Sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle garip bir toplum haline geldik. Bu sayede insanların iki ayrı yüzü ile karşı karşıya kalıyoruz. Sosyal medya paylaşımlarına bakarsak herkes dürüstlük abidesi, melek, sütten çıkmış ak kaşık. Ne yazık ki gerçek hayattaki kişilik ve karakterler çok farklı. Sosyal medyadaki paylaşımlarına karşı gerçek hayatta samimiyet testinden geçemeyen o kadar çok yüz var ki. Bazen yapılan paylaşımlara bakınca hayretler içerisinde kalmıyor değiliz. Kimi zaman “acaba biz mi yanlış tanımışız?” diye aklımızda soru işaretleri de oluşuyor. Fakat gerçekler sosyal medyadaki yaldızlı ve sihirli sözler gibi değil.

Siyasilere ve yetkili pozisyonundaki şahsiyetlere yönelik övgü veya eleştiriler. Bunu yaparken gerçekten inandığımız için mi yazıyoruz yoksa m işimize geldiği için gerçeklerin üzerini menfaat perdesiyle kapatmaya mı çalışıyoruz?.

Mesela bir kurum müdürünü “israf ve talan yapılıyor” diye eleştirenler o haram kazançtan bir parça kendilerine verilse gerçekten bu eleştirileri yaparlar mı? Bu sefer “adam gibi adamdır” sözünü okumayacağımızın garantisi var mı?.

Ya da tersini düşünelim. Öve öve bitiremediğiniz bir kurum müdürü sizin menfaatinizle ters düşen iş ve eylemde bulunursa, bunu kanunlara uygun da yapsa dönüp ona aynı kelimeleri yine söyleyebilecek misiniz?” Doğrusu yaptı, hak ve adaletten taviz vermedi?” diye bilecek misiniz?

Bence bunların hiç birini yapmazsınız. Çünkü bizler de sizler de aslında kendinizi çok iyi tanıyorsunuz ama egonuz, menfaat sarmalına dönüşen karakteriniz buna izin vermez. Size menfaat sağlayanı yanlış ve haksız da olsa sonuna kadar savunur, sizinle ters düşeni haklı da olsa yerin dibine batıracak kadar kara çalarsınız. İnsanoğlunun fıtratında bencillik vardır. Günümüzdeki sosyal medya kalemşörlerinde ise bu tavan yapmış durumda. Bu yüzden kimi insanların sosyal medyada yazdıklarına şüphe ile bakıyoruz. “Acaba?” diyerek enine boyuna sorguluyoruz bu samimiyetten uzak sözleri.

Bir yazı yazarken bir duruşunuz olsun. Duruşu olmayan insan her zaman herkesin önünde esas duruşta durur.

Rahmetli Kemal Sunal’ın meşhur bir sözü ile yazımızı noktalayalım ;

 “Hiçbir şeyden çekmedik, namuslu gibi görünen namussuzlardan çektiğimiz kadar.”

Biz önce kendimizi düzeltelim, çeki düzen verelim. O vakit toplum da toplumu yönetenler de haliyle düzelir.