Bugun...


Abdurrahman SEVGİLİ

facebook-paylas
KEHF SURESİNİN GÖLGESİNDE 3
Tarih: 21-08-2023 00:01:00 Güncelleme: 21-08-2023 00:01:00


Kehf Suresinin gölgesinde yazı serimizin ilk iki yazımızda “Ashabül Kehf” kıssası üzerinde durmuştuk. Bu yazımızda ise Kehf Suresinin ikinci kıssası üzerinde duracağız inşaAllah. Bu kıssada  Cenab-ı Hak iki bahçe sahibinin durumunu aktarmaktadır. Bu adamlardan birisi gafil, kendisini beğenmiş/mağrur, güzel bağ ve bahçeleriyle övünen, nüfusun çokluğuyla gururlanan, başkasını küçük gören, kibir ve enaniyet timsali, çok güçlü olduğunu zanneden aciz  bir adam. Diğeri ise, yine bir  bahçe sahibi, ancak malı ve gücü diğer adama göre zahiren  daha az olan ve fakat müttaki, imanlı, mütevazi, halinden memnun olan, mevcut olana hamd eden/şükreden, verenin de alanın da Allah olduğunu bilen, gerektiğinde verdiğini geri alabilen, vermediği kişiye de gerektiği zaman fazla fazla verebileceğine inanan ve  muhatabı olan o mağrur olan diğer bahçe sahibine Allahı hatırlatan iyi bir adam. Bu iki kişinin İsrail Oğullarından olan    iki kardeş olduğu rivayet edilir. Birisi mümin diğeri ise  kıyameti inkar eden enaniyetli bir kişi. Bahçelerin muhtemelen Taifte olduğu tahmin edilir.

İnkarcı ve gafil bu adamın iki bahçesi var. Üzüm ve hurma ağaçlarıyla çevresi  donatılmış, araları ise ekinliklerin olduğu ve iki bahçe arasında bir nehrin  geçtiği çok güzel iki bahçenin  sahibi. İnsan kaynakları, evladu iyalı da çok olan ve bununla övünen bu kişiye Yüce Allah bol ürün verip zengin etmiştir. Ancak  nankör olan bu  kişi, kıyameti ve O’nun bu nimetlerini inkar etmiştir. Her şeyin kendisinden olduğunu, hem mal ve hem insan olarak çok güçlü olduğunu ve bu duruma hiç kimsenin zarar veremeyeceğini, kıyamete kadar bu varlık içinde yaşayacağını iddia etmiş ve arkadaşına üstten bakmış olan şımarık bir kişi . Varlık ve güç  onu kör etmiş, kendi kendisine zulmedip yazık etmiştir. İnançlı ve her şeyin Allah’tan olduğunu söyleyen salih adamın nasihatına ve güzel sözlerine de hiç değer vermemiş ve kibrine devam etmiştir. Sonunda yüce Allah, onun bağını/bahçesini yerle bir etmiş ve hiçbir şeyini bırakmamıştır. Veren Rabbim, verdiğini  ondan geri almıştır. Mal da can da yüce Allah’ın verdiği emanetlerdir. Dilediğine verir, dilediğinden alır. Bu mağrur adam pişman olmuşsa da olan olmuş, pişmanlığı fayda vermemiştir. Unutulmamalıdır ki  son pişmanlık asla fayda vermez. mütevazi bir bahçeye sahip olan o mümin kişi ise  imtihanını  kazanıp haddini aşmamış, Rabbinin nimetlerini inkar etmeyip  kurtulmuştur.

”Biz elbette sizi korkuyla, açlıkla, verdiğimiz mallarınızı ve  canlarınızı alarak, ekin ve ziraatlarınızı yok ederek imtihan  edeceğiz.Sabredenleri müjdele (ya Muhammed)” (Bakara 155-157.ayetler) İşte bu ayeti kerimelerde de belirtildiği gibi, yüce Allah dilediğine mal mülk verir, dilediğinden alır, dilediğini aziz kılar dilediğini zelil eder. Dilediğini bollukla, dilediğini kıtlıkla imtihan eder. Bazılarının nüfusu çok olur, bazısının az.Bazen çok sevdiği oğlunu yoluma kurban et der, bazen de bütün malını ve evlatlarını aldığı gibi sıhhatini de alarak imtihan eder. Herkes İbrahim ,İsmail ve Eyyüp gibi büyük bir teslimiyet içine girip sınavda başarılı olamaz. İki bahçe sahibi zatlar da varlık ve yoklukla imtihan oldular. Varlığı ve nüfusu çok olan gaflete daldı, inkarcı oldu ve kaybetti. Diğer bahçe sahibi ise Rabbinin yolundan ayrılmadı, takva üzere yürüdü ve kazandı.

