Bugun...


İhsan Yaşar

facebook-paylas
1.DÜNYA SAVAŞI-OSMANLI İMPARATORLUĞU-RUSYA –TÜRKİYE… (2)
Tarih: 11-10-2020 18:52:00 Güncelleme: 11-10-2020 18:52:00


(…) “ Osmanlı Devleti’nin İtilaf Devletleri blokuna katılmak için yaptığı bu ikinci teşebbüsün de gerçekleşmemiş olması, Osmanlı Devleti’ni ister istemez Almanya’nın kucağına atmıştır.” Diye bir önceki yazımızı bitirmiştik. Şimdi kaldığımız yerden yazımıza devam edelim.

Kabinede Alman ittifakına taraftar olanların başında Sadrazam Sait Halim Paşa, Harbiye Nazırı Enver Paşa, Dâhiliye Nazırı Talat Bey ve Meclis Reisi Halil Bey geliyordu. Bununla beraber, Üçlü İttifak blokuna katılma teklifi ilk önce Avusturya’dan gelmiş, bu teklif üzerine Osmanlı Devleti  22 Temmuzda ittifak için Almanya’ya başvurmuş ve II’ inci Wilhelm’in isteği üzerine Almanya’ Osmanlı Devleti’yle ittifak görüşmelerine başlamıştır. İttifak görüşmeleri 27 Temmuzda İstanbul’da başlamış ve 2 Ağustos 1914’de de Türk-Alman ittifakı imzalanmıştır. İtilaf Devletleri taraftarı olarak bilinen Maliye Nazırı Cavit Bey ile Bahriye Nazırı Cemal Paşa ve kabinenin diğer birçok üyeleri, bu gizli görüşmelerden haberdar edilmemişler ancak ittifak imzalandıktan sonra kendilerine haber verilmiştir.

Bu ittifaka göre: 1) İki devlet, Avusturya ile Sırbistan arasında çıkan bir anlaşmazlıkta tam bir tarafsızlık göstereceklerdir. 2) Rusya’nın aldığı askeri tedbirler sonunda, Avusturya ile Rusya savaşa tutuşur ve Almanya da Avusturya’nın yardımına gitmek zorunda kalırsa, Osmanlı Devleti de savaşa katılacaktır. 3) Osmanlı Devleti’ tehdit altında kalırsa, Almanya Osmanlı Devleti’ni silahla savunacaktır. 4) İttifak 1918 yılı sonuna kadar devam edecek ve taraflardan biri feshetmezse, beş yıl için yeniden yürürlükte olacaktır.

4 Ağustos 1914 günü dünya savaşı patlak verdiği zaman Osmanlı Devleti pozisyonunu bu şekilde zorunda bulunmuştu. Fakat savaşın patlamasıyla birlikte, Türk-Alman ittifakının varlığını bilmeyen İtilaf Devletleri, Osmanlı Devleti’nin tarafsızlığını sağlamak için çaba harcadılar. Çünkü Osmanlı Devleti tarafsız olursa, Müttefikler (yani İtilaf Devletleri) Rusya’ya yardım edebilmek için Boğazlardan serbestçe geçebileceklerdi. Gerçekten, Osmanlı Devleti’ de ittifak imzalamakla beraber, hemen savaşa girmeye taraftar değildi ve bunun için de savaşın patlaması karşısında tarafsızlığını ilan etmişti. Osmanlı Devleti’nin tarafsızlığına özellikle Rusya önem veriyordu. Bu sebeple Müttefikler Osmanlı Devleti’nin savaş boyunca tarafsız kalması için bu devlet nezdinde bazı teşebbüslerde bulundular. Fakat Osmanlı Devleti’nin tarafsızlığa karşılık ileri sürdüğü isteklerin en hafifi sayılabilecek olan, kapitülasyonların kaldırılması konusunda bile kesin bir taahhüde girişmek istemediler. Ege adalarının tekrar Osmanlı Devleti’ne verilmesi, Mısır meselesinin çözümlenmesi gibi toprak isteklerine ise hiç yanaşmadılar. Bu istekler karşısında dik başlılık özellikle İngiltere’den gelmiştir. Bir yazarın dediği gibi, İngiltere, Türkleri bile bile kızdırmak ve onları Kayzer’in kollarına itmek isteseydi, bundan daha başka türlü hareket edemezdi. (Şimdide bu oyunlara benzer oyun ve hileler Suriye ‘ de başımıza gelmektedir. Birileri bizi istemediğimiz bir bataklığın içine bizi çekerek,gizli ajandalarında yazılı bir takım yeni oyun ve hilelerle bizi Ortadoğu bataklığının içine çekmek istemektedirler. Dünyanın siyasi oyun kurucuları bize ,” SİZ BİZDEN OYUN KURAMAZSIN, ŞAYET ÖYLE BİR ŞEYE TEŞŞEBUS EDERSEN BUNUN BEDELİNİ SANA AĞIR ÖDETİRİM !” DİYOR.)

