Cumhurbaşkanımızın ilimizdeki tek vekili sizsiniz.

Ülkenin genel siyasetinde ve özellikle de şehrimizde son birkaç dönemdir Ak Parti tehlike eşiğinde siyaset yapmak durumuna gelmiş. Tabi şehrimizin durumu daha da sıkıntılı, düşünebiliyor musunuz Ak parti oyları %25-30’larda.Bu haktan reva mı?

Bunun birkaç sebebi var,           

*Birincisi, İş-Kur’un kurum olarak yararlı bir çalışma yapmaması, gerek işe yerleştirmelerde, gerekirse açtığı kurslarda kişileri seçerken şeffaf olmaması,

*İkincisi, şu meanetli sıralı listede yukarılarda yer alan vekil adaylarının Diyarbakır insanının içini sızlatması,

*Üçüncüsü, İl yönetimine, ilçe yönetimimize gelen kimselerin genellikle Ak partinin kadim siyasetinden uzak bir eda ile davranmaları,

*Dördüncüsü, KOSGEP ve Kırsal Kalkınma gibi yarı özerk kurumların layüsel bir tarzda kaynaklarını yanlış kullanmaları,

*Beşincisi, işe alımlarda ispatlamasak dahi birilerini gariban vatandaşlarımızdan para alarak işe yerleştirmelerin yapılması,

*Altıncısı yeterli düzeyde garip gürebanın, fakir fukaranın kapısının çalınmaması,

*Yedincisi ise Sur mağdurlarının duasından mahrum kalınmamız olsa gerek.

Her biri ayrı bir dert, ayrı bir bela.

Bir de yetmiyor 27.dönem vekilimiz Mehdi Eker’in Bakan unvanıyla il başkanının sağında solunda yer alması, Şerif beyin İl başkanlığına gelmesiyle oluşan umut ve motivasyona halel getiriyor kanaatimce.”Eski tas eski hamam” ifadesinin kullanmasını istiyorsak İl başkanının işini kolaylaştırmalıyız, dolayısıyla başkan vekilin gölgesinde kalmamalıdır.

Peki ne yapılabilir?

1)Ak parti Diyarbakır’dan şimdiye 24 vekil çıkardı, bunları çağırıp “kardeşim sen bu partiye minnettarsın, hele 20 BİN gibi sembolik bir katkı ver bu partiye” denmeli ve bu para ile Cumhurbaşkanımızın dediği gibi Ak Partini “kadim davasına” sahip çıkılarak daha rahat bir siyaset yapılmalı,

2)Şu belediyelere bir yıl boyunca hiç kimseyi işe almamalı. Malumuz en kötü belediye işe vatandaş alan belediyedir. Çünkü şehrin bütçesini ona buna maaş olarak dağıtmaktan başka bir şey yapmadığı gibi, parti olarak cezasını da Ak parti çekiyor.

3) İşe alımlarda kriter getirilmeli: evli, askerliğini yapmış, çocuk sahibi, tahsil düzeyi… gibi şartlar konulabilir. Alım da şeffaf olmalı zerre kadar torpil ve rüşvet endişesi olmamalı.

4) Mahalle başkanları, Din görevlileri ve Muhtarlar aracılığıyla, hatta Okul müdürleri marifetiyle yardıma muhtaç fakirlerin apaçık tespit edilmeli ve hepsine gereken yardımın verilmeli,

5)Bu şehirde vatandaşların mutluluğuna endeksli çalışmayan bürokratları bir an evvel, jet hızıyla şehrimizden uzaklaştırılmalı,

6) Tüm evlerin kapısı çalınıp geçlerimizin sayı, tahsil, medeni durumunun tespitinin yapılması ve ona göre proje yapılarak bir aktivasyonun oluşturulması,

7)Diyarbakır Din Hizmetleri Yüksek İstişare Kurulu kurularak; il valisi, il müftüsü, ilahiyat dekanı, medrese temsilcileri, ilgili STK başkanları ile rutin aralıklarla bir araya gelip, durum değerlendirmesi yapılmalı.

Daha fazla çalışmalar yazılabilir, yapılabilir ama bu gün bu kadarıyla yetinelim.

İl Başkanımız Mehmet Şerif aydın’a sesleniyorum. İktidar partinin il başkanı olmak ateşten gömlektir talip oldunuz, giydiyseniz hakkını vermeniz lazım. Yoksa dünya da ahrette de vebalınız ağır olur.

Ak parti, ister istemez fiili olarak referansını İslam’dan alan bir partidir. Başarılı olması için de kalbi, kavli, fiili dualarımızla destek veriyoruz. Birileri size gölge olmasın derim.

Selam ve dua ile.