Şimdi bu kıssadan hisse olarak, günümüz insanına bir göz attığımızda, manzara ne durumda.? Mal mülk, makam, para, güç ve kudret sahibi insanlar şakir kullar mı, şaki kullar mı?, zekat, infak, hayru hasenat ile varlığının şükrünü eda ediyorlar mı, yoksa  güç sarhoşluğuna kapılıp, kibir ve enaniyet batkılığında mı boğuluyorlar?.Bunca nimeti ihsan eden yüce Mevlayı düşünüp, gereğini yapan insanlar mı çok, yoksa nankörlük edip Rabbimin nimetlerini inkar edenler mi? Kaç kişi malının zekatını veriyor, kaçı vermiyor? toplumda kaç kişi faize bulaşıyor kaçı bulaşmıyor? Kulluğunun idrakinde olup gaflete düşmeyen insanların sayısı ne düzeyde, gafil olanlar ne düzeyde? Bu soruları arttırmak mümkün ve maalesef cevap olarak çok olumlu şeyler söylemek güç. Dünya hırsı, mal biriktirme arzusu,  günümüzde insanların  pek çoğunu esir almıştır. Helal haram demeden yoluna devam ediyor çoğu insan. Zenginlik ve güçten dolayı şımarık bir hayata sahipler. Kibir ve enaniyetten dolayı başkasını küçük görme hastalığı çok yaygın. Toplumun önemli bir kesimi, kul hakkına girmekten çekinmiyor maalesef. Kendilerinde kanaatsızlık önemli  bir karakter haline gelmiştir.Aşırı dünya hırsı, şan, şöhret ve şatafat,  çağın en büyük belası haline gelmiştir. Elbette hala yaradılış gayesini idrak eden  insanlar var. Rabbinin nimetlerini kabul edip şükredenler var.Gaflete düşmeden malının ve diğer varlıklarının imtihanını başarıyla verenler var amma sayıca ve oransal olarak çok azlar. Bu durum öyle bir musibet ki, ölümü, ahireti, hesabı, kitabı unutturuyor. Fani olan bu dünya hayatının dağdağası içerisinde boğulup gidiyor. Hamd ve şükür içerisinde, takva, tevazu ve infakla bu imtihanı kazanmak mümkünken, çoğu insanlar bundan mahrum bir hayat sürüyor. Hz Ebubekir (ra), Hz Osman (ra), Hz Abdurrahman b Avf … gibi örnek şahsiyetler, mal ve servet imtihanını kazanmışlardır. İster bu zatlar olsun ve ister bu zatlar gibi başka salih  insanlar olsun, her şeyi verenin Rabbülalemin olduğuna inanmışlar ve gereğini de yapmışlardır.Böylece tehlikeye düşmeyen örnek şahsiyetler olmuşlardır. Aynen Kehf Suresinin ikinci kıssasında zikredilen  mümin bahçıvan gibi. Günümüzde de iyi niyetli zengin, güçlü  ve makam sahibi insanlar vardır elbette ancak sayılarının artması gerekir. Unutulmamalı dır ki dünya fani ahiret ise  bakidir. “Vellahu xayrun ve Ebka” (Allah daha hayırlıdır ve bakidir).  malda, makamda geçici şeylerdir. Her şeyi verenin Allah olduğunu unutmamak gerekir. Verdiği gibi almasını da bilir ve tarih bunun örnekleriyle doldur. Akıllı insan, malını da, canını da, bütün güç ve kaynaklarını da Allah’ın rızası doğrultusunda harcayan kişidir.Ebedi saadetini ve Rabbinin rızasını her şeyden daha mühim tutandır akıllı kişi. İki bahçe sahibi olan  bu insanların kıssasından çıkaracağımız en önemli ders te budur. Rabbim her çeşit imtihandan alın akıyla bizi çıkartsın. Mağdup ve  daallin olan azıtmış insanlardan uzak etsin, kendilerine nimetler verilen salih kullarından eylesin amin. Selam ve  dualarımızla…

Abdurrahman Sevgili



Bu yazı 7165 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
YUKARI