Osmanlı Devleti savaş karşısında tarafsızlığını ilan etmekle beraber, Ağustosun ilk haftasından itibaren olaylar ve Almanya’nın çabaları Osmanlı Devleti’ni savaşa katılmaya sürüklemiştir.  Bu olayların ilkini, iki Alman savaş gemisinin Boğazlara sığınması teşkil eder. Akdeniz’de İngiliz donanmasının takibine uğrayan Goeben ve Breslau adlı iki Alman savaş gemisi 10 Ağustosta Çanakkale’ye sığındı. Osmanlı Devleti’nin tarafsız devlet olarak bu gemileri enterne etmesi, yani bu gemilerin silahlarını sökmesi ve personelini de gözaltına alması gerekirdi. Lakin Almanya’ buna şiddetle itiraz etti. Bunun üzerine, güya Osmanlı Devleti’ bu gemileri daha önce Almanya’dan satın almış oldu ve gemilere Türk bayrağı çekilerek, tayfalara da fes giydirildi ve Goeben’e Yavuz ve Breslau’a da Midilli adları verilerek Osmanlı donanmasına katıldı. Bu tevil, İtilaf devletlerinin gözünden kaçmadıysa da, Osmanlı Devleti’ni tarafsızlıktan ayırmak istemediklerinden seslerini çıkarmadılar.                                  

 Bu olaydan sonra Osmanlı donanması, bu iki geminin komutanı olan Amiral Souchon’un komutası altına verildi ki, bu durum Osmanlı Devleti’nin savaşa katılmasında büyük rol oynamıştır. Öte yandan Almanya da Osmanlı Devleti’ni savaşa girmeye zorlamaya başlamıştı. Osmanlının savaşa katılmasını özellikle Avusturya neden? Çünkü Osmanlı Devleti’ savaşa girerse, Kafkas cephesinde bir kısım Rus kuvvetlerini üzerine çekeceğinden, Avusturya ve Almanya’nın yükü hafifleyecekti. Osmanlı Devleti’ bu baskılara karşı koymaya çalıştı. Bir defa, seferberlik henüz tamamlanmamıştı. İkincisi, Bulgaristan savaşa katılmadıkça ve Romanya’nın tarafsızlığı sağlanmadıkça savaşa katılmaya niyetli değildi. Özellikle bu son sebepten ötürü, Osmanlı Devleti, Bulgaristan’ı da savaşa sokmak için bu devlet nezdinde teşebbüste bulundu. Lakin Bulgaristan Romanya’dan çekiniyordu ve onun tarafsız kalmasını istiyordu. Osmanlı Devleti Romanya’nın tarafsızlığını sağlamak için de çaba harcadıysa da, bu devlet tarafsızlık konusunda bir taahhütte bulunmaya yanaşmadı. Bu sırada Eylül ayı gelmişti. Marne muharebeleri, Almanya’nın Fransa’yı 6 haftada yere serme planını suya düşürmüştü. Onun için Almanya’nın Osmanlı Devleti’ni de savaşa sokmak için baskıları arttı. Almanya şimdi Rusya ile esaslı bir mücadeleye girdiğine göre ve Avusturya da Rusya karşısında pek bir şey yapamadığına göre, Osmanlı Devleti’nin de Rusya’ya bir cephe açmasını istiyordu. Şimdi Osmanlı Devleti seferberliğini de tamamladığı için, elinde savaşa katılmamak hususunda bir sebep de kalmamıştı. Fakat yeni bir bahane bulmaktan da geri kalmadı: Devletin mali durumu iyi değildi ve borç paraya ihtiyacı vardı. Almanya bunun üzerine Osmanlı Devleti’ne borç verdi. Lakin Osmanlı Devleti yine Almanya’yı oyalamak için uğraştı. Devam edecek. Selam ve Dua ile. İhsan Yaşar.

 



Bu yazı 718 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI