Birkaç gündür yeni bir Kürt partisi oluşuyor diye bir söylenti oldu. Olabilir 9 partileri vardı bu da onuncu olur. İmkanı olan parti vasıtasıyla konuşma imkanı bulur, bir de bu ittifakların gelmesiyle potansiyeline göre birkaç vekil de meclise gönderebilir. İşte görüyorsunuz BBP üç vekille mecliste temsil ediliyor.

Basına yansıyan şu 80 kişilik listenin 30.sırasında acizane bu kardeşinizin adı da vardı. Ben Ak parti üyesiyim ama Kürtler ile ilgili oluşan bir oluşumdan da bir umut görsem oraya da selam vermek durumundayım. Bu hem benim hakkım hem de vazifemdir. Malumunuz bir vatandaş aynı anda iki partiye üye olmaz. Listeye baktığınız zaman birçok partiden insanlar vardır. Dolayısıyla böyle bir listeden parti olmaz.

Yahya Munis Aydın kardeşimizle konuşmamız parti endeksli değildi. Bu liste paylaşılınca onu aramak durumunda kaldım. Dedi ki bu listeyi bir şekilde birileri basına sızdırmış olsa da bizim parti kurma bir durumumuz yoktur.

Bizim hedefimiz Kürt halkını Türk halkıyla tanıştırmak, var olan olumsuz algıyı ortadan kaldırmak, 16 ayrı komisyon altında Kürtleri organize ederek hak ve adalet kavramı gölgesine onları bir araya getirebilmektir, dedi.

Ayrıca bu listenin başında yer alan Yahya Munis Aydın liste ile ilgili Independet haber sitesine verdiği demeçte;

"Bu oluşum barışçıl yöntemlerle Türk hükümetinden ziyade etkin sivil kurumlarıyla Türk halkını muhatap alarak ve onlarla diyaloga geçerek, ölümlerin içinde olmadığı bir yöntemle Kürt sorunu çözüp, barışı sağlamayı, toplumu mutlu etmeyi hedeflemektedir. Oluşum dini, sosyalist, liberal veya demokrasi mücadelesi veren bir hareket olmadığı gibi, herhangi bir ideolojik hareket de değildir. Sadece Allah'ın doğuşta her insan ve topluma verdiği insani haklarını, mazlum ve mağdur Kürt milletinin de almasını amaçlayan bir harekettir" demiş.

Munis, açıklamanın devamında şunları söylemiş "Biz doğan güneşe bakıyoruz, kim iktidar ise yüzümüz ona dönüktür. Kürt halkının elinden alınmış insani ve İslami haklarının elde etmek için herkes ile pazarlık yapabiliriz. Biz bunun peşindeyiz. Muhatabımız hükümet değildir. Meclis'te 400 tane vekiliniz olsa da konu çözülmez çünkü önce Türk halkının bu işe rıza göstermesi gerekir. Bunun için önümüze üç plan ortaya koyduk. Birincisi kendi kendimizi idare etmek, ikincisi Erbil hükümetinin desteğini almak ve üçüncüsü de dini cemaatleri işin içine katarak çözüme katkı yapmalarını sağlamaktır.

Bu konuda Türkiye'deki birçok dini cemaat ve muhafazakar sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmelerimiz oldu. Onların bize söylediği “siz hazırlığı yapın, biz sizinle ittifak kurmaya hazırız" şeklinde beyanat vererek devamında  "AK Parti tüm partilerden daha iyidir, bunu bilmekte fayda var. Ancak AK Parti şu anda Kürtlerin haklarını destekleyecek bir pozisyonda değildir. Bu durumda bizim ne yapmamız gerekir, onları bizi destekleyecek bir pozisyona getirmemiz gerekir. İşte yapacağımız şeyde tam olarak budur. Önce halkı ikna edeceğiz o halk da hükümete çözümü dayatacak" diye konuştu.

"Kolektif akıl bu işi yönetecek ve çözecek"

"Biz Türk halkı ile yeni bir barış sürecini başlatacağız. Süreç hükümetle değil halk ile yürütülecek" diyen Munis, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Diyarbakır'da yüzbinlerin katılımıyla bir barış mitingi düzenlemeyi hedefliyoruz. Yüzbinleri bir araya getirme imkanımız var. Biz bu sorunu çözeceğiz, kimsenin kuşkusu olmasın. Bu kadar net konuşuyorum. Bunun ilhamını almışım. Kimsenin hayal etmeyeceği bir sürede biz bu işi çözeceğiz. Hem dünya hem Türk halkı hem de hükümet bunu bekliyor. Ben bu işin lideri değilim sadece kırtasiye sekreterliği yapıyorum. Burada bir kolektif akıl var. O kolektif akıl bu işi yönetecek ve çözecek.” Dedi.

Zaten ondan önce RÎYA RAST whatsapp grubunda Türkiye’de yaşayan tüm Kürt’ler için “Kürt ulusal sorunlarını araştırma, strateji belirleme ve çözüm merkezi” adıyla bir platform oluşturmamız gerektiğini yazmıştı.

Bu kadar stratejik bir akıl ve bu akla destek veren bir kadroya parti kurmak küçük kalmaz mı? Önemli olan birkaç kişiyi vekil yapmak değildir, önemli olan hak ve adalet çerçevesinde Kürtlerin var olan sorunlarını dile getirip bir çare çözüm üretmektir.

Tabi böyle bir platform yararlıdır, başka başka hareket ve platformdan kişiler de bu platformun içinde yer alabilir. Onun için listeye bakarsanız birçok partiden isim var.

Şayet birilerinin beklentisi olan bir Kürt partisi de kurulursa;

Bu parti;

Laikliği savunmamalı,

İdeolojik olmamalı,

Gözü dışarıda hiç olmamalı,

Kürtlerin asgari düzeyde sorun ve sıkıntılarını dile getirecekse neden olmasın? Ama Savcı Sayan’ın kast ettiği o parti bu 80 kişilik isimlerin yere alacağı bir parti değildir. Bu saatten sonra üç beş vekil meclise göndermek için zamanımızı harcayamayız.

Haydi hayırlısı.