Batı kavramından kastımız sadece coğrafik kıta parçası değildir.ABD, Kanada, Avustralya gibi ülkeleri de bu kavramın içine koyarak yazıyorum.İslam Medeniyetini ve müslümanları düşman gören, mazlum ve mağdur insanlara acımayan, bütün amaçları para,menfaat ve kapital olan her kesi, her kesimi bu çerçevede mülahaza etmek mümkündür. Özellikle ırkçı emperyalizm ve Siyonizmi baş köşeye koymamız gerekir. Kuranı Kerim, “ mağdup” ve “daalliln” kavramlarını kullanır. Kendilerine nimetler verilenlerin karşısına, azıtmış ve sapıtmışların varlığından bahseder. Yüce Allah’ın razı olduğu ve mükafaatlandırdığı insanların oluşturduğu medeniyet ile, acımasız ve haddi aşan isyankarların oluşturduğu medeniyeti dile getirmektedir. Bazı müfessirlerin tefsirine göre bunlar, yahudi ve hristiyanlardır. Bu görüşü destekleyen ayetler de vardır: ”Onlara tabi olmadığın sürece (dinlerine girmediğin yada işbirlikçi olmadığın sürece) Yahudi ve Hristiyanlar asla senden razı olmazlar.” Buyrulur.(Bakara 120.ayet).
Küfür medeniyeti ile ilahi medeniyet, yada Kuran medeniyeti diye tasnif etmek te mümkün. Allah’ı ve Allah’ın nimetlerini inkar edenlerle, Allah’a iman eden, Ona teslim olup itaat edenlerin oluşturduğu medeniyetler şeklinde tasnif edebiliriz.” El küfrü milletün vahideh” hadisini de burada hatırlamamız gerekir. Küfür tek millettir diyor Efendimiz (sav). “Ey iman edenler! Yahudi ve hristiyanları dost edinmeyin. (çünkü) Onlar birbirlerinin dostudurlar. ( şayet) Sizden kim onları dost edinirse şüphesiz o da onlardandır...” ( Maide:51)
Zülüm ve merhamet medeniyetleri olarak ta isimlendirebiliriz bu iki zümreyi. Bir tarafta yavrularını emziren bir hayvanın rahatını bozmamak adına, on bin kişilik bir bir fetih ordunun güzergahını değiştiren bir medeniyet, öte tarafta kundaktaki bebekleri bile hunharca öldüren bir vahşet ve zülüm medeniyeti. Karşılıksız bir şekilde her türlü yardımı gönülleri incitmeden yapan ulvi bir İslam Medeniyeti ile, işgalci ve sömürgeci olan sözüm ona bir batı medeniyetini mukayese etmek bile doğru değildir.
Yer altı ve yer üstü zenginlikler için, her çeşit vahşeti yapmış, pek çok ülkeyi sömürmüş, çıkar ve menfaati için soykırım bile yapmaktan çekinmeyen bir Batı, Hak ve Adaletin, şefkat ve merhametin medeniyeti olan İslam Medeniyetini uzun uzun karşılaştırmaya gerek duymuyorum. Efendimiz’in (sav) Mekke’yi Fethetmesi kansız olmuş, müşriklerin neredeyse tamamına genel af ilan etmiş ve Efendimiz’in sav kızı Zeynebi mızrağıyla ağır yaralayıp bir süre sonra ölümüne sebep olan Habbab bin Esvedi bile affedecek kadar bir Merhamet peygamberiydi Allah Resulu.Batı ise tarih boyunca insanları katletmiş, mallarını sömürmüş olan acımasızlık ve vahşet timsalleridir: ABD’ye göç edip yerleşirken Batı, milyonlarca kızılderiliyi acımadan öldürmüştür. Birinci ve ikinci cihan savaşlarında yine milyonlarca insanı hunharca katletmişlerdir. Daha evvel ortaçağ Avrupa’sında akılalmaz işkence ve katliamlar gerçekleştirdiler. Avrupa’da şu anda bile insan iskeletlerinden oluşturulan müzeler bulunmaktadır. Batının vahşet örneklerini çoğaltmamız mümkündür ancak, bununla iktifa edelim.
Yer yüzünde Çin’den Hindistan’a, Keşmir’den Miyanmar’a, Doğu Türkistan’dan, Afganistan’dan, Irak, Suriye ve mazlum Filistin’e kadar, Siyonizmin ve Batının acımasızlığını, zülüm, sömürü ve her türlü vahşetini tarih boyunca yaşadık ve yaşamaya , seyretmeye devam ediyoruz.Her şeyleri ortadadır. Irakta 1,5 milyon müslüman katleden ABD ve ortakları, üç ayı aşkın bir zamandır, bütün dünyanın gözü önünde Filistin’de/Gazze’de bebekleri, kadınları ve yaşlıları tereddüt etmeden hunharca katletmektedirler. Filistinde şu anda bir soykırım yaşanıyor ve hiç kimsenin sesi çıkmıyor. Görülmemiş bu vahşet karşısında çok az ülke hariç, bütün dünya liderleri ve yöneticileri sadece izliyor ve hiçbir şey yapmıyorlar. Bir balina, bir hayvan için bile gerektiğinde seslerini boruzan gibi çıkaranlar, şimdilerde sessiz kalarak veya sessizce bu soykırımı destekleyerek, tamamen insanlıktan çıkmış bir garip durum yaşıyorlar.
