Diyarbakır Çınar ilçesinde dün yaşanan yangın, hepimizi derinden yaraladı. Bu felakette 11 vatandaşımız hayatını kaybetti. Ölenlere Allah'tan rahmet, yaralı vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum. Bu olay, anız yakmanın ne denli büyük bir tehlike olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Anız yakmak, sadece bir tarım uygulaması olarak görülmemeli; insan hayatına, çevreye ve ekonomiye verdiği zararlar itibarıyla büyük bir suç olarak değerlendirilmelidir. Hatta anız yakmayı, en az bir insanı öldürmek kadar büyük bir kötülük olarak görmeliyiz.

Anız Yakmanın Zararları

Anız yakmanın zararları, maddi boyutun ötesinde, manevi boyutlarıyla da ele alınmalıdır. Bu olay, sadece insanları değil, o bölgede yaşayan hayvanları da olumsuz etkiledi. Yangının etkilediği alan içindeki yılanlar ve diğer vahşi yaşam, maalesef bu olayda yok oldu. Anız yakmanın bu denli vahşice bir yöntem olduğunu görmezden gelmek, sadece orada yaşayan insanlara değil, doğanın kendisine de büyük bir ihanettir. Hayvancılıkla geçinen insanlar bu yangın sonucu milyonlarca lira zarar gördü. Bu zararlar, basit bir ekonomik kayıp olarak görülmemelidir. O canlar geri gelmez, o insanlar geri gelmez!

Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü

Şehrin sivil toplum kuruluşlarının bu konuda acilen harekete geçmesi gerekmektedir. Anız yakmanın önüne geçmek için yapılacak çalışmalar, yalnızca bir derneğin etkinliğiyle sınırlı kalmamalı, tüm sivil toplum kuruluşları bu konuda birlikte hareket etmelidir. Ancak, şimdiye kadar bu konuda somut bir adım atılmamış olması üzücü ve düşündürücüdür. Ne zaman bir ifsad durumu olsa hemen açıklama yapan, tepki gösteren kuruluşlar, bu büyük felaket karşısında neden sessiz kalıyor? İsrail'in yaptığı vahşeti kınarken, kendi topraklarımızda yaşanan bu felakete neden göz yumuluyor?

Bilgilendirme ve Eğitim

İnsanlarımızı anız yakmanın zararları konusunda bilgilendirmemiz ve eğitmemiz şart. Maneviyattan uzaklaşan insanlar, çevrelerine zarar vermekte bir sakınca görmemektedir. Bugün yangının etkilediği alan içindeki yılanlar, kuşlar ve diğer canlılar, insanlarımızın bilinçsizliği yüzünden hayatını kaybetti. Halkın bilinçlendirilmesi ve anız yakmanın alternatiflerinin sunulması gerekmektedir. Bu konuda şehrin sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler birlikte çalışmalı, anız yakmanın önüne geçmek için somut adımlar atmalıdır. Anız yakmanın zararları, sadece maddi değil, manevi boyutlarıyla da kıyaslanmalı ve halkımıza bu bilinç aşılanmalıdır.

Manevi Sorumluluk

Manevi değerlerden uzaklaşan toplumlar, zamanla vampirleşir. Bugün, anız yakmanın etkileri sadece ekonomik kayıplarla sınırlı değildir. Toplum olarak, doğaya ve canlılara karşı olan sorumluluğumuzu unutmamalıyız. O canlar geri gelmez, o insanlar geri gelmez. Bu acıların bir daha yaşanmaması için hep birlikte çalışmamız gerekiyor. Anız yakmanın önlenmesi, sadece yasalarla değil, halkın bilinçlenmesiyle mümkün olacaktır.

Bu konuda yazılacak çok şey var, ancak şu an acımız büyük. Zamanı geldiğinde daha kapsamlı bir şekilde ele alacağımız bu konuyu şimdilik burada noktalıyorum. Anız yakmanın önlenmesi için hep birlikte çalışmamız gerekiyor. Bu acıların bir daha yaşanmaması dileğiyle.