Bugun...


Abdurrahman SEVGİLİ

facebook-paylas
KELİME DAĞARCIĞI VE DÜŞÜNME KABİLİYETİ
Tarih: 09-07-2022 00:37:00 Güncelleme: 09-07-2022 00:37:00


Biz gerçekten kaç kelimeyle konuşuyoruz? Belleğimizde kaç kelime mevcut? Zihin dünyamızdaki kelime sayısı hakkında hiç düşünüp bir tesbit yaptık mı? Elin gavuru dediğimiz kişiler kaç kelimeyle konuşuyor ve kaç kelime biliyor? Kelime hazinesi nasıl gelişir, belleğimizin düşünce kapasitesi nasıl artar? Bu konu ne kadar önemli? Çok kelime ve kavramla konuşabilmemiz, belleğimizde binlerce kelimenin varlığı bize neyi kazandıracak, neyi değiştirecek?  Gibi sorulara hep beraber sesli düşünerek cevap arayalım.

 

Cevaben diyoruz ki, dağarcığında çok kelimesi olan kişi, çok düşünür, tefekkür derinliği fazla olur. Az kelimeyle konuşan kimseler ise az düşünür, düşünme kabiliyeti az olur ve az tefekkür eder. Sathidir bütün bilgi ve düşünme hazinesi. Düşünme derinliği belleğindeki kelime kadardır. Kelime yoksa düşünme olmaz, olamaz. Kelime hazinesi düşünme ve tefekkür etmeyle paralel olup doğru orantılıdır. Ülkelerin gelişmişliği veya geri kalmışlığı İle direk ilintilidir. Düşünme yoksa üretimde gelişme de olmaz, ve sömürülmeye müsait hale geliriz.Okumayan kimseler dostunu düşmanını tanımada bile büyük sorunlar yaşarlar. Cehalet durumu hakim  olurki, bütün hataların kaynağı da zaten burada yatmaktadır.

 

Düşünüyoruz, konuşuyoruz, yorum yapıyoruz, üretiyoruz, yazıyoruz… Kelime ve söz yoksa düşünce de yoktur. Düşünce yoksa insan da yoktur. Hayatı anlamak ve anlamlandırmak, düşünmek, yorumlamak, konuşmak ve üretmek adına her ne varsa, hepsinin temelinde kelime vardır. Dağarcığınızdaki kelime sayısını arttırmadığınızda , yok olursunuz, gücünüz kuvvetiniz, idrak ve başarınız, üretim ve kalkınmanız düşünülemez.

 

Burada “kelime” derken, o kelimenin içini dolduran anlamı kastediyoruz elbette. Dünyanın farklı coğrafyalarında çok ciddi çalışmalar yapılmış ve büyük hedefler konulmuştur: İngilizler ve Almanlar, okul öncesi çocuklarına 2 bin kelime, 7-12 yaş grubundaki çocuklarına en az 5 bin kelime öğretmeyi hedeflemektedirler. Bir insanın günlük hayatında azamî 3 bin kelime kullandığını, kültürlü bir insanın kelime dağarcığında yaklaşık olarak 22 ilâ 27 bin kelime bulundurmasının/kullanmasının gerektiğini, kendini yetiştirmiş bir insanın ise 40 bin kelime bilmesi gerektiğini tespit etmişler ve eğitimde hedef göstermişlerdir.” (Karakuş, 2000, 128)

 

Zihnimizden kelimeleri sildiğimizde, nefes alıp veren, yemek ve çiftleşmek için yaşayan et ve kemik yığınından başka bir şey kalmaz. Ne kadar kelime varsa, o kadar düşünce ve ufuk vardır. Az kelime, daha az düşünce, daha az üretim, daha az varlığını gösterme, dolayısı ile daha az sorumluluk ve boş bir mutluluktur. “Düşünüyorum, öyleyse varım” demiş Descartes ve “İnsan düşünceden ibarettir” demiş Mevlâna. Peki, ne olursa olsun düşünmek midir aslolan? Yoksa güzel düşünmek, güzel yaşamak mıdır mühim olan? Mevlâna Hazretleri, “Güzel düşün, güzel yaşa! Düşüncen konuşmana, konuşman hareketine, hareketin kaderine yansır” demiştir.Biz de düşünmeden maksadın güzel düşünmek ve devamındaki güzellikleri, başarı ve mutlulukları anlıyoruz.

