28 Mayıs Pazar günü yapılan seçimle Sayın Erdoğan tekrar Cumhurbaşkanı seçildi. Tartışılan çok yönü de olsa da, seçim yapıldı ve bitti. Allah’tan seçim sonucunu ülkemiz ve milletimiz için hayra tebdil etmesini diliyorum. Yeni dönemde, Erdoğan’ın sadece Cumhur İttifakının değil, oy vermeyenler dahil, bütün Milletin Cumhurbaşkanı olmasını, kullandığı dil ve üslubun daha birleştirici ve kucaklayıcı olmasını temenni ediyorum.
Seçim süreci boyunca iktidar, güreşi minderin dışına taşımaya çalışan, kaçak güreşçi gibi, hayat pahalılığı, işsizlik ve sefalet gibi ülkenin ve vatandaşın gerçek gündemi yerine, güvenlik, terör, dış mihraklar, din, ezan ve milliyetçilik gibi argümanlar üzerinden kutuplaştırma ve ayrıştırma politikasıyla vatandaşın milli ve manevi duygularına hitap etmiş, vatandaşlarımızda yaşadığı gerçekler yerine, oluşturulan bu algılara göre, biraz daha duygusal davranarak, karar vermiştir. AKP’nin her seçimde uyguladığı bu politikasında, bir kez daha başarılı oluğunu görüyoruz.
Ben şahsen, tekrar seçilmiş ve son dönemi olması nedeniyle, adil olmayan, yalan, iftira ve kırıcı konuşmaların olduğu bu seçim sürecinde Sayın Erdoğan’dan “bu seçimin geride kaldığını, yeni beyaz bir sayfa açtığını, kendisine oy vermemiş 25 milyon vatandaşa da güven verecek, bir konuşma yapmasını, hatta ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntıları elbirliği ile çözmek için başta Sayın Kılıçdaroğlu olmak üzere diğer Siyasi Parti lider ve uzman kadrolarıyla zaman zaman istişare yapacağını söylemesini, artık yeni bir dil ve üslup kullanmasını bekliyordum. Ama maalesef ilk gece hem Kısıklı’da, hem Beştepe’de yaptığı konuşmada olsun ve daha sonraki konuşmalarında olsun bugüne kadar olan üslubundan vazgeçmeyeceğini gösterdi. Çünkü bu üslubun takdir gördüğünü ve oya yansıdığını görüyor.
Hele ortağı Bahçeli’nin yaptığı seçim değerlendirmesi kin, nefret ve hakaret dolu, facia bir konuşma. Ama ne yazık ki bu dil ve üslup oy alabiliyor!
Bu yazdıklarımızdan bir kişiye ve milletimizin iradesine karşı olduğumuz anlaşılmasın, elbette vatandaşımız, iradesini nasıl ve kimden yana ortaya koyarsa koysun, saygı duyuyor ve başımızın üzerinde yeri vardır. Bu değerlendirmedeki kastımız, “mevcut sistem, siyasi politikalar, icraatlar ve zihniyettir.”
Netice olarak, hak ve adaletten yana olanlar, umutsuzluğa kapılmadan, hak, hukuk, adalet, insan hakları ve özgürlükleri, eşitlik, barış, huzur, liyakat, istişare, adil paylaşım, üretim ve istihdamın olduğu, Yaşanabilir bir Türkiye ve Dünya için, çalışmaya devam etmelidir.
Dilek ve temennimiz, Yaşanabilir Bir Türkiye için; mevcut iktidarın, muhalefet partileri, akademisyen, odalar ve ilgili uzman kişilerden de fikir alarak, atacakları adımlarda belirleyeceği yeni politikalarda ve yazımızda dile getirdiğimiz eksikliklerin giderilmesi için, gayret göstermesi ve adımlar atmasıdır.
Vatandaşlar olarak hepimizin görevi, yöneticilerin yanlışlarını ikaz etmek ve doğrularını takdir etmektir. Bu vesileyle, Ayasofya, başörtüsü, yol, köprü, Togg, Siha ve diğer yerli üretimler için, iktidarın katkılarını takdir ediyoruz.
Bizim istek ve derdimiz, birlik, beraberlik ve kardeşlik duyguları içinde, bu seçimi 86 Milyon olarak, “ben, biz, hepimiz kazandık” diye, dedirtebilmektir.
Vesselam.
başakşehir escort,ikitelli escort,güneşli escort,kayaşehir escort,bağcılar escort,esenler escort,eyüp escort,güneşli escort,kumburgaz escort,topkapı escort