurunuz, götürünüz yargı makamlarına verin.

Şimdi bugünkü bir televizyon programında diyor ki; ‘yargı ne zaman harekete geçecek.’ Yargı harekete geçecek ama o yargıyı biz harekete geçireceğiz. Yaptıkları iftiranın hesabını yargının önünde verecekler. Onlarla ilgili dava açacağız. Öyle meydanı boş görmesinler. Birilerine iftira etmek bu kadar kolay olmamalı.” İfadelerini kullandı.

“İnşallah belki ilk çarşaflı belediye başkanını seçtireceğiz”

Manisa Şehzadeler İlçe Belediye Başkan Adaylarının çarşaflı olmasının Türkiye’de bir ilk olduğunu ve bunu eleştirenlere tepki gösteren Yapıcıoğlu, “Kadınlara ilk seçme ve seçilme hakkı veren Türkiye’dir. Sonra, hatırlayalım işte Merve Kavakçı’nın ilk başörtülü vekil olarak meclise girdiğinde ‘atın şu kadını dışarı’ tempoları, ‘burası devlete meydan okuma yeri değildir’ çıkışları… Sonra ne oldu? Şimdi başı kapalı hanımefendi milletvekilleri orada oturuyor değil mi? Grup Başkanvekili olarak en ön sıralarda da oturuyorlar. Problem var mı? Yok. Şimdi işte aman efendim çarşaflı olur mu? Niye olmasın. Onun seçme, seçilme hakkı var mı? Var. Seçilmesinin önünde herhangi hukuki engel var mı? Yok. O zaman aday olabilir. Niye olmasın ki. Bu da bir ilktir. İnşallah belki ilk çarşaflı belediye başkanını seçtireceğiz. ‘Çarşaflıların eğer seçilme hakkı yoktur’ diye bir iddiada bulunuyorsa birileri, çıksınlar bunu açıkça söylesinler. Biz bu tartışılsın diye de aday göstermedik. Aday olarak gösterilmesinin sebebi de çarşaflı olmasından dolayı değil. Biz adayımızın fotoğrafını çarşaflı vererek bir şeyi örtmedik, gizlemedik. Diyoruz ki bizim adayımız, profilimiz bu. Normal, gündelik hayatında böyleyken onun başka bir fotoğrafını alıp oraya koymak da çok doğru değil.” dedi.

“Özgür Bey dini siyasete alet etmeye çalışan kişinin ta kendisidir”

Parti programının rengi ve Özgür Özel’in ayet okuması ile ilgilide konuşan Yapıcıoğlu, “Partilerin hemen hemen hepsinde kırmızı var. Biz yeşili seviyoruz. Yeşil, hayat rengidir. Canlanmanın rengidir. Yeşil, ölümden sonra yeniden dirilmenin, canlanmanın rengidir. Parti programımızın yeşiline hilafet yeşili diyen Özgür Özel, bugün meclis kürsüsünden benim çok sıklıkla atıf yaptığım, dikkate sunmaya çalıştığım Nisa suresinden bir ayeti kerimeyi okudu. Hani bazen bize derler ya ‘dini siyasete alet etme.’ Biz, dini yaşamaya çalışan insanlarız. Ben iddia ediyorum; Özgür Bey dini siyasete alet etmeye çalışan kişinin ta kendisidir. Meclis kürsüsünden çıkıp ayet okuyup, ayeti referans veriyorsa yeri geldiğinde ayete, yeri geldiğinde o ayetlerin hükmüne ‘irtica, gerici’ deyip ‘biz bu zihniyetle mücadele edeceğiz’, ‘siz bu adamları nasıl meclise taşıdınız?’ diye itiraz eden bir partinin genel başkanı; hatta itiraz eden şahsın bizatihi kendisi çıkıp mecliste ayet okuyorsa bu düpedüz dini ve Kur'an'ı istismardır.” diye belirtti.

Yapıcıoğlu son olarak Özgür Özel’in okuduğu Nisa Suresi 58’deki ‘Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adalete uygun tarzda hüküm vermenizi emreder’ ayetini hatırlatarak “CHP’ye dönüp şunu söylemek gerekiyor, millet sizi zaten ehil görmediği için 74 yıldır size emaneti teslim etmiyor.” dedi.




Bu haber 1358 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Manşetler Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI YUKARI