Teknolojik gelişmeler, hayatımızı çok kolaylaştırıyor. Ulaşımda, iletişimde, eğitimde, sağlıkta, muhasebatta, evde, işte, ekonomide kısaca her alanda teknolojik araçlardan yararlanıyoruz. Teknoloji hayatımızın vazgeçilmezi oldu ama hızına yetişemiyoruz. Bu gün aldığımız elektronik veya elektrikli bir ürün, bir yıl sonra demode olabiliyor. Zira bir üst modeli çıktığı zaman, birkaç ay önce revaçta olan marka/model eskimiş oluveriyor... En çok da bilgi işlemde bu trend hızla yükseliyor. En üst model ve en son teknoloji olarak aldığımız bilgisayar veya cep telefonu, çok kısa sürede geride kalabiliyor. Bu hıza yetişmek na-mümkündür…
Bu hızlı gelişim toplumun da dengesini bozuyor. İnsan ilişkileri gün geçtikçe zayıflıyor. 1970’li, 80’li yıllarda televizyon hayatımıza girince, dost ve akraba sohbetlerini öldürmüş, cemaat kavramını rafa kaldırmıştı. Daha televizyonlu yaşama adapte olamadan, bu kez bilgisayarlar, cep telefonları v.s. teknolojilerle tanışmaya başladık. -Peki kötü mü oldu?... Doğru kullanmayı bilirsek çok iyidir ama esiri olursak, teknoloji en büyük düşmanımızdır. Hele askeri alanda kullanılması insanlık için en büyük kötülüktür. Köroğlu bu zamanda yaşasaydı ne derdi acaba?... tek atımlık çakmaklı silah için; “silah icat oldu, mertlik bozuldu” diyor iken, acep bu günkü Nükleer Silahlara ne diyecekti?...
Askeri alan dışında teknolojinin hakkını yememek lazım. Özellikle de, Öğrenmede ve öğretmekte bilgi-işlemin büyük payı vardır. Kara tahtaların yerini alan Akıllı tahtalar, Barkovizyonlar ve dijital kitaplar ile, eğitim-öğretimde büyük bir devrim yaşanmaktadır. Ancak bu araçlar öğrencileri de, atalete sürüklemektedir. Yukarıda Köroğlu’nun silahla ilgili sözünden bahsetmiştim. Ben de diyorum ki; “bilgisayar icat oldu, AR-GE (araştırma-geliştirme) kayboldu…” Bizim dönemimizde bu saydıklarımın hiç biri yoktu. Öğretmen bizlere ödev verdiğinde, kütüphanelerden çıkmazdık. Saatlerce hatta günlerce konu araştırması yapardık. Şimdiki öğrenciler ise, ödevini Google’dan araştırıp, iki saniye içerisinde bulur. Beş saniye sonra da yazıcı ile kağıda döküp görevini tamamlıyor.Öğretmen’ler de, bu emeksiz, zahmetsiz ve faydasız çalışmayı kabul ediyor…
Hocalarımızdan ricamız; öğrencileri AR-GE’ ye teşvik ediniz. Emek verilmemiş, kaynağı ve doğruluğu tam olarak bilinmeyen çalışmaları getiren öğrenciye, ödevini yapmış olarak kabul etmeyiniz lütfen…
Bilgisayar girdi hayatımıza, ellerimiz kalemi tutamaz oldu
Her şeyi İnternetten öğrenir olduk, hafızamız bilgi çöplüğü oldu
Çocuk iken kitapları tarardık, şimdi Google rehberimiz oldu
Kitaplıklar köşede süs olarak durur, çekmeceler CD’lerle doldu...
Hamdullah IŞIK / malabub@yaani.com
başakşehir escort ,ikitelli escort ,güneşli escort ,kayaşehir escort ,bağcılar escort ,esenler escort ,eyüp escort ,güneşli escort ,kumburgaz escort ,topkapı escort