7 ekimden bu yana Gazze’de topyekun yok olan bir çok aile var. 24 bin den fazla şehidin yüzde yetmişi bebek, çocuk ve kadın. Hastahaneler, ambulanslar, doktor ve sağlık personeli, basın mensubu ve ibadethaneler, üniversite ve okullar, aşevleri, kuyular ve çeşmeler özellikle vurulmaktadır. Gazze’de yakıt yok, yiyecek ve içecek yok, ilaç yok, sığınacak ev barınma yeri yok, bulaşıcı hastalıklar had safhada, kış kıyamet olmasına rağmen neredeyse her kes sokakta. İki milyon insan evinden sürgün edildi, ordan oraya zorla yerinden edildi ve bütün dünya temaşa ediyor. Gazze her taraftan kuşatılmış bir hapishane hükmünde. Yardım tırları giriş için İsrail’in merhametini, ABD nin ve İngiltere’nin, Almanya ve Fransa’nın insafını bekliyor!
Batı için mimsiz medeniyet diyordu ya şair, işte tamda o sahneler. Aynı batı, aynı vahşiler yine iş başında. Aynen Haçlıların Küdüsü işgal ettikleri gibi yakıp yıkıyorlar özellikle Gazze’yi. Aynen İspanya Endülüs Emevi Devletinin yıkılışında akıttıkları müslüman kanı gibi, Gazze’de kan akıtıyorlar. Aynen Kızılderililere yaptıkları soykırım gibi Filistin halkını soykırımdan geçiriyorlar. Aynen Firavn’un katlettiği çocuklar gibi, on binin üzerinde çocuk katlettiler. Bi farkla, Musa’nın Firavnu sadece erkek çocukları katlediyordu, şimdiki Firavnlar ise, kız erkek demeden bütün çocukları vahşice öldürüyorlar.
Ancak unuttukları şeyler vardır : Yüce Allah’ın, bizzat Firavun’un sarayında ve O’nun eliyle büyüttüğü Musaları vardır. İki milyar Müslüman nüfusa yöneticilik yapan ve bir çoğu hain, işbirlikçi veya kalbine VEHN hastalığı girmiş korkaklar olabilir ve fakat ümmetin içinde bütün dünyayı titreten, sayıları az bile olsa, destanlar yazan, çok güçlü bir direniş gösteren KAHRAMANLAR vardır. Zalim batının unuttuğu, Kadir’i Mutlak olan Yüce Allah’ın kudret ve azameti, Azizün Züntikam özelliği vardır. Hamas’ın kahraman askerleri olan KASSAM TUGAYRI ve İslami Cihadın KUDÜS SERİYYELERİ vardır. Unuttukları Talut’un az sayıdaki inanmış askerleri misali, askerleri, Davutları vardır. Fakir de olsa, dünyayı titreten imanlı, yürekli Yemenli Mücahitleri vardır. Ve de onları destekleyen vicdanlı pek çok gayri müslimler vardır. Güney Afrika lideri gibi, o katilleri yargıya götüren merhametli, vicdanlı ve yürekli yöneticiler vardır.
Şunu da unutmayalım ki, Aksa Tufanı, zalim batının ne kadar korkak, güçsüz ve adi olduğunu ispatlamıştır. Pek çok devasa ülkenin ne kadar da cüce olduklarını ortaya koymuştur. Mossad, Demir kubbe gibi kavramların ne kadarda içinin boş olduğunu, bütün dünyaya göstermiştir. Bir avuç direnişçi mücahidin, Katil İsrail ve destekçilerinin başına neler getirdiğini, bütün dünya görmüştür. Kaprisleri havaları ve yelkenleri sönmüş, tabuları yıkılmıştır. Belki de en önemlisi şu olmuştur: Bu az sayıdaki mücâhidler, bütün dünyayı uyandırmış ve siyonizmin yıkılmasını başlatmıştır. Ümmetin ve vicdanlı insanların ortaya çıkmasını sağlamış, bir çok kişinin müslüman olmasına vesile olmuş , birlik ve vahdetin tohumlarını atmıştır. 7 Ekimden bu yana, sadece Fransa’da, ortalama her gün 400 kişi, İslam dini ile şereflenmiştir. Zalim ve sömürgeci Batının da sonunun yaklaştığını göstermiştir.
Sözlerimi şu cümlelerle bitirmek istiyorum: Kadir’i Mutlak sadece yüce Allah’tır aziz dostlar. Biz buna iman edip tevekkül ettik. Ye’se düşmek yok, çünkü İslam çığ gibi büyümektedir. Kafir Batı ve zalim Siyonizm istemese de Allah Azze ve Celle, mutlaka nurunu tamamlayacaktır.
Ne mutlu müslümanım diyene. Selam olsun Gazze ve Filistin kahramanlarına. Selam olsun Şehit İzzeddin El Kassam ve Kassam Tugaylarına. Selam olsun Şeyh Ahmet Yasin, Rantisi, İsmail Heniye’ye, Yahya Sinwar ve Ebu Ubeyde’ye. Selam olsun Hamas’a, İslami Cihada ve Yemen’e. selam olsun samimi tüm müslümanlara ve vicdanlı insanlara.
Abdurrahman Sevgili
başakşehir escort ,ikitelli escort ,güneşli escort ,kayaşehir escort ,bağcılar escort ,esenler escort ,eyüp escort ,güneşli escort ,kumburgaz escort ,topkapı escort