Hazreti Süleyman Camiî’de bulunan sahabiler için iki efsane anlatılmış.
Pamukla şehitlerin yaralarının temizlenmesi, evde kalmış kızların dilekte bulunması, erkek çocuğu olmayanların adak adayıp, doğan ilk çocuklarına “Süleyman” adını vermesi ele alınmış.
Sınavlar öncesi kurşun kalemlerini bazalt taşlarında sivrilten öğrenciler, unutulmuş olmalı. (Sayfa 94)
Eğer, bir millet geçmişinden soyutlanıp, bilgiden uzak tutulursa efsanelere bel bağlarsa bu anlatılanların az olduğunu belirtmek lazım. Sahabî olanların kabirleri, Hazreti Muhammed (s.a.v)’i gördükleri için ziyaret edilir, Kendisinin hatırına bu gibi yerlere gidilir; Eyüb Sultan’a gidilme sebebi gibi.
“Diyarbakır’ın Müslümanlarca Alınışı” başlıklı bölümde Meryem-i Dara’dan bahsedilir. Diyarbakır Fethi adlı kitabımızda konu detaylı ele alınmıştır. Meryem-i Dara’dan bahsedenler, küs olan iki kardeşi ( Kocası ve Kaynı) barıştırma amaçlı bir yemekte Meryem-i Dara’nın aileyi nasıl zehirleyerek ortadan kaldırdığını bilmez gibidir. Meryem-i Dara, tek başına on yıldan fazla şehri idare etmişse de yaptığı zulümlere değinilmez. (Sayfa 94)
Bir eseri, kaynağı A’dan Z’ye ele almak, hataların tümüne değinmek bizim için zahmetli değilse de gazete okuru için takip edilmesi zordur.
Sayfa 102’de şehrin aldığı isimlerden en kalıcı olanı Diyarbekir’den bahsedilmemektedir: Diyarbakır’a tarih boyunca Amida, Augusta, Kara Amid, Karakale, Karacakale, Hamid, Karacahamid adları verilmiştir. Amid adına M.Ö. 13. yy’dan kalma kılıç kabzalarında rastlanmaktadır.” ( Sayfa 102)
Malabadî Köprsü’nün 1147 Yılında onarımını yapan Artuklu Hükümdarı Timurtaş tarafından yaptırıldığı belirtilmiştir. ( Sayfa 103)
Türkiye’de Ashab-ı Kehf’in Diyarbakır dâhil üç yerde olduğu yazılmıştır. ( Sayfa 102)
Çarşiya Şevuti’nin ( Yanık Çarşı)1940 Yılında çıkan yangınla bu ismi aldığına yer verilmiş. ( Sayfa 119)
“Bol sayıda görülebilen kahvehanelerin zemini dişi bazalt ile döşenmiş. Erkekler buralarda yazın sıcaklarını çaylarını yudumlayarak geçirir.”( Sayfa 119)
Lice’de bulunan Dakyanos Antik Kenti, Kulp İlçesinde gösterilmiştir. Lice kısmında Dakyanos ve Ashab-ı Kehf’den bahsedilmiştir. Bu hatanın sebebi, o dönemde yayınlanan Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün il haritasıdır. ( Sayfa 128)
Görüldüğü gibi düzeltilecek ve eleştirilecek çok yanlış bilginin olduğu proje kitabında diğer illere değinmek isterdik. Lakin buna gerek yoktur.
Bir şehri tanıtırken yola çıkanlar, ehline müracaat etmedikçe masa başı birkaç kitaptan olsa olsa bu bilgileri özetler ve sunar.
Şehir Araştırmaları Merkezi üzerinde ısrar etmemizin sebebi daha iyi anlaşılıyor mu? Sanmıyoruz, anlaşıldığını.
Bunca profesör, doçent ve ardılları olan akademisyenler bilmiyor da sadece biz mi biliyoruz? Bu sorunun cevabını ilk kez bir şehir üzerinde yaptığımız bu incelemede veriyoruz:
-Biz, Diyarbakır’ı ele aldık. Diğer illeri de o illerde yaşayan araştırmacılar eleştirsin. Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu çalışmaları yaptırırken niçin o şehirde, şehirlerde kalan, ömrünü araştırmalarla adayan kimselere sormaz, onları muhattap almaz? Bu soruya yıllardır, bir cevap alamıyoruz, nedense?
“Işığın Yükseldiği Yer” denilen GAP Güneydoğu Anadolu Bölgesi kitabında karanlıktan ve bilgi kirliliğinden geçilmiyor, kısacası.
Bu ne iştir?
.................
(*) Yayın Adı: Işığın Yükseldiği Yer GAP Güneydoğu Anadolu Bölgesi
Yayıncı: TC Kültür ve Turizm Bakanlığı
Tarihi: 2005/111-852
Baskı: Fersa Ofset Tesisleri
ISBN: 978-975-17-3261-3
İçerik ve Alan Araştırması Proje Yöneticisi: Prof. Dr. Asker Kartarı
Proje Ekibi: Dr. Ayşe Ergüven, Engin Sarı, Emek Çaylı Rahte, Gülsüm Depeli, Şengül İnce
başakşehir escort,ikitelli escort,güneşli escort,kayaşehir escort,bağcılar escort,esenler escort,eyüp escort,güneşli escort,kumburgaz escort,topkapı escort
deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler
deneme bonusu bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler
halkalı escort,avrupa yakası escort,şişli escort,avcılar escort,esenyurt escort,beylikdüzü escort,mecidiyeköy escort,istanbul escort,şirinevler escort,avcılar escort