Bugun...


Ali LALE

facebook-paylas
SEÇİM TAHLİLİ VE AK PARTİ
Tarih: 02-04-2024 00:01:00 Güncelleme: 02-04-2024 00:01:00


 

   31 Mart 2024 Mahalli idareler seçimi ülkemize ve milletimize hayırlı olması dileğiyle yazıma başlıyorum. Bu yazım bir seçim tahlilidir. Eğilip bükülmeden dostdoğru objektif bir yazı olacaktır. Her şeyden önce seçim demokratik bir ortamda gerçekleştirilmesi demokrasimizin geliştiğinin bir göstergesi ve kazanımıdır.  Olaya kazanan kaybeden değil de demokrasinin bir kazanımı olarak görmeliyiz. Bu konuda liderler konuşmalarında demokrasiyi ön plana aldılar ve halkın tercihlerine saygı gösterdiler. Güzel bir demokrasi örneğini sergilediler.

  Bu seçimde demokrasimiz kazandı. Halkımız bu demokratik seçimle bazı partileri uyarmak zorunda kaldı. Başta birkaç defa dedik ya bu seçimde demokrasi kazandı.  Eğer partiler; bu seçim sonucunda halkın demokratik tercihi doğrultusunda verdiği dersi, hangi parti üzerinde daha fazla kafa yorarsa ve kendine ders çıkarırsa o bu seçimin gerçek galibi olacaktır. Siyasi örgüt halkın istek ve arzularını dikkate alarak kendine yol haritasını en iyi bir şekilde belirleyebiliyorsa ve dersini samimi ve candan çalışabiliyorsa, seçimde kaybetse bile kazanan parti olur

       Halk burada birini uyarırken diğeri de ben kazandım havasına girerse seçimin kaybedeni olur. Neden derseniz? Oy artıran parti eğer oy kaybeden partinin gidişatını tahlil etmez ve bundan kendine ders çıkarmazsa kazanmış olamaz. Yanı bu seçimde kazanmış gibi görünen parti aslında kaybetmeye moduna girmiş bir parti olacaktır.  Yazımızla genel bir çerçeve çizdikten sonra şimdi oyunu düşüren iktidar partisini ele alalım. 

 İktidar Partisi 22 yıldır, oturaklı, sistemli ve mükemmel bir ekonomik programıyla ülkeyi buluşturamadı. Sürekli değişen biri diğerini tutmayan programlar uygulandı. Halkın lidere duyduğu sonsuz güven nedeniyle sürekli bir ümit ve ümit nedeniyle iktidarın devam etmesini istediler. Ancak öyle bir duruma gelindi ki halkın sesini ve tercihlerini duymazdan gelmeye başladılar. Diğer taraftan ekonomiyi krizden çıkartmak için hükümet nezdinde tasarruf programlarını uygulayamadılar. İsraf artarak devam ederken halkın iktidara olan güveni tükeniyordu. Bu arada enflasyon 100 basamaklarını tırmanıyordu. Sabit gelirlerinin alım gücü gittikçe azalıyordu.  Diğer taraftan belediyelerde araba furyası ve sefası sürüyordu. Memurla –memur emeklisine zamda ayrıma girerek emeklinin feryadını duymazlıktan gelindi. Çünkü 9 ay önce Cumhurbaşkanı altı bileşene karşı tek başına %52 üzerinde oy aldı. İşte bu kazanç gibi görünen bu oylar kaybı olarak bugün sandıklara yansıdı neden çünkü halkın sesine ve tercihini görmezden ve duymazdan geldiler. Diğer taraftan Milli Eğitim Bakanı hükümete en büyük darbeyi vurdu. Neden derseniz? Bununla ilgili yazdığım yazı tekrar buraya almak istiyorum. Dün sesimizi duymayan iktidar bugün duyacak, çünkü bir atasözümüz var “ Bir musibet bin nasihatten daha iyidir.”

