Tahir Elçi’nin öldürülmesine ilişkin hazırlanan iddianame Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. İlk duruşma...
Tahir Elçi'nin öldürülmesine ilişkin hazırlanan iddianame Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. İlk duruşma için 21 Ekim 2020'ye gün verildi.
Salih YEŞİL
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 28 Kasım 2015’te Dört Ayaklı Minare’nin altında basın açıklaması yaptığı sırada öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin ölümüyle ilgili polis memurları S. T., M. S. ve F. K. ile PKK mensubu Uğur Yakışır hakkında hazırlanan iddianame, Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Mahkeme ilk duruşmanın 21 Ekim 2020 saat 10.00'da görülmesine karar verdi.
Mahkeme, görülecek ilk duruşmada, "bilinçli taksirle ölüme neden olmak"tan yargılanacak polis memurları S. T. ve M. S.’nin Ses ve Görüntü Bilişim Sistemleri (SEGBİS) üzerinden duruşmaya katılmaları için hazır edilmesini istedi. Aynı suçtan yargılanacak olan polis memuru F. T.'nin duruşmaya bizzat katılması için hazır edilmesi talimatı verdi.
Mahkeme, Diyarbakır Valiliği ile Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğüne davanın Diyarbakır'da görülmesi durumunda kamu güvenliği açısından tehdit oluşturup oluşturmadığına ilişkin görüşlerini de sordu.
Mahkemenin Valilik ve Emniyet Müdürlüğünden görüş istemesine Tahir Elçi Vakfı yönetiminden tepki geldi. Tahir Elçi Vakfı'ndan yapılan açıklamada, mahkemenin Diyarbakır Valiliği ve Emniyet Müdürlüğünden güvenlik için görüş istemesinin davanın nakledilmesi girişimi olarak değerlendirildi.
'NAKLEDİLMEK İSTENMESİ KABUL EDİLEMEZ'
Bir davanın nakledilme işleminin nasıl yapılacağına dair Ceza Muhakemeleri Kanunu'nda düzenlendiğine işaret edilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin bu girişimi bir kara mizah niteliğindedir. Gerçekten de, Ceza Muhakemesi Kanununun 19/2. Maddesi davanın yetkili mahkeme tarafından görülmesinin kamu güvenliği için tehlikeli olması halinde, adalet bakanının Yargıtay’dan davanın naklini isteyebileceğini düzenlemiştir. Davanın görüleceği 10. Ağır Ceza Mahkemesi ise, bu işi, Adalet Bakanlığına bile bırakmayı göze alamamış, bizzat kendisi Diyarbakır Valiliği ve Emniyet Müdürlüğüne yazı yazarak, davanın Diyarbakır’da görülmesinin kamu güvenliği açısından tehlike oluşturup oluşturmayacağını sormuştur. Bir Ağır Ceza Mahkemesi’nin kendi yetkisini devretmek için bu denli büyük bir heves göstermesini ve bunun için de, soruşturmanın derinleşmesi halinde kasıt ve taksirleri nedeniyle, davaya dahil edilmesi muhtemel kişilere, bu dava buradan gönderilsin mi diye sormasını Türkiye’deki adalet sisteminin geldiği yer adına üzüntüyle izliyoruz. Davaların nakli kurumu 1990’lı yıllarda gerçekleşmiş hukuk dışı infaz ve zorla kaybetme vakalarına ilişkin ve birçoğunu da Tahir Elçi’nin takip ettiği davaların nakledilmesiyle gündeme gelmiştir. Mesleki ve entelektüel yaşamında davaların nakli kurumuyla mücadele eden Tahir Elçi’nin katledilmesi davasının da nakledilmek istenmesi kabul edilemez olup nakil düşüncesi dahi Tahir Elçi’nin hatırasına hakarettir."
'10. AĞIR CEZA MAHKEMESİ DAVADAN EL ÇEKMELİDİR'
Adalet Bakanlığının nakil yolundaki hiçbir girişime yer vermemesi istenilen açıklamada şöyle denildi: "Tahir Elçi Vakfı olarak, bu davada tarafsız ve bağımsız davranamayacağını daha iddianameyi kabul ederken gösteren Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin bu davadan el çekmesini, davayı bir diğer Ağır Ceza Mahkemesine göndermesini; Adalet Bakanlığının da, bu davayı başlamadan akamete uğratacak, 'nakil' yolundaki hiçbir girişime onay vermemesini diliyoruz." sözlerine yer verilen açıklamaya şu ifadelerle son verildi: "Tahir Elçi, Diyarbakır’da katledilmiştir. Tahir Elçi davasının müdahilleri, Elçi'ni avukatları Diyarbakır’dadır. Cinayet davası doğal mecrasına girip, soruşturma genişlediğinde bu davaya dahil edilecek potansiyel failler, bugün başka illerde görev yapıyor bile olsalar, cinayet öncesinde ve sırasında Diyarbakır’da bulunuyor ve burada mukim kurumlarda görev yapıyorlardı. Tıpkı iddianamenin kendisi gibi, Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bu adımları da, davayı başlamadan bitirmek, failleri aklama çabasının birer ürünüdürler. Tahir Elçi Vakfı ve Tahir’in dostları bu davanın ve tüm gelişmelerin takipçisidir. Faili meçhullerin avukatının katledilmesi faili meçhul bir cinayet olarak kalmayacaktır."
Bu haber 171 defa okunmuştur.