Peki, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak bizler veya diğer müslüman coğrafyalarda durum nedir, kaç kelime ile konuşuyoruz. Dağarcığımızda neler var? Bu soruyu net olarak cevaplandırmak zor. Ancak genellikle 300-400 kelimeyle konuştuğumuz söyleniyor. Herkes değildir elbette ancak ortalama bu civarlarda olduğu bilinir. Bu çok acıklı ve utanılacak bir durumdur. Kelime artışı veya kültür seviyesi, kitap vb yayınları okumakla direk ilgilidir. Kitap okuma istatistiklerinde gerilerde olduğumuz bilinmektedir. Uçak, tren, otobüs gibi toplu taşıma araçlarında yolculuk yaparken çok bariz bir şekilde zamanımızı nasıl israf ettiğimizi, okumadığımızı veya çok azımızın okuduğunu görüyoruz. Buna mukabil olarak pek çok turistin elinden hiç kitap düşmediğini kıskanarak izliyoruz. Bir Çin atasözü der ki: ”üç gün okumayanın sözü dinlenmez” okumayan, kendisini yenileyemez, durgun su gibi kokmaya ve sıkmaya başlar. Aynı şeyleri tekrar eder durur. Okuyan kişiler ise akarsu gibidir, şarıl şarıl akar, gürler ve çevresini etkiler. Kelime dağarcığımızı sürekli okuyarak zenginleştirmek zorundayız. Aksi takdirde her zaman sömürülür ve birilerinin sömürüsü altına girebiliriz.Ailede ve özellikle ilkokulda okuma sevgisini, yazma alışkanlığını ısrarla tavsiye ediyoruz.Tarih, nüfüs ve coğrafyaca küçük birçok ülkenin, çok daha büyük devletleri sömürdüğünün şahididir. En bariz örnekleri olarak, İngiltere ve Fransa’yı gösterebiliriz. İngiltere, malum olduğu üzere koca Hindistanı, Avusturalya ve Kanada’yı…sönürmüş ve egemenliği altına almıştır. Fransa ise, Fas Tunus ve Cezayir gibi ülkeleri kendisine bağlayabilmiştir. Bu Mağrip ülkeleri şu anda bile fransızca konuşmaktadırlar. Diğer ülkeler ise İngilizce konuşurlar.Bilginin gücünü ve  kültür emperyalizminin  en güzel örneklerden ikisi. Bu örnekleri arttırmak mümkün.

 

En fazla kitap okuyan ülkelerin başında yüzde 21 oranıyla İngiltere ve Fransa var. Bunları Japonya yüzde 14, Amerika yüzde 12 ve İspanya yüzde 9 ile izliyor. Türkiye, yüzde 0.1 (Binde bir) okuma oranıyla son sıralarda yer alıyor. Okuma alışkanlığında dünyada 86.sırada olduğumuzu söyleyebiliriz. Rakamlar ve istatistikler zamanla değişebilir, ancak sonuç olarak Okumayan  ülkeler  olduğumuz ortadadır. İslam ülkeleri olarak bu yüzden ABD ve Batı tarafından niçin sömürüldüğünü tefekkür edelim ve gidişata bir dur diyelim.Efendimiz sav şöyle buyurmuştur: “İlim ve hikmet müminin kaybolmuş malıdır, onu nerede bulursa alır” Geçmişimiz bu alana çok değer verdiği için, koca koca adamları yetiştirmiş, bilim dünyasına damgasını vurmuştur.Bu yüzden koca imparatorluklar kurmuş, ancak batı gibi sömürmemiştir.Mimar Sinanlar, İbni Sina ve Farabiler, Ebubekir Zekeriya Raziler, Kindi, Harezmi, Ali Kuşçu ve Uluğ Beyler..yetişmiştir.Fatih Sultan Mehmet bile 7 dil öğrenmiş, en ağır topları  döktürmüş büyük bir fizik ve matematik bilim adamıdır.Batının uyanmasına bizler öncülük etmiş ve onları o karanlık çağdan çıkarmada öncülük etmişiz. Bize yakışan buydu onu yaptık. Aynı şeyi yeniden yapmamız çok mümkün. Okuyarak, araştırarak, düşünüp üreterek bir ivme yakalayabiliriz. Gayret bizden muvaffakiyet yüce Rabbimdendir. Allah’a emanet olunuz aziz dostlar.

 

 

Abdurrahman SEVGİLİ



Bu yazı 4345 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI