Diyar-ı Küfrü gezdim beldeler

Kaşaneler gördüm

Dolaştım mülkü islamı bütün

Viraneler gördüm

Cihan namındaki bir maktel-i

Ama yolum düştü

Binalar derler anda bir nice

Salhaneler gördüm…………...

1850 lerde Tanzimat Dönemi Osmanlıda yazdığı bu şiir ile dönemin sorunlarına parmak basan Ziya Paşa bu şiiri ile her dönemde zaman zaman hatırlanmakta ve güncelliğini korumaktadır.

Endülüs dönemi düşünür ve ilim adamlarından Muhyiddin İbnü-l Arabi ise Fususül –Hikem adlı eserinde Hikmet nedir diye sorulan soruya Tabiat ta her şeyin olması gerektiği yerde olması dolayısı ile her şeyin hakkının verilmesidir diye cevap verir…

Gel Gelelim Edebiyat ve Felsefenin körler ülkesindeki şaşılarla alakasına.. Malum, yaşadığımız ülke son 20 yıllık Ak Parti iktidarı ve Başkan Erdoğan ile tarihten gelen jeopolitik ve sosyal önemine binaen olması gereken onurlu ve büyük devlet olma şansını yakalamış ve bunu tüm engel ve emperyal dünyanın akıl almaz oyunlarına rağmen dimdik bir duruşla varoluş savaşı vermektedir.

Bu günlerde katıldığımız her taziye, toplantı ve sohbetlerde halkın sorduğu ve önümüze getirdiği eleştirileri bir nebze derleyip toplayınca var olan realite ve gelinen nokta bize ziya paşa ve ibnü-l Arabi'nin özdeyişlerini hatırlatıyor.

Genel hatlarıyla yapılan eleştiriler kişi ve kurumlar üzerinden Ak Parti ve Başkan Erdoğana mal edilmektedir, bu durum ise eleştiri konusu olan noktaları daha bir vahim kılmaktadır. Aslında Beka meselesi nin bir ekseninide galiba bu gelinen noktalar oluşturacak .

Özellikle gelinen süreçte Ak parti Vizyon ve Misyonunun bir göstergesi olması gereken belediyecilikte bu yazımızda öncelikle Bağlar belediyesini ele alacağız. basın ve sosyal medyada bir şekilde  görmeye alıştığımız bağlar belediyesini işleyeceğiz. Ne yazık ki gelinen süreçte Bağlar Belediyesinin mezuniyet karnesi hiçte iç açıcı olamadı maalesef.

Niyemi?

Evet! Ne yazık ki bu gün halkın gözü önünde bu kötü karneye ve bu eleştirilere kaynak olan kişiler kişisel ihtirasları ve yolsuzlukları ile Ak Partinin yıllardır ülkeye kazandırdığı kazanım ve doğruları tarihe geçecek pişkinliklerle heba etmeye çalışmaktadırlar. Sözde; Bu kişiler 2023 vizyonunu için model olması gereken kurumlar olan belediyede her köşe başını tutmuş ülkeye ve Ak Partiye hain 15 Temmuz Darbesinin veremediği zararı vermekte, sandığa gidecek halka Ak partinin Ak belediyeciliği bu muydu dedirtecek kadar gaflet dalalet içerisindedirler..

Nasıl mı?

Devlet kapısına giden vatandaşın prosedüre ve mevzuata uygun olması gereken en basit işleri için bile rüşvet, kayırma , aracı, komisyonlar vb. şeyler in haddi hesabı yokken…

Her bir encümenin, her bir daire müdürünün, neredeyse her bir memura bile başkanım diye hitap edildiği binada geldiğimiz nokta Belediyenin koridorlarında ellini sallasan bir başkana değiyor noktasıdır.

Kahvehane ve sokak köşelerinde yüz bin tl. yi verene kadro dağıtılıp belediyeye alındığının konuşulduğu bir seçim arefesinde vatandaşa hangi vaadlerle gidilecek.

Memlekete Ak belediyecilik ile hizmet götürmesi gerekenlerin, Garsonlara bol bahşişlerin verildiği künefe salonlarında, kıbrıstaki bilmem hangi otelin ne kadara el değiştirdiği konusu  sohbet gündemleri ise seçim çalışmalarında sandığa hangi iddialarla gidilecek doğrusu merak ediyoruz.

Ak kadroların kefenlerini giyerek çıktığı bu yola birilerinin dansöz elbisesi giyerek dans etmesi asla ve tüyü bitmemiş yetimin hakkını stoklaması asla kabul edilemez. Bu insanlar asla ak kadrolar olamaz.

Olsa olsa ak kadrolar içerisine sızmış asalaklardır.

Bu gün Devletin hizmet üretmesi için görevlendirdiği kişiler veya sözde hacı abiler, yemekçi müdürler, komisyoncu müdürler, ihaleci müdürler, malzemeci müdürler, Coşkun müdürler diye lakaplarla anılıyorsa, sandıkta buyurun cenaze namazına.

Efendiler..

Bu ülke buralara kolay yollardan gelmedi bu ülkenin cumhur başkanı ve ona inanan insanlar siz bu ülkenin altına dinamit koyasınız diye bu kadar bedel ödemedi..

Sizler Şaşı ve Şaşırmış olabilirsiniz ama bunu unutmayın ki bu ülke körler ülkesi değildir.

İnanıyoruz ki yakın zamanda bu ölçüsüzlükler hukuk çerçevesinde hak ettiği karşılıkları bulacak ve çocuklarımız daha da temiz ve Hikmet e göre şekillenmiş bir dünyada yaşayacaklardır.

Üstat Cemil Meriç in dediği gibi “Bu Memlekette sağcı, solcu, ilerici, gerici yoktur, Bu Memlekette Namuslu ve Namussuzlar vardır”

Hasan Hüseyin CEMİLOĞLU