Eskiden zengin, fakir için vardı. Fakir de, zengin için… İkisi beraber, toplumun dengesini oluştururlardı. Şimdi ise terazinin bir kefesi tam dolu, diğeri ise tamamen boş… İki kesim arasındaki ufak-tefek arklar, çukurlar, dereler artık büyük bir okyanusa dönüşmüştür. Hâl böyle olunca da; sevgi, saygı, hoşgörü, samimiyet, muhabbet, dostluklar, arkadaşlıklar hatta akrabalıklar yok olmakta; kin, nefret, kıskançlık, hırçınlık, paranoya, egoizm ve despotizm tohumları filiz vermektedir. Belki, hâlen bazı değerlerimizi muhafaza edebilenlerimiz vardır ancak, böyle giderse; 15-20 yıl sonra tamamen monoton bir yaşam şekli ortaya çıkacaktır.
Bu konuda, 35-40 yıl önceki kırsal bölgelerimize gidip, irdeleme yapalım… O dönemlerde, zengin ile fakirin gereksinimleri arasında “dört başı mamur” bir fark bulunmamaktaydı. Biri ihtiyacını daha fazla karşılayabiliyor, öteki az ama; sonuçta yararlandıkları nimetler, araç-gereçler, yaşam kaliteleri hemen hemen aynıydı nasıl mı?...
1-) Zenginin iki katlı evi vardı; Fakirin ise bir kat lakin ikisinin de toprak ya da ahşaptandı.
2-) Zenginin, 15-20 yatağı vardı, onlarca misafir kaldırabilirdi; Fakir ise, iki veya üç yatağı ile misafirlerini ağırlayabiliyordu.
3-) Zengin, her gün ya da birkaç günde et yiyebiliyordu; Fakir, iki-üç ayda bir veya en kötü ihtimal yılda iki kez, dini bayramlarımızda bu ihtiyacını karşılayabiliyordu.
4-) Zenginin küheylan atları, yük beygirleri vardı; Fakirin, karakaçan eşeği bu günkü Mercedes ten önemliydi.
5-) Zengin, gabardin elbise giyerdi; Fakir de, basma ya da terilen.
6-) Zengin zekâtını verirdi; Fakir, aldığı zekâtlarla fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçlarını giderirdi.
Tabi, daha birçok örnek verebiliriz ancak; dikkat ederseniz, zengin ve fakir arasında, öyle; şaşalı, göz kamaştırıcı, ürkütücü bir fark yoktu. Nitekim zenginler mallarının zekâtlarını vererek de, dengeyi sağlamaya çalışırlardı.
Bu gün ise:
1-) Zenginin apartmanları, villaları var. Fakirin barınabilecek yuvası yok.
2-) Zengin her yıl, otomobilinin modelini yeniler. Fakirin, o eski karakaçanı bile yok. Zira motorlu taşıtlar onları çoktan emekliye ayırmış.
,3-) Zengin, misafirlerini artık evde değil; lüks otellerde, motellerde ağırlıyor. Fakiri ziyaret eden bile yok.
4-) Zengin modayı takip eder, markalı mağazalardan giyinir. Fakir eski basma elbiseye hasret…
5-) Zengin, parayı nereye yatıracağını, nasıl harcayacağını, bilmez. Fakir; eskiden aldığı zekâtları da bulamıyor.
6-) Zengin ile fakirin sofrasını mukayese etmek bir yana; Fakir, evine ekmek bile götüremiyor…
Muhterem dostlar, bir kez varoşlara inip, yaşayışlarını gözlemlerseniz, haklı olduğumu göreceksiniz. Dünyanın cazibesi gözlerimizi kamaştırmasın. Her fani gibi bir gün göçüp gideceğimizi, üç-beş metre beyaz kefen dışında, tüm mal varlığımızı, sevdiklerimizi bırakmak zorunda kalacağımızı hepimiz biliyoruz ama nefsimiz kabul etmiyor. Ölümden sonra da bize faydalı olacak en büyük servet; yetiştirebileceğimiz iyi evlatlar, insanlık yararına sunacağımız eserler ve arkamızdan; “Allah razı olsun” diyecek dostlar kazanabilmektir.
“At Ölür Meydan Kalır Yiğit Ölür Şan Kalır”
Ömür boyu; kardeşçe, sevgiyle ve saygıyla, dengeyi kaybetmeden bir arada yaşamak arzusuyla…
Hamdullah IŞIK / malabub@yaani.com
başakşehir escort,ikitelli escort,güneşli escort,kayaşehir escort,bağcılar escort,esenler escort,eyüp escort,güneşli escort,kumburgaz escort,topkapı escort
deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler
deneme bonusu bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler
halkalı escort,avrupa yakası escort,şişli escort,avcılar escort,esenyurt escort,beylikdüzü escort,mecidiyeköy escort,istanbul escort,şirinevler escort,avcılar escort