25.03.2024 kaleme aldığı yazı

  MİLLİ EĞİTİM BAKANIN ERKEN ÖĞRETMEN ALIMININ YAPMAMASININ YANSIMALARI

Gençlerimiz 16 yılını eğitime verdikten sonra öğretmen olmak amacıyla kimi bir yıl kimi iki yıl, kimi de daha fazla KPSS giriş sınavlarına çalışarak sonucunda öğretmen olma gayesi ve ümidi içinde belirsiz bir tarihi beklemektedirler. Buda gençlerimizi karamsarlığa ve hayal kırıklığına uğratmaktadır. Bugün öğretmenlerimizin devletten beklentisi bu belirsizlik girdabından kurtarılması için bir an önce alım tarihi ve sayısını belirtilme isteğidir. Bu gençler bizim gençlerimizdir. Öğretmen alımların tarihi ve sayısı belli olmadığından dolayı ülkeye hizmet edecek ve pırıl pırıl olan gençlerimizin psikolojisi üzerine tahribat ve olumsuzluklara sebebiyet vermektedir. Milli Eğitim Bakanı bu öğretmenlerimizin sesine neden kulak vermiyor.? Erken bir tarihte alımlar belli etmiş olsalardı öğretmen olma vasfını kazanmış gençlerimiz de kendine göre bir yol haritasını belirlerdi. Kimi yeniden ücretli KPSS kurslarına katılarak daha büyük bir gayretle çalışmaya başlardı. Kimi de puanı iyi olduğundan devletinin adaletine güvenerek atamayı beklerdi. Kimi de puanı yetersiz olduğundan kendine başka bir yol haritasını belirlemeye çalışırdı. Çünkü bu gençlerimiz bir an önce ekonomik özgürlüğünü kazanma peşinde,   önce kendilerine sonra ailesine, sonra milletine faydalı birer birey olma heyecanını yüreklerinden taşımaktadırlar. Diğer bakanlıklarda mülakatsız atamalar yapılırken ve kul hakkına girilmezken, Öğretmene Türkiye genelinde; ihtiyaç olmasına rağmen Milli Eğitim Bakanı neyi bekliyor? Bu gençlerimizin sesini neden duymuyor. Ayrıca normal zamanında belirtilmiş olsaydı. Bu yıl yapılacak yerel seçimlerde de Ak Partiye seçimlerde olumlu bir şekilde yansıyacaktı. Yoksa Bakanımızın bir seçim derdi yok mu? Olmuş olsaydı. Öğretmenlerimizin feryatlarını duymuş olacaktı ve kulaklarını tıkamayacaktı. hem de doğal olarak hükümetin yerel seçimde elini otomatik olarak güçlendirecekti. Onu da Bakanın düşünmesi lazımdı. Reis her gün İl, il dolaşarak seçim çalışmalarına ara vermeden insanüstü bir çalışma sergilerken, halka yaptıkları konuşmalarda; yaptıkları hizmetleri, yapacaklarının teminatıdır. Yaptığı hizmetlerinin projelerini anlatmakta geri durmazken, Milli Eğitim Bakanı gençlerimizin sorunlarını dert etmiyorsa hiç olmazsa, seçim çalışmalarından dolayı durup dinlenmeyen, Reise katkı olsun diye öğretmen atamalarında alım sayısını ve takvimini erken belirtmeliydi. Diğer taraftan da öğretmenlerimizi de bu belirsizlik bekleyişin sıkıntısından kurtarılmış olacaktı. Bu siyasi bir seçim rantı değildir, zamanı gelip geçen bir alımın tarihini ve sayısını belirtmektir. Böylelikle öğretmenlerimizi bu belirsizlikten kurtarılmış olacaklardı. Neyi bekliyorsa onu da anlamış değiliz. Bu Türkiye halkının da gündemindedir.  

 Evet, iktidar partisinin Milli Eğitim Bakanı öğretmenlerin sesine kulaklarını tıkamasıyla sandığa eksi olarak yansımıştır.  

  Üçüncü bir kaybı de Gazze’de can pazarı yaşanırken hastaneler, ibadethaneler bombalanırken İsrail’le karşı ekonomik ambargo uygulanmaması elle tutulacak somut bir şey yapılmadığı için oy kaybına sebebiyet verilmişti. 

   Toparlarsak; işin ehline verilmemesi, ekonomik krizden kurtulmaması, denetimin yeterince yapılmaması, emekliye ve öğretmenlerin sesine kulaklarını tıkamaları ve israfın, torpilin ve adam kayırmanın yaygın hale gelmesi, Gazze ’için somut adımların atamaması halk demokratik hakkını sandıkta kullanarak bugünkü tabloyu ortaya çıkardı.

Ali LALE



Bu yazı 1564 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI