Kürt meselesi, sadece ülkemizin değil, bölgesel ve uluslararası bir mesele haline gelmiştir. Bunu çözebilmek için sadece güvenlikçi politikalar değil, çok yönlü politikalar geliştirmek ve uygulamak gerekir.
Hepimiz, her türlü şiddet, terör, savaş, bölünme, ayrışma ve ötekileştirmeye karşı olmalı, insanları yok etmeye değil yaşatmaya, düşman yapmaya değil, dost yapmaya, diyalog, uzlaşma ve siyaset alanını genişletmeye gayret etmeliyiz.
Biz yeni sınırların çizilmesini değil, aksine AB ülkeleri gibi komşu ülkelerle sınırların kaldırılmasından yanayız. Bölünmek ve küçülmekle güç kaybedeceğimizi, emperyalist ülkelere kolay lokma haline geleceğimizi görmek zorundayız. Ülkemizin bütünlüğü, hak, hukuk ve adalet çerçevesinde, eşit yurttaşlar olarak, daha güçlü, adil ve yaşanabilir bir Türkiye için çalışmalıyız.
Bunun için de, meseleye öncelikle zihniyet değişikliğiyle başlamak gerekir. Bakış ve teşhisimiz değişmediği sürece, bu meseleyi çözemeyiz. Bugüne kadar çözülmediği gibi.
Zihniyet değişikliğine, inanç değerlerimizden aldığımız emirler ve uluslararası temel insan hakları olarak kabul görmüş maddelere göre meseleyi ele almakla başlamalıyız.
Yalnız işin garip tarafı, “Kürt, Kürtlerin Hakkı veya Kürt meselesi” denilince akla, “ Sanki ırkçılık yapılıyor ve savunuluyormuş gibi bir inanç var” Bu tamamıyla yanlıştır. Çünkü inkar ve asimile edilen Kürt halkıdır. “Ben varım” diyen bir halk, ırkçılık yapmış olmaz, aksine Kürt halkını inkar ve asimilasyona tabi tutanlar ırkçılık yapmış olur. Zihniyet değişikliğiyle beraber, bu yanlış anlayışın da düzeltilmesi gerekir.
Allah (cc)
“Göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için elbette ibretler vardır.” (Rum 22)
“Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık. Soyunuz sopunuzla birbirinize karşı övünesiniz diye değil, birbirinizi tanıyıp kaynaşasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah katında en şerefliniz, Allah’a karşı saygısı, korkusu ve O’nun yasaklarından kaçınıp emirlerine itaati en yüksek olanınızdır. Hiç şüphesiz Allah, her şeyi hakkiyle bilir, her şeyden haberdârdır” (Hucurat 13)
Ayeti Kerimelerde belirtildiği gibi, bütün ırklar gibi, Kürt halkı dili ve ırkıyla ayrı ve müstakil bir halktır. Bunu inkar ve yok görmek, ya da herhangi bir ırkı, diğer ırklardan üstün görmek ayetlerle çelişmektir.
“Ey insanlar! Şunu iyi bilin ki, Rabbiniz birdir, atanız da birdir. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap’a; beyazın siyaha, siyahın beyaza takva dışında bir üstünlüğü yoktur...” (İbn Hanbel, 5/411)
Cübeyr b. Mut'im'den nakledildiğine göre, Resülullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Irkçılığa çağıran bizden değildir. Irkçılık davası uğruna savaşan bizden değildir. Irkçılık davası uğruna ölen bizden değildir. " (Ebu Davud, Edeb, 111-112)
Ayeti kerimeler ve hadisi şeriflerden açık bir şekilde anlaşıldığı gibi, hiç kimse ırkını, rengini, anne ve babasını seçemediği için, hiç kimse başka bir kimseden, hiçbir ırk başka bir ırktan üstün veya daha fazla bir hakka sahip değildir.
Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme
21 Aralık 1965 tarih ve 2106 (XX) sayılı BM Genel Kurul kararı uyarınca kabul edilerek imza ve onaya açılmıştır. 19. madde uyarınca, 4 Ocak 1969 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
TBMM Kabul Tarihi: 3.4.2002 / Kanun No. 4750 / Resmi Gazete Tarihi: 9.04.2002
Sözleşmeye Taraf Devletler,
“Birleşmiş Milletler Şartı’nın tüm insanların onur ve eşitlik ilkelerine dayandığı ve tüm üye devletlerin, birlikte veya ayrı olarak, Teşkilâtla işbirliği halinde, Birleşmiş Milletler’in amaçlarından biri olan herkesin evrensel insan haklarına ve temel özgürlüklerine, ırk, cinsiyet, dil veya din ayrımı yapılmaksızın saygı gösterilmesinin geliştirilmesi ve desteklenmesi doğrultusunda faaliyette bulunmayı taahhüt eder,
“İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin bütün insanların özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğduklarını ve herkesin, hiçbir ayrım ve özellikle ırk, renk ve ulusal köken ayrımı yapılmaksızın, burada kayıtlı haklardan ve özgürlüklerden yararlanacaklarını ilan eder.”
İnanç değerlerimiz, uluslararası sözleşmeler ve yine temel bir prensibimiz olan; “kendisi için istediğini başkası için de istemek, kendisine yapılmasını istemediğini başkasına yapmama" ilkesini benimser, samimi olarak bu meseleye yaklaşırsa çok daha kolay çözüldüğünü göreceğiz.
Terör bahanesiyle herhangi bir hak verilmemezlik yapılmamalı, insan hakları ve özgürlükleri adalet gereği, herhangi bir kesimle pazarlık konusu yapılmamalı veya herhangi bir şarta bağlanmamalıdır. Bu meselenin muhatabı millettir ve TBMM’dir.
Özetle, şu beş madde yerine gelirse, Türkiye için, Kürt meselesinin çözümü kolaylaşacak, hatta bitecek diyebilirim:
• Doğuştan gelen haklar ve uluslararası insan hakları gereği; Anadilde eğitimin, öğretim ve kullanılmasının anayasal güvence altına alınması,
• Kürtçenin ikinci resmi dil olarak kabul edilmesi. Ki, 2’den fazla resmi dil kullanan birçok ülke var.
• Kürt Kimliğinin tanınması: İnkar ve asimilasyon politikalarından vaz geçilmesi. Kendini Kürt olarak tanımlamak isteyene, o hak, verilmeli. Farklılıklar zenginliktir, ayrışma ve bölünme sebebi değildir. Osmanlı Devleti, ırk, din ve dil farklılıklarıyla beraber yüz yıllarca hüküm sürmedi mi? Ne zaman ki, milliyetçi ve ulusalcılık fikirler öne çıkıp, hakim olunca, dağılma süreci de hız kazanmıştır. Dolaysıyla herkesi, kendi ırk, inanç ve diliyle kabul etmek” dağılma veya bölünmeyi değil, aksine birlik beraberliği daha güçlü hale getirir.
• Türkiye, sınırları dışındaki Türkmenlere yaklaştığı gibi, sınırları dışındaki Kürtlere de yaklaşması.
“Farklılıkları kabul etmek, milliyetçi, güvenlikçi, inkar ve asimilasyon politikalarından vazgeçmek, içerde eşit vatandaş ve Türkiye sınırlarının dışındaki Kürtleri de kucaklamak” şeklindeki barışçıl yaklaşımlar, bölünmeyi değil, aksine gönüllü birlikteliği daha çok güçlendirecektir.
• PKK’nin her türlü şiddet saldırılarından vazgeçmesi ve silah bırakması; dediğimiz gibi bu maddeler, meselenin çözümünü ve bitmesini kolaylaştıracaktır.
Ayrıca Bölgesel barışın sağlanması: Türkiye, İran, Irak, Suriye, Erbil ve diğer Kürt aşiretlerinin bir araya gelmesi, hak ve adalet ekseninde çözüm üretmesine bağlıdır.
Vesselam.
mercurecasino poker siteleri slot oyna oleybet
slot siteleri canlı bahis siteleri http://www.tedxmadrid.com/ casino siteleri
başakşehir escort ikitelli escort güneşli escort kayaşehir escort bağcılar escort esenler escort eyüp escort güneşli escort kumburgaz escort topkapı escort
gaziantep escortgaziantep rus escort gaziantep escortseks hikayeleri