Bazı maçlar vardır. 3 puandan ötesidir. Maçı kazanayım ama 3 puan vermesenizde olur dersiniz. Psikolijisi, getirisi, götürüsü oldukça önemlidir. Haftasonu oynanan Amedspor Eskişehirspor karşılaşması da işte tam da böyle bir maçtı.

Maçtan beklentinin büyük olması olası endişeleri de beraberinde getirmiyor değidli elbet. Zira bu konuda ağzı çok yanmış bir şehir olarak çıkabilecek olası saha olaylarında iyi giden takımımızı baltalamak, onların emeklerine gölge düşürmek olabilecek en kötü neticeydi.

Neyseki maçtan günler önce başkan Selahattin Yıldırım'ın resmi siteden duyurduğu sağduyu açıklamaları, taraftar gruplarının ve taraftarların duyarlılığı maçın stresini gerginliğini azalttı. Geriye tek bir şey kaldı futbolcuların çıkıp 3 puan alması.

Maç günü ise stadyumda özlenilen tabloyu gördük diyebiliriz aslında. Şehir kenetlenmiş, tribünler dolmuş, 3 puan beklentisi ve olası liderlik hesapları herkesi havaya sokmuştu.

Gelelim maça. Böyle bir atmosferde başlanan maç için teknik taktik konuşmak yersiz olur diye düşünüyorum. Elbette çıkarılacak dersler vardır. Yenilen basit gollerin değerlendirilmesi yapılır. Ama yazımın başında dediğim gibi bazı maçlar teknik taktik'in çok ötesinde psikolojik maçlardır. Ve bu maçlardan psikolojisi iyi olanlar başarıyla ayrılabilir. Amedspor teknik heyeti ve futbolcuları da bu psikolijiyi ne kadar iyi yönettiğini ve zirveye yerleşmesinin tesadüf olmadığını herkese gösterdi. Tabi burda yönetim ve taraftarların da hakkını teslim etmek gerekir.

Tabi geldik şimdi işin en zor kısmına. Zirveye çıkmak elbetteki zor ama o zirvede kalmak daha da zor. Artık gittiğiniz deplasmana lider olarak gideceksiniz, Rakiplerin size karşı olan oyun anlayışları değişecek, siz de liderliği korumak için daha fazla efor sarfedeceksizin. Grupta şansımız oldukça fazla. Bundan sonra herkese daha fazla sorumluluk düşüyor. Taraftarın ilgisi kenetlenmesi bu şekilde devam ederse bir üst lig çok uzakta değil.