Bugun...


İhsan Yaşar

facebook-paylas
Osmanlı Devleti -Kavalalı M. Ali Paşa – Türkiye (15 )
Tarih: 11-01-2021 00:01:00 Güncelleme: 10-01-2021 23:50:00


Evet, değerli dostlar, yazımıza kaldığımız yerden yazmaya devam edelim. Kütahya Anlaşması, II. Mahmut’u da, M. Ali Paşa’yı da memnun etmemişti. Padişah, bir valisinin hakkından gelememiş, anlaşma(!) ile de olsa istemeyerek ona birçok yerleri terk etmek zorunda kalmıştı. M. Ali Paşa ile ilgili tehlikenin daha da büyüdüğüne inanan II. Mahmut, M. Ali Paşa’nın daha da çok güçlenmesinden dolayı, rahatsızlığı ve korkuları eskiye nazaran daha çok artmıştı. M. Ali Paşa’ ya gelince o da tedirgin ve huzursuzdu; yabancıların desteği ile kazanmış olduğu zaferlerinin neticesini istediği şekilde bir sonuca bağlayamamıştı. Hayalini kurduğu ve kısmen eline geçirdiğine inandığı Padişah-lığı- Payitahtı işgal –Fetih etmeye ramak kalmış iken Rusya’nın müdahalesi ile elinden kaçırmış, imparatorluk kurma hayalleri yine yarım kalmış, hayalleri yerine; Osmanlı devletine bağlı yarı “Muhtariyet” ile yetinmek zorunda kalmıştı. Yani hikâyemizde anlattığımız gibi; adam ile Yılanın hikâyesinde olduğu gibi, bu saatten sonra ikisinin “Dost” kalması mümkün değildi ve ikisinin de yüreğinde hiç geçmeyecek, bitmeyecek acılar ve bu acılardan kaynaklı büyük bir kin ve güvensizlik vardı. Bu güvensizlik, kin ve acı; ikisinin de yüreğinde öyle yer etmişti ki, birbirini imha etmedikçe yüreklerinde ki bu acı, dinmeyecek ve hiç bitmeyecekti. Bu sebeple her ikisi de, mukadder bir savaşın hazırlıklarına başlamak için kollarını sıvamaya başladılar. 1833-1839 yıllana kadar devam eden bu hazırlıklar sürecinde İngilizler, Ruslarla yapılan Hünkâr İskelesi sözleşmesinden dolayı, Osmanlı Devletinin tamamen Rusların denetimi altına geçmemesi için Osmanlı Devletini desteklediler. İngilizler bu hazırlık döneminde gerekli olan levazım(1) ve esliha(2) konusunda yardımcı oldular. İngilizlerin diplomasi ve politikada konusunda entrikalarını bilmeyen yoktur. Osmanlı Devletini Ruslara kaptırmamak için, gerek Avrupa’ da ve gerek İstanbul’da geliştirdikleri siyasi ve diplomatik entrikalarla, Babıâli’yi tekrar avuçlarının içine almasını becerdiler. İngilizler dış ilişkilerinde neticede sadece ticaretlerini düşünüyorlardı, Hint yolu ticaretinin Mısır’dan sonra Suriye’nin de M. Ali Paşa’nın idaresine geçmesinden memnun olmamışlardı. Çünkü M. Ali Paşa ile Fransızların müttefiklik ilişkilerini çok iyi biliyorlardı, Fransızların M. Ali Paşa’nın üzerindeki etkilerini bildiklerinin için Hint yolu ticaretinin iki önemli şehrinin; Mısır ve Suriye’nin M. Ali Paşa’nın denetimine geçmesi istemiyorlardı. II. Mahmut, İngilizlerin’ den gördüğü müzaharetle (3) Sivas, Diyarbakır ve Harput (4) Vilayetlerini birleştirerek, mülki ve askeri salahiyetle yetkili kıldığı Çerkez Hafız Mehmet Paşa’yı buraya tayin etti. Savaş için hazırlıkları ikmale azami gayret sarf ederek, gerekli olan her tür türlü planlama, eğitim ve lojistik tahkimler yapılarak, artık savaşa hazırdılar. M. Ali Paşa’nın kazanmasını isteyen Fransızlar ise, M. Ali Paşa’ ya her türlü yardımı yapmaktan çekinmediler. M. Ali Paşa’ da Fransa’dan aldığı yardımla Suriye’ de savaş hazırlıklarına başladı. İstanbul’ da Padişah II. Mahmut , “M. Ali Paşa’nın başını ,”Kelle” sini getirene İmparatorluğu bağışlarım “ diye söylenirken, M. Ali Paşa’ da ,” Yakında II. Mahmut halledilecek, yerine Abdülmecit Padişah olacak, halkın ya beni, ya da oğlumu Abdülmecit’te vasilik için çağıracağı gün uzak değildir” gibi bir takım haberler yayarak, psikolojik olarak da algı savaşları bütün hızı ile karşılıklı devam ediyordu. Bu psikolojik savaşta, amaç karşı tarafı yıpratmak, halk nezdinde karşı tarafı itibarsızlaştırmak, kendi askerine ve mahiyetindekilere halka moral vererek, moral ve motivasyon yönünden diri tutmak, birlik ve beraberliği daha da güçlendirmek… Kütahya antlaşmasına, her iki taraf mütareke -Ateşkes nazarı ile bakıyor, bir müddet sonra başlayacak olan savaşa var kuvvetleriyle hazırlanıyorlardı. Nihayet Hafız Mehmet Paşa, savaş için hazırlıklarını tamamladıklarını padişaha bildirerek eğer izin verirse, kaybettikleri yerlerin geri alınması için harekâta geçeceğini bildirdi. Nizip’te yine Osmanlı Ordusu ile Mısır ordusu karşı karşıya geldi. Mısır ordusunun başında yine M. Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa vardı. Osmanlı Ordusu erat/asker olarak muntazam hazırlanmış olmakla beraber, kumanda heyeti adeta kumandanlıktan bihaber idi. İbrahim Paşa’nın ordusu ise; tam da Osmanlı Ordusunun aksi idi. İki ordu günlerden Cuma günü karşı karşıya geldi. Başta Moltke (5) olduğu halde, ordumuzda bulunan birkaç kurmay subayın, hemen savaşa girelim teklifini Başkumandan Hafız Paşa, kendi ve kendisi gibi düşünen kurmaylar; “ Cuma günü mübarek gün, bu mübarek günde savaş yapmak şer’ an caiz değildir” şeklinde düşünenlerin fikri ile hareket ederek, Moltke ve Moltke gibi düşünen Kurmay Subayların tekliflerini ret etmişler ve savaşa girmemişlerdir. Gece, bir baskın yapalım teklifini ise ; ” Biz haydutlar gibi gece baskın yapamayız, hileyle başvuramayız, Osmanlı Ordusunun şanına yakışmaz!..” savaşta olmaması gereken duygusallıkla davranarak, harbin olmazsa olmazlarından olan stratejik üstünlük, savaş kuralları gereği yapılması gereken taktiksel oyun ve hileleri kendine ve Osmanlı Devletine yakıştırmayarak ret etmiştir… Devam edecek. Selam ve Dua ile… İhsan Yaşar. 1-) Levazım: Gerekli olan şeyler. Araç- Gereç. 2-) Esliha: Silahlar- Savaş için gerekli olan malzemeler- Alet-Adavet. 3-) Müzaheret: Yardımcı olma, arka çıkma. 4-)Harput: Elazığ’ın İlçesi.(Eski Elazığ’ın ismi ) 5-) Prusyalı asker ve devlet adamı.


Bu yazı 12132 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
YUKARI