Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
Bir 24 Temmuz Daha...
Tarih: 24-07-2024 00:03:00 Güncelleme: 24-07-2024 00:03:00


 

Sansürün Kaldırılışının Yıldönümü

Bugün, basın tarihimizde sansürün kaldırılışının ve Basın Bayramı'nın yıldönümü. Ancak dünyada gazeteciler hala göz göre göre vuruluyor, sımsıcak kanları toprakla buluşuyor her gün. Bu gazeteciler neden savaş meydanlarında? Gazeteciler Günü imiş ve bayramı... Medya sektöründe günü kutlayan kutlayana. Basın kamu görevi yürütmektedir ve basının özgür olması gerektiğini daima belirtiriz. Devlet desteğini arkasında hissetmemesi, yedeğinde bulundurmaması gerekiyor basının. Bugün dünyada özgür bir basın var mı? Basın, gazetecilik bir yerlere bağlıdır, göbeğinden. Bir yerlerden destek almıyorsa o gazete kolay kolay ayakta durmaz. Verilen reklamlar dahi gazetelerin gidişatına ve özeline bağlı durum arz eder.

Basının Dönüşümü ve Bugünkü Durumu

Gazetecilik, öncesinde fikrî duruşu belli olsa dahi haberin doğruluğu sebebiyle okunurdu. Son dönemde sadece partilerin çığırtkanlığı... Dünyada basın özgürmüş... İnanmak için aklın sınırlarını zorluyorum. İnanmayı çok istiyorum, bu geçiyor içimden. Keşke kalbimi ve aklımı ikna etseydim. Olmuyor, iki gözüm, olmuyor.

Her şeyin gazetesi çıktı basın dünyamızda. Kim düşünürdü günlük spor gazetesini? Kim hayal ederdi günlük karikatür gazetesini? Kim hayaline sığdırırdı, çarşaf çarşaf fotoğraflar için alınacak gazeteleri? Her meslek dalının aylık hatta haftalık gazetesi olabilir. Dergilerde durum aynı. Adamlar, iki-üç aylık dergiden aylık dergiye döndü. Bu hızlarını kesmedi, haftalık dergiler yayınladı. Modadan spora, müzikten eğlenceye, zıpırlıktan şeytanlığa...

Haber mi, Magazin mi?

"Haber" denilene magazin, hedeflenen kitleye esaret, düşünülen hedefe gaye bakanlar televizyonlarda arz-ı endam etti. Özgür Gazeteciler Günü imiş. Haftası olsa ne olur? Habercilikte çalışanın geçimi söz konusu mu? Kirasını ödeyebiliyor mu? Can ve mal güvenliği var mı? Bir de gazeteci, hakikatten haberci mi? Beynin her kıvrımında insanı cinnete davet eden düşünceler...

Gazetecilikte Özgürlük ve Birlik

Bu gün Özgür Gazeteciler Günü imiş. Gazeteciler, birlik ve beraberlik içinde olmalı imiş. Derneklerle vakıflar var imiş. Konfederasyonlar, cemiyetler, gözünü sevdiğim ülkemde neler yok ki! Bu şehirde gazeteciler, bir pavyon sahibinin gazete çıkardığını biliyor mu? Diğer kimi gazetelerden bahsetmeye gerek yok, doğrusu. Bu gün Özgür Gazeteciler Günü imiş. Sevsinler, gününüzü.

İdeolojik Bağlantılar ve Taraflı Yayınlar

Biz, istediğiniz gibi gazeteci değiliz. Ne Soros, ne Morisson, ne Localar, ne Laikuslar, ne LGBTİ, ne Sabatayist, ne Siyonist, ne Evangelist... Tevhide sırt çeviren Özgür Basın, seküler çizgide. Bugün Filistin'de yüzün üzerinde gazetecinin öldürülmesinin hüznü içinde yaşamaktayız. Sadece gazeteciler mi? Otuz Dokuz bin insanı görmezden gelenler kim? Basın mesleğinin yüz karası kuklalar, oynatıcılarının direktiflerine duyarlı antenleriyle isteneni gerçekleştirmek için çabalayıp durur. Bunlar, görevlerini yapmadığı zaman bir hamamböceği gibi ezileceklerinin farkında. Haberciliği yaparken gazetecinin başkalarının hakkına saygı duyması gerekiyor.

Gazetecilik Mesleğinin Zorlukları

Bugün Türkiye'de her konuda hükümet düzenleme yapar. Basın ile ilgili hiçbir düzenleme yapılmadı, istenenlerden. Basının saygınlığının bittiği bir dönemde basına saygı kazandırmak için her bölgeden birer gazetecinin olması gerekir. Birilerinin ortaya çıkması gerekiyor, bildiğiniz. Gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’na acilen ihtiyaç duyulmaktadır. “Gazeteciyim” diyerek mesleğe başlayabilmek cesaret ister. Oysa gazetecilik/habercilik, özel eğitim gerektiren bir meslektir. Basın mesleğini her türlü istismara açık hale getirmekte olanlar bilinir.

Tarihsel Perspektif ve Bugün

Tek parti döneminin sesi Cumhuriyet'in manşetleri her zaman belli. Kalkıp Ulus Gazetesi'nden bahsetmeyelim. Türkiye'de basın, sağ ve sol partilerin sesidir. Ortada iktidar kim ise renksiz davrananlar belli. İdeolojik gazetecilik, sol ve milliyetçi özellik taşır. Ulusalcılık, sol-Kemalist düşüncede farklıdır. Sağdan uzak olmayan, kendisini muhafazakâr-İslamcı çizgide konumlandıran, çoğunlukla kimi sermayeden yoksun olanlar, rotayı muhafaza edemeyince teslim oluyor. Bizde her partinin mutlaka belirgin bir gazetesi olmuştur, kimse inkâra kalkışmasın. İsmet İnönü'nün damadı Metin Toker, Akis dergisi ve günlük gazete yazılarıyla bilinmez mi? CHP'nin her zaman gazeteleri ve dergileri olmuştur, olacaktır. Demokrat Parti aynı şekilde dergileri ve gazeteleri desteksiz bırakmamıştır.

Tehdit ve Şantaj Aracı Olarak Gazetecilik

İki parti arasında kimi muhafazakâr çevreler, cemaat ve parti taassubundan kurtulmamış, gazeteden çok dergi yayıncılığı ile kitapçılığa yönelmiş. Günümüzde daha da üzücüsü habercilik, tehdit ve şantaj aracı olarak kullanılmaktadır. Buna dünün gazeteleriyle dergileri ışık tutuyor, arşivlere ulaşım zor değil. Ne yazık ki bu tür insanları basın mesleğinden uzaklaştıracak herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bir zaman "Basın Konseyi" adı altında ortaya çıkanlar, kendilerini mutlak söz sahibi bilmiştir. İsteyen CHP Milletvekili Oktay Ekşi'yi soruştursun. Anadolu'da Bâb-ı Âlî'den uzak düşenler, kendilerince bölge ve ülke genelinde cemiyetlerle vakıflar, konfederasyonlarla federasyonlar kurmuşlar. İsteyen istediğine ödül verip durur. Bazen ödül vermek için aranan isimler zor bulunur, kimi yarışmalarda. Yılın enlerinde kim organizasyona maddî imkân sağlarsa yılın iş adamı olur, yazarı seçilir, politikacısı ilan edilir...

Basın Ekonomisi ve Yerel Gazetelerin Durumu

Sanırız, kimi basın kuruluşlarında durum benzer özellikler taşıma ihtimalinden uzak değildir. Kimi yazarlara ve şairlere verilen yılın ödülleri gibi, magazinci gazetecilerin(?) verdiği sinema, tiyatro, TV programı misali. Son dönemde ülkemizde yaşanan yüksek enflasyon nedeniyle, diğer sektörlerde olduğu gibi; gelişmiş demokratik sistemin vazgeçilmez unsuru olan basın sektörü tarihin en zor ekonomik krizlerinden birisini yaşanmaktadır. Yerel gazeteler yaşam savaşı vermektedir.

Her yıl açıklanan endekse göre Türkiye 2010 yılında 138, 2015'te 149, 2020'de 154'üncülüğe gerilemiştir. Bu gerilemede haberciliğe dönük "yoğun ve çeşitli baskılar" etkili oldu. Tamam, bunlar doğru da dünyada Özgür Gazeteciler Günü'nün sürdürücüsü olan batılılar, yüzyılın katliamı, soykırımına ne der, durur? Bu ülkede Bulvar, Meydan, Şey, Tan gibi gazeteler çıkaranlar kimdi? Bugün sermaye grupları hangi gazeteleri destekliyor? Gazetelerin tirajına baktığımızda kaç gazete okuru olduğu ortadadır. Gazeteciler, birer televizyon yorumcusu olmuş. Ben, bu sebeple Özgür Gazeteciler Günü'nü kutlamaktan uzağım, gazete olarak bu güne yakın değiliz.

 



Bu yazı 517 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI