İslâm tarihinin en önemli eğitim kurumlarından biri olan medreseler, yüzyıllardır insanlara ve insanlığa hizmet ederek günümüze ulaşmışlardır. Din ve ırk farkını gözetmeksizin her kesimden insanlara hizmet vermeyi şiar edinmişlerdir.
Medreseler, günümüzde maruz kaldıkları baskılar neticesinde geçmişteki fonksiyonunu icra edemese de eğitim sistemi olarak hala dünyanın en ideal eğitim sistemi olan teke tek eğitim sistemini sürdürmektedirler.
Medreselerin geçmişine bakıldığında özel bir kolej şeklinde hizmet veren ve özel talebelerin yetiştirilip toplumun hukuktan tutun maddi manevi bütün ihtiyaçlarının karşılanması için belli bir seviyeye ulaşmış ilim insanlarının yetiştirildiği kurumlar olduğu görülecektir.
Ancak günümüz dünyasında -İslam alemi de dahil- üniter bir yapıyla kurulan devletlerin seküler bir sistem üzerine inşa edilmesiyle medreseler sistem dışında kaldı.
Devletlerin eğitimde birliği sağlamaya yönelik çabaları ve üniter yapıyla kurulmuş olan devlet mantığına uygun bireyler yetiştirme isteği, eğitimde ikili bir sistemin ortaya çıkmasına neden oldu. Bu ikili sistemden biri resmi kurumlar aracılığıyla verilen eğitim sistemidir. Diğeri de fahri unvanını koruyan medreselerdir.
Ancak dinin hassasiyet arz eden bir mecra olması ve devletin eğitim sisteminin bunu karşılayacak nitelikte olmaması sebebiyle oluşacak boşluğun doldurulması için İmam Hatip okulları ve İlahiyat fakülteleri kuruldu.
Bunlar, nitelikli elemanların yetiştirilip halkın dinî konulardaki ihtiyacının karşılanması için kurulduysa da geçmişten kopuk bir eğitim tarzı benimsediklerinden ve müfredatta materyalist bakış açısının hâkim olduğu derslerin çoğunlukta olması sebebiyle sağlıklı elemanlar yetiştirilmedi maalesef.
Bu da her geçen gün başka sorunlara yol açarak dinin vicdanlara hapsedilmesine neden oldu.
Ancak medreselerin yetiştirdiği öğrenciler pozitif ilimler açısından tam donanımlı olmasalar da aldıkları eğitim ve terbiye vesilesiyle her zaman toplumun maddi ve manevi beklentilerini karşılayacak nitelikte ilim adamları olarak yetişmektedirler. Ayrıca medreselerde okunan eserler geçmişe yönelik bir anlam dünyası oluşturduğu gibi günümüze ve geleceği dair de bir anlam dünyası oluşturmayı hedeflemektedir.
Medreseler aynı zamanda İslam tarihi içerisinde hukuk fakülteleri gibi hukuk mekanizmasının işletildiği ve en önemlisi de hukukun sivil bir yapı olarak üretildiği kurumlardı. Dolayısıyla medreseler aynı zamanda hukukî zeminde adaletin sağlanması için bir garantör niteliğindeydi.
Medreselerin siyasi yönetimden bağımsız bir hukuk inşa ederek sivil bir yapıya sahip olmaları onları günümüz hukuk fakülterinden ayıran en önemli özellikti. Nitekim günümüz hukuk fakülteleri, siyasi otorite tarafından oluşturulmuş bir hukuk yapısının eğitiminin verildiği yerlerdir.
Dolayısıyla tarihî süreç içerisinden süzülerek günümüze kadar varlığını koruyan medreselere bir kez daha dönüp bakmak gerek. Ve İslam tarihi bir bütün olarak ele alındığında medreselerin ne kadar önemli bir konuma sahip oldukları anlaşılacaktır.
başakşehir escort ,ikitelli escort ,güneşli escort ,kayaşehir escort ,bağcılar escort ,esenler escort ,eyüp escort ,güneşli escort ,kumburgaz escort ,topkapı escort