İnsanlık, neredeyse bir yıldır çağın en büyük felaketi ve hastalığı olan Yeni Tip Koronavirüs salgını ile pençeleşiyor. Tüm dünyayı etkisi altına alan salgına karşı tıp dünyası da çaresizliğini yenebilmiş değil. Bir çok ülkede aşı çalışması var ama bu konuda somutlaşmış bir tablo ortada yok. Bilimsel çalışmaların ne zaman sonuç vereceğini kestirmek oldukça zor. Tarihte bir çok salgın yaşanmış, insanlık adeta kırımdan geçmiş,zamanla bu hastalıklar etkisini kaybederek sıradan virüsler haline gelmiştir. Ne var ki bu hastalık öyle bir hastalık gibi durmuyor. Bir çok ezberi bozan bir virüsle karşı karşıyayız. Önce sıcaklık tezini çürüttü, sonra belirtileri değişmeye başladı. Bir çok insanda farklı şekilde kendisini hissettiriyor.
Bunlar işin bilimsel yönleri, bizler de bilim adamı olmadığımıza göre bu işi bilim adamlarına bırakarak asıl konumuza gelelim. Aşı bulunamadığına ve bilimsel bir çözüm üretilemediğine göre elimizdeki tedbirlere bakalım. Bilim adamları aylardır uyarıyor ;maske,sosyal mesafe ve temizlik. Her üç etken de birbirini destekliyor ve hayati önem taşıyor. Başta alışmak elbette zordu ama aradan geçen aylara rağmen biz hala bu üç kuralı hayatımızın bir parçası haline getirmediysek demek ki bizde bir sorun. Devletin alması gereken önlemleri, eksiklerini bilahara tartışabiliriz, eleştirebiliriz. Ancak burada asıl ev ödevi vatandaşa yani bizlere düşmekte. Sonuçta söz konusu olan kendi hayatımız. Uyulması gereken önlemler de deveye hendek atlatma misali değil. Herkes çok rahatlıkla uygulayabilir. Dikkatimi çeken en önemli husus vatandaşlarımızın çevrede yaşanan onca ölüm ve ağır vakaya rağmen vurdumduymaz şekilde davranması, olayın ciddiyetini halen anlayamamış olması. Ölümden ötesi yok ama biz ölümlerden de ders almıyoruz. Hem kendimize hem çevremizdeki insanlara yazık ediyoruz. Hem dini hem insani ve vicdani bakımdan vebal altına giriyoruz. Tedbirlere uymayarak Allahın bize bahşettiği canın ve başka insanların hakkına giriyoruz.
Tabi bir de işin sosyo ekonomik boyutu var. Geçim derdi burada da ön plana çıkıyor. Herkes çalışmadan hayatını kazanacak kadar şanslı değil. İşyerlerinin kapalı olduğu 2-3 aylık dönemde yaşanan sıkıntılara hep beraber şahit olduk. Koronavirüs testi pozitif çıkan ya da ailesinden birilerinde bu hastalık olduğu için karantina sürecinde olması gereken insanlar ki bunların içinde ekonomik zorluklar yaşayan insanlar var. Çalışmadığı takdirde ailesi ekonomik zorluklar yaşayacak olan bir çok insan olduğunu biliyoruz. Üzülerek okuyoruz, duyuyoruz ya da görüyoruz ki test sonucu pozitif olduğu halde dışarıda olanlar insanlar söz konusu. Sorumsuzca hareket ederek kendisini ve başka insanları tehlikeye atanları bu işin dışında tutuyorum. Ama gerçekten ekonomik zorluklar yaşayanlar var. Bunlar için devlet ekonomik tedbirler almalıdır. Bazı belediyeler kısmen bunu yapıyor ama yeterli değil. Bu durum devlet politikası haline gelmelidir. Devletin ilgili kurumları, karantinada kalması gereken insanların ekonomik durumlarını tespit ederek gerekli gıda ve diğer yardımları karşılarsa bu süreç çok daha sağlıklı şekilde yürür, hastalığa karşı elde edilen başarı yüzdesi de yükselmiş olur. Böylece kimsenin “çalışmazsam ailem aç kalır” mazereti kalmayacak. Devlet bu işi pek ala güzel bir şekilde yapabilir. Kurumların ve mülki idarelerin ellerini taşın altına koyması lazım. Kovid-19 ile mücadele milli bir mücadeledir diyorsak işin bu tarafını hesaba katmak zorundayız.
başakşehir escort ,ikitelli escort ,güneşli escort ,kayaşehir escort ,bağcılar escort ,esenler escort ,eyüp escort ,güneşli escort ,kumburgaz escort ,topkapı escort